cep harçlığını ucu ucuna bilet parasına yettiren, genelini öğrencilerin oluşturduğu kitleyi söğüşleyebileceğini sanan bir anlayışa,
aykırı gördüğü tipi ezebileceğini zanneden halbuki bu ayki parasını bu ziyaretçilerden kazanan parkorman görevlilerinin iğrenç rezil tavırlarına maruz bırakan bir mekanda yapılmış festival.
bir grubun crew'ında girdiğim için pek çok yere sınırsız girme hakkım olmasına rağmen diğer kişilere ve sonlara doğru bizlere de tavırlarından dolayı bir aylık küfür kotamı kullandığım festival olmuştur kendisi.
herkese dayılanarak egosunu tatmin eden, beyni pazılarına akmış insanları çalıştırmak yerine dha mantıklı insanları çalıştırmalarını tavsiye ederim kendilerine. böylece gelen insanlar daha memnun olacaklardır, bu tarz personele anlayış gösterip sorun çıkarmayacaklardır ayrıca organizasyonlar da bu mekanı daha fazla tercih edeceklerdir.
işin mekan ve personel kısmından sonra sahne arkası hakkında da birkaç şey söylemek istiyorum;
çıkan yerli alt gruplarla sahne arkasında hiç ilgilenilmedi,
çalan gruba yalnızca 3 kişiyi içeri sokma hakkı verildi,
bu gruplara verilmedi bunun yanında sadece çalmadan önce ihtiyaçları giderildi bununla yetinildi.
yani sahne arkasında da vasatın biraz üzerinde not almış festival. ha tabi headlinerlara izzet-i ikramda kusur edilmedi o ayrı.
14 saatlik boktan bir yolculuk yapmak.otobüs ile tıklım tepiş kamp alanına ulaşmak. içeri girmek güzel bir kamp yeri kapmak çadır kurmak yemek alanına koşmak ve işte hüsran... yemeyecem ulan deyip açlıktan bayılmak noktasına gelince paraya kıymak yemek yemek.opeth den serenity painted death i canlı dinlemek gitmek uyumak. ertesi gün uyanıp dışarda yemek yemek geri dönmek sıcakta ölmek duş almak yine açıkıp yaratıcı yöntemler geliştirmek. fişlerdeki 1i kurşun kalem ile 4 yapıp fiyatları ucuzlatmak gece kusana kadar yemek yemek. testament i ninni olarak kullanmak.ertesi gün uyanmak ve 1 leri 4 yapmaya devam etmek etmek etmek. 10 kişinin karnını doyurmak. moribund a gülmek dt de yatıp uzanıp seyretmek. sonra dallamaların bira beleş olmalı naralarına göt ile gülmek yatmak uyumak ankarama geri dönmek... güzeldi uan.
dipnot: kim ne derse desin tuvaletler gayet temiz ve güzeldi en azından bunun için teşekkür..
cevrenin mudahalesi olmasaydi, a adasindaki emcuklarin* cesetlerini sirtimizda taksim'e kadar surukleyip meydana ibret olsun diye asabilecegimiz festivaldi. **
Opeth ve testament'ın mükemmel performanslar sergilediği, dark tranquillity'nin canlı performans konusunda kendisine göre iyi iş çıkardığı festivaldi. Alt grupların bazılarında cidden zevk aldım bazılarında ise bu neydi yahu dedim. Mesela crossfire, mesela soul sacrifice mesela definitive bunlar gerçekten bana büyük haz verdiler. bilhassa false in truth da öyle idi. Ancak ben bu orphaned land işini çözemedim. lirik anlamda sadece melodik oooo ooooo larla seyirciye oynayan ve her seferinde millet durulduğunda türkiye oleey tükiye bağırarak milliyetçi kimliklerin coşmasını sağladı ve bu da konser iyiydi bizi çok coşturdu moduna soktu seyircileri, ama orphaned land sıradan bir grup metal müziğin içindeki bir şeylerin farklı veya uç noktalarda olması ile karakter kazanan müzik olma duygusunu yaşatmadı. seyircilerden coşmalarına rica eden gruplar da ayrıca bir komedi idi.
