zorlu yoların insanıdır çoğu zaman. üniversiteye gelişi kolay olmamıştır. sıkı bir çalışma, uzun bir maraton ve sonucunda öss kişiye bu ünvanı getirmiştir. (tabii hepsi için geçerli değildir. nasıl yani dersen bekle birazdan söyleyeceğim)
bu gençlikteki herkes üniversitede kendini başka bir ortamda bulmuştur. herkesin zaten ayrı bir dünyası kesişmiş ve üniversite dünyası evrensel kümesinde buluşmuştur. çeşit çeşit dünyalar bulunur bu diyarda:
çalışkan, çok çalışkan doğulu kardeş: bu üniversiteli arkadaşımız, doğuda zor şartlar altında okumuş, yine zor şartlarda üniversiteyi kazanmıştır. derslerin değişmeyen elemanı, başarı sıralamasında liste başıdır. benim gibi, birilerinin zorlamasıyla (aile, öğretmen) zorlamasıyla çalışıp gelenlerin yüzünü kızartır. kesinlikle yüksek lisans hedefleri vardır ama öncelikli hedefleri okulu bitirip meslek sahibi olup para kazanmaktır. gönülden takdir edilesi kişilerdir.
çalışkan, diğer: derslerle ilgilidir. normal bir ortamdan gelmiştir. müreffah bir hayat yaşamış, iyi bir eğitim almış, idealist bir kişiliktir. yüksek lisans hedefleri vardır. okul bitince okulda kalmak isterler. hocaların gözüne girmek isterler. bazısı ara sıra "hocam yüksek lisans için ne gerekiyordu eki eki?" diye yerli yersiz soru sorarlar.
vasat durumdaki ortam insanı: kafası zehir gibi çalışıyordur. derslerinin de iyi olmasını istiyordur. ama dört yıllık üniversite hayatının tadını çıkarmak isterler. sınava bir iki gece öncesinden çalışıp geçmek isterler. çok dersten de geçerler, derslerden çok kopuk değildir çünkü. yüksek lisans hedefi de yok değildir ama dedik ya, biraz hayatını yaşamak ister, maçlara, konserlere akar, bilumum gezinti yapar.
kötü durumdaki: bu kardeşimiz, kendini üniversite hayatına adapte edememiş, sıla hasreti, kız, çocuk meselesi yüzünden konsantre sorunu vardır. derslere girmezler, sınavlarla idare ederler. diğer zamanlarda serseri mayın gibi gezinirler.
yüksek okul i : iş aradığında özgeçmişinde tekniker (diğer meslekler için de uygun olanı) sıfatının olmasını ister. 2 yılda uzatmadan hızla okulunu bitirir, askere gider, işine gücüne bakar.
yüksek okul ii : sırf üniversite ortamını tatmak için üniversiteye gelen,kendi evini tutup gününü gün eden gençlik. derslere neredeyse hiç girmez. (başta hepsi zorlanmamış dedik ya bunlar biraz işte)
yüksek okul iii, açık öğretim i : üniversiteyi askerliği tecil ettirebilmek için tercih etmiş kişilerdir.
açıköğretim ii : diplomalarına diploma eklemek isteyen azimli, kendini her alanda geliştirmek isteyen kişilerdir.
açıköğretim iii : habi için üniversite okuyan kişilerdir.
tabii bunlar kesin yargılar olmayıp, gözlemlerdir. tam genelleme yapılamaz, yapılmamalıdır.
2008de durum aynen şöyledir:bu gençler üniversiye gitmeden önceki tüm hayatını zaten buna endekslemiş,özgürlük denilen kavramı algılayamadıkları gibi,oturmuş karakter yerine o dönemde ne modaysa ona yönelmeye çoktan hazır -ki günümüzde ya gotiklik yada tikilik- içkiyi ve sarhoş olmayı büyüklük olarak algılayan ve devamlı bundan bahseden, aslında üniversiteye gitmenin ne demek olduğunu anlayamamış,dünya olaylarından haberdar olmayan ve hakkında iki kelime laf edemeyen,insanları giydikleriyle değerlendirip kendini de ona göre pazarlamaya çalışanlar...4 yılda bundan ne eksik ne fazla..
geneli değil ama azımsanmayacak kadarı,konvers giyerek, kargo kotu kıçından çıkarmyarak, eşşeğin ziki kadar güneş gözlüğü takarak, arabayla okula gelerek ortam adamı olunacağını sananlardan oluşur. bunların erkek olanlarının üniversiteye bakışı: kız düşürmek için ideal mekandır. bayan olanlarının ise: çok fazla erkekle çıkabileceği, aile baskısından uzak olan mekandır.