hayatın doğal akışına uygun davranmaktır. zira 18 yaşına kadar ailesinin yanında yaşamış, hayatında ev kiralamamış fatura ödememiş biri, kendi kendine okul kaydını yaptırıp, yurt kaydını yaptırıp, eşyalarını memleketten getirip yeni şehrine yeni 4 yıllık yuvasına yerleşemez.
üniversiteden mezun olup atanınca da yeni şehrine ebeveyniyle beraber gidecektir. utanılacak bir şey yoktur.
Yapmadigim seydir. Tum belgelerimi kendim topladim annem geldi ustune cay doktu. Birdaha topladim, eve gelen kuzenlerime karalama kagidi diye vermis. Goturur muyum hic? Kendim gittim verdim zaten ayni sehirdeydi.
Tek başına gidenlerden olduğum için hatırlamak istemediğim.
O gün çok yorulmuştum. Sadece bunu söyleyebilirim. Kayıt yaptırıp, kalacak yer bulup geri dönmüştüm ve bu olay 1.5 günümü almıştı.
Yorulmuştum ancak kendimi güçlü hissediyordum...
tek başımaydım kafam rahattı. üniversite demek askerlikten önce ilk defa gurbet görenler için bir nebze gerçekleri görmek demektir. okulu bulur kaydınızı yaparsınız, yurt veya pansiyon ayarlamnız lazımdır. yurt broşürü dağıtan birkaç gençle tanışmanız muhtemeldir.
ana babadan ayrılma, kendi ayaklarınını üzerinde durma vakti gelmiştir. hayatta yalnız kalacağını hesaba katarak tek başına işlerini halletmelidir insan.
Yaşadığım şehirde üniversite kazandım haliyle tek gittim zaten 2 saatlik bir iş. Gelenlerin hepsi ailesi ile gelmişti. bir oğlan "kayda velimizle mi geleceğiz?" sorusu beni güldürmüştü ama hak verdim sonradan belki hiç evrak işiyle uğramamış olabilir doğaldır bi de arkadaşlara katılıyorum farklı şehre gidiyorsanız aileniz ile gidin gezmiş olursunuz 9 ay tek tük görüşeceksiniz zaten.
ben kuyruktayken arkamda ara ara gözgöze geldiğim o dayanak, elinde heyecanla tuttuuğu kağıtlar, bir elinde de içerim diye su.
ah be anne be...
şimdi olsan burda ben yine kayıt olsam, ara sıra sırtın terledi mi diye sorsan ben de öflesem püflesem. su var mı anne desem. sen çantandan çıkarsan.
bundan sekiz sene önce yapıp gayet memnun kaldığım durum. marmara üniversitesinin o devasa koridorlarında ben bir iş için koşarken annem de başka bir iş için koşturmuştu çünkü.
bu sayede işimizi daha kolay halledip beraber yemek yediydik. oh mis.
bunun o kadarda kötü bir şey olduğunu sanmıyorum. hele kazanılan yer başka bir sehirdeyse en doğal davranıştır herhalde. o kadar emeği olan ailenin bu güzel anı duyumsamak ve gurur duymak en doğal haklarıdır. bunu hakir görmeyin ve sizinle gelip gurur duymak isteyen biricik ailenize kapris yapmayın ve gereksiz triplere girmeyin. bırakın gelsinler. bunu onlara çok görmeyin ve engellemeyin. orada da yardıma ihtiyacınız olabilir. siz sırada iken size su vs getiren gene onlar olacaklardır. ayrıca üniversitenin ilk ayında ailenizden para almaya devam ediceksiniz. bu garip değil de sizinle gelmeleri mi garip? geçen sene kendi kaydım sırasında gördümki o gün tam bir curcuna oluyor o sırayı bırakıp gidemiyorsunuz. ama aileniz yardımcı oluyor size ihtiyaçlarınızı karşılıyor. üstelik kimseyi tanımıyorken kötü bir psikoloji içine girmenizi önlüyorlar. yanlız hissetmiyorsunuz. orda zaten herkes bu şekilde.
maaile giden bireyler için az bilelik eylemdir. üniversiteye 16-17 yaş civarı başlayan ergen bünyeler zaten ebeveynlerinin gelmeme ihtimalini bile düşünmüyorlar, maazzallah yerler bitirirler onları. *
üniversitede okumaya test sorusunun cevabını dışarı taşırmadan doğru doldurmaktan öte üniversiteli olmayı henüz haketmemiş öğrenci tipidir. üniversite öğrencisi olacak olan adam kendisini ana babasından yardım almadan kayıt yaptıracak kadar hiç olmazsa olgunluğa sahip olmalıdır.
eğer bu böyle devam ederse:
(bkz: iş görüşmesine ebeveynle gitmek)
(bkz: erkek arkadaşıyle görüşmeye ebeveynle gitmek)
gayet normal bir durumdur. ama bende o şekilde seyretmeyen bir durumdur. bana istanbulu bilmeyen anne ve babayla gitmek yerine istanbulu bilen bir ablayla maslak yollarına düşmek nasip oldu orası ayrı.
herkes anne babasıyla gelmişken siz öyle boynu bükük kalırsınız bir yandan da oğlunun her şeyine müdahale bir anne gördükçe ve 250 kişinin içinde 10-15 kızdan biri olduğunuzu farkettiğinizde iyiki babam bunu görmedi adamcağızın yüreğine inerdi diye içten içe bir şükretme durumu yaşarsınız orası da ayrıdır.