20-23 haziran 2008 tarihleri arasında büyükçekmece gölü kıyısında wattabe experience center'da gerçekleştirilecek olan festival. kesinleşen gruplar anathema, testament, orphaned land. pek yakında bir internet sitesi grup tefarruatlı bilgiyi vereceklermiş. ben onların yalancısıyım. herhangi bir site kurulmaz ve bilgi verilmezse noldu lan şeklindeki mesajlar dikkate alınmayacaktır.
bilet parasını denkleştirmek için çabaladığım, testament ve opeth için iki eli kanda olunsa bile gidilebilecek festival. tabi ki dark tranquillity içinde.
(21 haziran - cumartesi)
14:15-14:45 unleash
15:15-15:45 altona
16:15-16:45 crossfire
17:15-18:00 malt
18:45-19:45 orphaned land
20:45-22:00 pentagram
23:00-00:30 testament
(22 haziran - pazar)
15:15-15:45 prime object
16:15-16:45 heretic soul
17:15-17:45 black tooth
18:15-19:00 false in truth
19:30-20:15 moribund oblivion
20:45-21:30 soul sacrifice
22:30-00:00 dark tranquillity
efes pilsen one love fest 7 ile aynı günlerde olması biraz talihsizce olmuş. görünüşte her ikisinin de hedef kitlesi farklı olsa da her iki festivalden de zevk alabilecek olan bünyeleri arada bırakmışlardır *.
sonunda kombine biletini alarak kendi gönlüme su serpmeme neden olan festival. geri sayım başladı bile.
öss sonrası iyi bir patlama, rahatlama, stresi sektır atma olanağı sağlayacaktır.
20 haziran 2008 hirvatistan turkiye macinın olmasıyla cuma günü maçı izlemekle opeth'i izlemek arasında beni seçim yapmaya zorlayan, büyük ihtimalle de milli takımımın maçını tercih edeceğim, festival.*
El bileği kemiğimi çatlattığım ve bu yüzden zehir olan * ama Opeth'le herşeyi unutturan, cep yakan etkinlik *. Ayrıca bir türlü zirvesini açamadığımız festival.
ota boka pogo yapanların ve nereden geldiğini anlamadığımız apaçilerin yüzünden dört kişi**** kol kola girip kademe kademe geriye giderek güzelim testament konserini bok olmaktan kurtardığımız, kendilerini gestapo sanan artiz korumalar yüzünden güzelim dark tranquillity konserine gitmeme kararı aldığım*, grupları güzel, mekan eh işte, görevlilerinin çoğunluğu pislik festival. gidenlerin orasına burasına kaçabilitesi olan keneler de cabası.
pentagram çalarken bize festivali rezil eden salak pogocuların olduğu festivaldir. ses sistemi mükemmel olmakla birlikte pentagram da gereksiz yere yükseltilmiş ve kulağımızın amına koymuşlardır. orada bulunan 5000 küsür seyirci düşünüldüğünde yarısının erkek olduğunu farzederek tek tuvalette 2 alafranga 2 de pisuvar koyduklarını gözönünde bulundurulduğunda sıranın nasıl olduğu aşikardır.
üstümden bir silindir gibi geçmiş festival.
0,5'lik şişe suyunun 1 ytl, en ucuz yemeğin* 4 ytl olması nedeniyle; tuvaletten su içmek zorunda kalmam ve tüm gün aç aç gezip, kaburga kemiklerimin sayılabilir hale gelmesi pek hoş değildi. opeth nedense pek tatmin etmedi; nedeni çok beklediğim windowpane ve isolation years'ı çalmamalarından bir tek. mikael'e ibrahim tatlıses cd'si veren elemanla ertesi gün tanıştım. aslında son albümünü verecekmiş; ama son albümün kapağı, mikael'e yazdığı mektubu içine koymaya müsait değilmiş, bu yüzden eski albümlerinden birini vermiş. o albüm de mikael'de varmış zaten ki adam i've already got it dedi. burdan da, opeth grubunun ipraam datlıses'i sevdiklerini anlayabiliyoruz. *
2. gün en güzel gündü kanımca. orphaned land, pentagram ve testament art arda çıktı, bizim boyunlar kırıldı tabii. orphaned land sahneye türk bayraklı atkılarla çıkınca millet direkt coştu zaten. pentagram yine aynı pentagram. 1 yıl içinde 3. konserlerine gidiyorum adamların, setlist hep aynı. metin türkcan hep çıplak * testament süperdi, coşum coşum coştuk * yalnııız, 4 bir yanımda oluşan pogolar yüzünden festivalin yarısıyla akraba oldum, şarkıları dinlemek yerine üstüme uşuçan insanları uzaklaştırmaya çalıştım, lanet ettim pogoculara! bu da yetmezmiş gibi, stage diving yapmaya çalışan bi eleman tam üstüme düştü * o gece ağrı ve sızılar içinde bitti yani.
3. gün artık açlıktan geberme noktasına gelince, kamp alanından çıkıp bi taksim'e gideyim dedim. en az 20 tane festivalci gördüm şerefsizim. * dark tranquillity'de neyse ki pek fazla pogo olmadı da, son sağlam kalan organlarımı kurtarabildim. solist "bis yapmayın, bu çok utanç verici" dediğinde herkes "peki, tamam" anlamında bağırdı ama konser bittikten sonra yine herkes adamları sahneye çağırdı. millet ingilizce mi bilmiyor, yoksa bu kadar doyumsuz bir millet miyiz anlamadım gitti *. ayrıcana dt konserinden sonra çalan the forgotten part 2* çok lezizdi.
nedense herkes o gece kamp alanını aceleyle terketti. gece uyurken bi ara "parkorman'ı yakarız, havuza s.çarız, birer bira verin barışalım" sloganlarıyla uyandım ve bir süre gülmekten uyuyamadım *
şimdi gelelim diğer gruplaraaaa:
aklımda kalanları saymak gerekirse:
- catafalque iyiydi baya. rock me amadeus coverı süperdi.
- obstinacy'nin o solistinden o kadar ses nasıl çıktı anlamadım.
- altona'yı daha uzun bi süre izlemek isterdim.
- black tooth, festivalin en akılda kalıcı gruplarından biriydi. oldukça taşşaklılar kendileri *
- soul sacrifice, bayağı sağlam bir grupmuş. türk metali'ne olan inancımı arttırdılar. seviyoruz.
- MORIBUND OBLIVION, tüm festivalde benim müzik zevkime en çok hitap eden gruptu. ama çok büyük bi mallık yapıp onları çadırımdan dinledim *
güzeldi lan..