"elinde kalp atışını duymak" gibi akla zarar bir romantik duyguyu barındıran filmdir kendileri.. film boyunca aranıp duran kayıp bir nişanlı iken, bu esnada savaş sebepli ortaya saçılmış hikayeleri de görüyorsunuz.. üstelik audrey tautou oynuyor.. enfes işte..
içinde, savaş, aşk, dostluk, umut, umutsuzluk, acıma, acımasızlık, intikam ve sadakat gibi pek çok şeyi aynı anda barındırıp, bunları harika bir şekilde birleştirebilmiş film. mathilde'nin arayışında siz de onunla beraber umutlanır kimi zaman umudunuzu yitirirsiniz.
audrey tautou yine ameliedeki gibi şirinlik muskası gülüşü ve bakışlarıyla kendini izlettiriyor.
film, 1.dünya savaşı'na katılıp da bir daha kendisinden haber alınamayan nişanlısını arayan mathilde'i anlatıyor. ama ne aramak?''nişanlın öldü''diyorlar,yok dinlemiyor.''üstüne bomba düştü, ikiye ayrıldı, parçalandı'' diyorlar yok, o hala''yemekten önce köpeğim içeri girerse, nişanlım yaşıyor''diyor.
yalnız filmde bir sürü fransız isim var. fransızcaya fransız olduğumdan bazı insanların olayla bağlantısını kuramadım. bu durum beni rus klasiği okuyormuşum gibi hissettirdi. ivan andrenoviç milekovçksa. üç adam değil, tek adam ismi mesela bu.
savaşın o çirkin yüzünü gayet kanlı sergilemesine rağmen, özünde bir dinginlik hakimdi filmde. bir de fon rengi ne güzel. sarımtrak birşey.
Le fabuleux destin d'Amélie Poulain in yönetmeni Jean-Pierre Jeunet in yönetmenliğini üstlendiği başrolde Audrey Tautou nun olduğu sarsıcı bir dram filmi. birinci dünya savaşı zamanında geçen film, bir cepheyi sanatsal anlamda başarılı görsellerle sunarak ve bunu filmin ana temasını oluşturan dram ve gizemle harmanlayarak izleyiciye zamanın nasıl geçtiğini anlamayacağı bir seyir keyfi yaşatıyor. tek kelimeyle ''başarılı'' bir yapım. iyi seyirler...