hristiyan mezheplerinden bir tanesi. fakat çok ilginç bir özellikleri olmakla birlikte;
islam çizgisine oldukça yakın olmaları.
bu mezhebi ilk olarak öğrendiğim ve hakkında geniş çaplı bilgi aldığım makale'den, yani mahmud esad coşan'ın başmakaleler-1 isimli kitabında yer alan "Hıristiyanlıktan Müslümanlığa" isimli makalesinden alıntılayalım. okudukça akıcı, bir çırpıda okuyacağınıza eminim;
Böylece geçerliliği ortadan kalkan semavi dinlerin mensuplarından bir kısmı islâm dininin ve onun peygamberi Hz. Muhammed Mustafa'nın (sas.) davetine icabet etmiş, bir kısmı ise sırf inatlarından veya yeni nizamı merak edip araştırmadıklarından bugünkü tahrif edilmiş ve batıl şekliyle eski dinlerinde ısrar etmektedirler. Bu şekilde batıl olmuş dinlerden biri de Hıristiyanlık dinidir. Halen bu din mensupları kendi aralarında birtakım mezheplere ayrılmışlar; her biri sadece kendilerince doğru kabul ettikleri ilme, tekniğe, medeniyete ve uygar insan düşüncesine muhalif, kasır görüşlerle oyalanmaktadırlar. Ancak bu mezhepler arasında islâm düşüncesine yakın görüşleri olan biri vardır ki buna "Unitarianism" denilir.
Bu yazımızda biz, Unitarianism mezhebi hakkında bilgi vereceğiz. Daha önce Matbaacı ibrâhîm-i Müteferrika ve Risâle-i islâmiye adlı eserimizde izah ettiğimiz bu hususa bir kez de burada temas etmek istiyoruz.
Unitarianism, biz müslümanların, hakkında bilgi sahibi olması gereken ilginç bir hıristiyan mezhebidir. Bu akide, papalığın çok şiddetli bir şekilde takip ettiği ve mensuplarını Muhammedilik fikirlerini kabul etmekle suçladığı Unitarian mezhebi idi. Şiddetli takibata rağmen Avrupa'dan ingiltere'ye, Amerika'ya geçmiş, aralarında Amerika cumhurbaşkanlarından Thomas Jefferson (1743-1826) ve filozof Ralph Waldo Emerson (1803-1882) gibi büyük simalar bulunan seçkin kişiler bu akideyi benimsemiştir. Bu önemine rağmen varlığı bilinmezliğe vurulur, mümkün olduğu kadar hakkında söz edilmeyerek gizlenmeye çalışılır.
Bu akidenin temel fikirleri; teslis aleyhtarlığı, yani Tanrı'yı üç uknum (ekânîm-i selâse) Baba, Oğul ve Rûhülkudüs'ten mürekkep sayarak uluhiyyete Hz. isa'yı ve Cebrail Rûhülkudüs'ü de dâhil etmek şeklindeki itikada karşı olmak, Tanrı'nın tek olduğu, Hz. isa'nın Tanrı değil, insan olduğu, teslis itikadının incil'de mevcut bulunmadığı, Katolik kilisesinin incil'i tahrif ve tağyir ettiği, papalığın yanlış ve sapık yolda bulunduğu... tarzında idi.5
Unitarianism'in fikir babası, ispanyol Michael Servetus (Michael Servet de Villeneuve, 1511-1553) adlı hekim ve ilahiyatçı idi. Kan deveranını Harrvey'den önce söylemesi, coğrafyacılığı ve teslis aleyhtarlığı onun, yakın komşuları olan müslümanların eserlerinden faydalandığını ve fikren onların tesiri altında kaldığını gösterir. Kalvin tarafından engizisyona ihbar edilerek yakalanmış, Cenevre'de 28 Ekim 1553'te diri diri yakılmış ve yazdığı eserler imhaya çalışılmıştır.6
Unitarianism takibata rağmen italya, Polonya, Hollanda, ingiltere ve Amerika'da yayılmaya devam etti. 1570 yılında Macaristan'ın Pècs (Peçuy: Fünf Kirchen) şehrinde resmen tanındı. Basılan, mezhebe ait resimler Macaristan'a ve Erdel'e yayılıyordu.
