bazen takıyorum kulaklıkları, tek başıma yürüyorum şuursuzca caddelerde saatlerce...
bazen sana bakıyorum bilgisayar başında, aşkın en saf halini anlatan ezgiler eşliğinde...
bazen bir barda buluyorum kendimi, elimde bir bira, kendimi umarsızca müziğe kaptırmak isterken...
bazen sadece seni düşünüyorum tv'de senle en alakasız bir program yayınlanırken...
bazen de gecenin geç bi saati giriyorum yatağa, yorganın altına sığınıyorum ağladığım duyulmasın diye ve sensiz uyanıyorum bir sabaha umutsuzca...
sabahın ilk anıyla ilgilidir, günün gidişatı ilk 30 saniyede gizlidir. kişi gözlerini açar, geceden kalan düşünceler ve sabahın beklediği şeyler kafadan geçer, neye nasıl tavır almak gerektiğini düşünür, göreceği kişiler ve karşılaşacağı sorunlar... sert mi olmalıdır, anlayışlı mı? tartar biçer, agresif takılması gerektiğine karar verir örneğin. suratı daha kalkmadan asılır, her şey, herkes düşmandır, bilmem kaç yıl önce yamuk yapan adam/kadın aklına gelir, kendini daha da germek için, televizyonu açar, ilk gördüğüne küfreder ve güne başlar. insanın güne tavrı, deli mi akıllı mı olacağı o anda belli olur ve öyle de gider.
bunların hepsi 30 saniyede olur
ve bu arada yatağı sol duvara dayamamak lazımdır.