Organizasyon olayına gelecek olursak, çeşitli kanallarla festivalin öğrenci bütçesin uygun olacağı haberleri yine ütopik komedilerden ibaretti. ben bi festivale gittim mi ucuz yeek yemek için beşiktaşa inip festival modumdan kopup sadece akşam konsere geliyormuş gibi olmak zorunda değilim. müzik organizasyon işini müziğe gönül verenler yapmadığı sürece bu da devam edecektir bu beni artık metal festivallerine gitmemeye karar vermemi tetikleyen nedenlerden birisi idi...
bir diğer konu ise seyirci profili idi. metal müziğe gönül veren biri gibi görünmeye çalışan çok birey gördüm orada. çok fazla insanı gözlemledim ve 3 boyunca neler yaptıklarını izledim ve onlar oraya eğlenmeye değil sadece çok cool metalci olduğunu göstermeye gelmişler. ya grupların patchlerini kot montuna dikip cool gezen metalci abiler ya da mini şortları ile bacaklarını gösteren cool metalci ablalar vardı ve bunlar sahnedeki grup kim kim olursa molsun somurtuk bi şekilde sahneye baktılar ya da uzandılar. dedim belki headliner bekliolardır ama yok headliner konserinde bile hala cool cool o yastıkların üzerinde oturmuş malak gibi bakıyorlar. ya da üzerinde lamb of god - ashes of the wake tişörtü olup sahnedeki grup o albümün en deli parçalarından biri olan faded line'ı çalarken o şarkıyı bilmeyerek mal mal sahneye bakan bireyler de mevcuttu.
ben o müziği içselleştirip gönül verdikleri için o festivale gidip müziği ile kendini bulan insanların olduğu, dinleyicileri insan yerine koyan organizasyonların düzenlediği, az ama öz grupların çıktığı bir festival olmadığı sürece yokum bu işte arkadaş!
bu arada ciyzis kirayzs ile beraber gitmiş olup bu saçmalıklara beraber maruz kaldığım festivaldir. hatta muhtemelen roket şeklindeki pisuvarlara beraber işemişizdir.
en güzel uykularımı uyumamı sağlamış sağlam festivaldi. ilk günkü barço liseli gençliğe rağmen yine de zevk alabildiğim organizasyondu. her şeyden önce orada toplanan * bilinçli topluluğun kendi arasındaki hoşgörü, sıcakkanlılık ve anlayışını uzun süre ardından tekrar görmek beni inanılmaz mutlu etti. öyle ki yanlışlıkla çelme taktığım bir ablanın dönüp bana özür dilemesi, gölge alanda sıkışarak yer açan abiler uzun zamandır tatmadığım duyguları yaşattılar. gerçi to rid the disease çalarken kız arkadaşıma dinletmek için telefonunu rica ettiğim ** 3 kişi tersledi ama o da doğaldır artık, ben olsam ben de vermezdim. sonuç olarak izmire dönüşümde aynı otobüste olup, bileklerimizde çıkaramadığımız bilekliklerimize bakıp gülüşüp muhabbete girdiğimiz kişiler olmuşsa, bu festival başarılı olmuştur kardeşim.
parkormanda düzenlenen, fiyatlar ve aşırı güvenlikle insanı bezdirmeyi becerebilmiş festivaldir.
alandaki havuz metalik bünyelerin serinlemesini sağlamıştır.
arkadaşlarımızın 3.gün konserleri izleyemeden güvenlik görevlileri tarafından dışarı atılamaları morelleri bozmuştur. neyse onların yerinede dinlemiş oldum dark tranquiliity'i.
gruplar açısından bu seneki en iyi festival olarak değerlendirilebilir. yerli gruplar genel olarak iyi performans sergilediler ama havanın aşırı sıcaklığından olabilir lise gençliğinin pogo denemeleri dışında pek coşan olmadı. bazı istisnalar hariç tabiki.
malt,catafalque, black tooth, orphaned land, soul sacrifice iyi performanslar sergileyip seyircileri coşturdular. moribound oblivionun performansı bahadırın anfisindeki arızanın dışında iyiydi. orphaned land'ın performansı da iyiydi, türkiye atkıları ve türkçe sözlerle seyirciyi gaza getirmeyi bildiler. maltın performansında akılda kalan nokta cenkin cep telefonundan wherever I may rom'un giriş kısmını dinleterek şarkıya başlamasıydı. çaldıkları motör head parçası da tabiki çok hoş oldu. favori gruplarımdan false in truth iyi bi performans sergiledi fakat yeterli ilgiyi göremedi ne yazıkki.