Aynı zamanlarda Erdel'de Kalvinist bir ilahiyatçı olan Dàvid Ferencz de bu akideyi benimsedi; papalığı Kitâb-ı Mukaddes'i tahrifle itham etti, Hz. isa'ya tanrı olarak tapılmamasını söyledi. Bunun üzerine yakalanıp hapsedildi ve 1579'da hapiste öldü. Taraftarları kaçarak Türk hâkimiyeti bölgesine sığındılar; 1588'de Budin paşası huzurunda dinî münâzaralara katıldılar.
Dàvid Ferencz'in eseri Anti-krist yani deccal diye adlandırdığı "Papalığın, gerçek tanrı bilgisini nasıl tahrif ettiği" konusunda idi. Ölümünden sonra onun fikirlerini Jacob Paleologus sürdürdü. Bu şahıs önce Dominiken keşişi iken fikirleri dolayısıyla takibata uğrayınca, engizisyondan Almanya'ya kaçmış; Lehistan'a ve oradan da Erdel'e gelmiş ve Unitarianism'i benimsemişti. 1573-1574'te Kolozsvàr Dinî Koleji'ne rektör oldu. Fakat 1582 yılında Moravya'da yakalandı. Roma'da bir müddet hapsedildi ve 1585'te diri diri yakıldı.
Servetus'un yakılan Chrisetianismi Restitutio (Yeniden Kurulan Hıristiyanlık) adlı eserinin bir kopyası, Szentivànyi Daniel adlı bir Erdelli tarafından ingiltere'den sağlanarak Kolozsvàr'a getirilmişti. Bu Daniel, Kolozsvàr Dinî Koleji'nde bir müddet müdürlük yapmış, 1681-1684 yılları arasında piskopos muavini, 1688-1689 yıllarında da piskopos sıfatıyla başkanlıkta bulunmuştu.
Bu şahıs Batlamius Coğrafyası'nı da beraberinde getirmişti. ibrâhîm'in coğrafya merakı bu eseri okumasıyla doğmuş olabilir. Ayrıca Dàvid Ferencz ve Servetus'un eserlerini de muhakkak okumuş olmalıdır.7
Aslında islâm tarihi boyunca batıl dinlerde iken ihtida ederek islâm'a gelmiş sayısız insan vardır. Bunlar arasında çok değişik meslek erbabı, ilim adamı, araştırıcı, film ve ses sanatçıları, papazlar, hahamlar vb. bulunmaktadır.
Bu meyanda bir de yukarıda hakkında bilgi verdiğimiz hıristiyan mezhebine mensup olup da sonraları müslüman olanları vardır. Bunlardan en meşhuru Türkiye'de matbaanın kurucusu olarak tanınan ibrâhîm-i Müteferrika'dır. Ancak onun müslüman olması yanlış yorumlanmış; Osmanlıların Macaristan'a yaptıkları akınlar neticesinde esir alınarak istanbul'a getirildikten sonra, hürriyeti seçmek için müslüman olduğu zannedilmiştir. Kanaatimizce onun islâm'ı seçmesi nisbeten de olsa tevhid akidesine yakın fikirleri olan Unitarianism mezhebinde olması, her şeyden önce de Allah'ın inayetidir. Bu kişilerin samimi olarak islâm'ı araştırmaları onların hidayetine vesile olmuştur.
var olmayan bir hayali kişiliğin mitlere dökülmesi, bu mitlerin insanlığın varoluşunun başladığı yerde tüm halkları etkilemesi sonucu, biraz da güç peşinde olan, insanları yönetmek için, kuzulaştırmak için, cebine elini soktuğunda diğer cebini de uzatması için uydurulan fikirlerdir.
Evrensel bir tanrı çağrısı olduğunu idda eden ve bir vahiye dayanan hristiyanlık, temel olarak museviler tarafından öldürülen tanrının oğlu olan isa (jesus)un vebalini sonraki insanlara yükler. Bu olaydan sonra doğan hristiyanlar vahtiz olup doğarken ki günahlarını bırakmalıdır. isa'yı meryemin rahmine koyduğu idda edilen tanrının yani yüce ruhun isa çarmıh'a gerilirken isayla bütünleştiğini idda ederler. isa peygamber olarak değil sonradan tanrının kendisine dönmüştür. (petrus) Hristiyan olması için bir bireye yapılan her türlü muamele mübahtır. Misyonerler insanlara isa'nın öldürülmesine karşı koymadıkları için kirli günahkar olduklarını empoze eder. vahtiz olup günahlardan kurtulun derler.