gelelim baba gruplara ilk gün geç saatlere doğru artan halsizlik ve vücudun tamamına yayılan ağrılar kısacası yorgunluk belirtilerine rağmen opeth'i canlı dinlemek hepsini bi anda unutturdu. opeth süper bi performans sergiledi ve festival alanını coşturdu. mikael in elinde bi ara ibrahim tatlıses cdsi vardı.
ikinci akşam ise tam anlamıyla yer yerinden oynadı. testamenttan önce sahneye çıkan pentagram her zamanki gibi metalik bünyeleri coşturmayı bildi ve ortamı testament'e elverişli bi kıvama soktu. testament sound checkinde bile kalitesini belli etti. grup sahneye çıktıktan itibaren müthiş bir coşku görüldü ve bendeniz alanın orta ön tarafında olmanın bedelini * ödemiş oldum. chuck abimiz üstüne milli takım tişörtünü giyip sahneye çıktığında kalabalık daha da bi gaza geldi. favori parçam olan 'the legacy'i çalmamış olmaları beni üzdüysede onları canlı dinliyo olmak herşeyin ötesinde bişeydi.
son akşam ise dark tranquillity performansı festivale muhteşem bi final oldu. performans süperdi. önümde salağın teki kız arkadaşını ikidebir omzuna almasaydı daha güzel olacaktı ama neyse olur o kadar. seyircilerden mikaelin üstüne doğru gelen bi pet şişesi olayın tadını kaçırmaya yetmedi tabiki.
konserler bitti çadırda uyuklamaya doğru hazırlanırken dışarıdan gelen sesler dikkat çekti. kamp alanında büyükçe bi grup fiyatları protesto için yürüyüş yapmakta ve sloganlar atmaktaydılar. oldukça komik bi durumdu. yer yer yaratıcı sloganlara rastlandı. 'alkolik hareket engellenemez', 'havuza sıçıcaz başka yolu yok' ve bi ton saçmalık. saçmalık diyorum çünkü protesto hiç bi işe yaramayacaktı. zira protesto festivalin ilk gününde yapılsa daha anlamlı ve etkili olurdu. sonuçta gençler eğlendiler, havalarda uçuşan tuvalet kağıtları, şişirilmiş ve balon niyetine oynanan prezervatifler akılda kalanlardı.
her türlü olumsuzluklara rağmen testament, opeth ve dark tranquillity dinlemek süperdi. onlar için herşeye değer.
ekleme : ses sistemi iyi güzeldi de gitar ve vokalleri net olarak duyamadım, duyulan yegane şey davul sesleriydi.
dünyanın yolunu gidip yağlı saçlarla şükür ki bitlenmeden dönebildiğimiz,herşeye rağmen testamen ı izledim ya daha ne uleyn dediğim festivaldir.lakin günler öncesinden uyuyamayıp heyecanla beklediğim bu festivalden sonra gruplardan ziyade sefaletimin iz bırakacağı aklımın ucundan bile geçmemiştir. makarna alır gbi çadır almanın sonucu olarak açıldığında tek kişinin bile sığmasına imkan olmayan çadıra iki kişi sığışımız,alkollü kardeşlerimizin çadırımızın üzerine düşmemesi için sabaha kadar dua edişimiz,yağmur yağdığında işte şimdi boğulucaz deyip su geçirmediğini gördüğümüzde gözlerimizin dolu dolu oluşu neticesinde 3. günün sabahında saat 7.30 sularında kaçarcasına uzaklaşmamıza neden olmuştur. ormanın içinden votka sokan arkadaşların bizden gizli lüpletmeleri,dünyanın parası olan birayı bari testament'e saklayalım dierek iç geçirmişliğimiz hafızalardan silinmeyecektir.
neticede güzeldik,güzeldi....
Opeth ve Katatonia konserlerinin iptal olduğunu açıklayan festival.
Açıklama dediysem de fazla bir şey beklemeyiniz, "duyuru" kelimesi daha uygun olur.
"Opeth ve Katatonia iptal olmuştur. Detaylı açıklama ve yeni gruplar yakında buradan duyuralacaktır."
Gerçekten ilginç bir profesyonellik anlayışı var. Festivalin başlamasına bir aydan az bir süre kalmışken, aylar önce açıkladığın 2 headlinerın gelmeyeceğini açıklıyorsun. Aylarca onlar için bilet alan adamlar var -benden söylemesi şu an çok sinirli adamlar onlar- ve sen onlara açıklama yapmayı daha sonraya erteleyebiliyorsun.