bunun en güzel örneği çanakkale'dir. zira mustafa kemal ve türk milleti damarlarındaki asil kanının gereğini yapmış, umutların tükendiği yerden bir türk vatanı inşa etmişlerdir.
yıllarca çin hakimiyeti altında kalan göktürklerin başı kürşad ın 40 çerisiyle birlikte çin sarayını basması ve göktürklerin yeniden ayaklanması da buna iyi bir örnek olabilir.
türk milletinin büyüklüğünü gösteren olaydır. avrupalısı, orta doğulusu, yahudisi, amerikalısı bi sürü milleti karşınıza alıyorsunuz. bunların hepsi senelerce planlar yapıyor, imkanlarını seferber ediyor ve sizin ülkenizi istila ediyorlar. yetmiyor, ordularınız dağıtıyorlar. yetmiyor psikolojik harp ile umudunuzu kırmaya çalışıyorlar. yetmiyor bir sürü isyan ile birbirine düşürmeye çalışıyor.
türk milleti bekliyor bekliyor bekliyor sonra yüzlerce yılda başına örülen çorapları bir çırpıda atıveriyor üzerinden. verdiği tarihi ders de cabası.
türk kudreti tabiki yeri geldiğinde ortaya çıkacaktır. fakat çanakkale savaşı ile bugün arasında bir fark var. o zaman düşman karşımızda idi. görüyor, ateş ediyor, kovalıyorduk. şimdi? şimdi etrafımızı sarmış durumda. askeri güç ile yapamadıklarını farklı yollarla yapıyorlar.
ne karşımızdalar, ne onları görebiliyoruz ne de kendimizi savunabiliyoruz. kalleşlik o zaman fazla yoktu. artık var...
uyanık olmamız lazım. bazen türk ün türk ten başka dostu yoktur lafını kanıtlıyor olaylar bize. amacım milliyetçilik yapmak değil. ama hangi dış ülke bizim iyiliğimizi istediği için yaptırımlarda bulunuyor? menfaat her yerde. kendimizi kandırmayalım.
öyledir elbette ama umutların bitmesiyle açığa çıkan kudrete methiyeler dizmek yerine, umutlarımızın bitme noktasına gelmesine yok açan ihmallerimizin üzerine gidip, "allah, bu millete bir daha istiklal marşı yazdırmasın." dileğine kulak vermek gerekir.
"türk, oğuz beyleri, kavmi, işitin yukarıda gök basmasa, yer delinmese türk milleti ülkeni, töreni kim bozar."
yüzyıllar önce, orhun anıtların da yazan bu ifade, başlığın doğruluğunu kanıtlıyor.
Tamamen işimizi son güne bırakma repligidir bu, yumurta götüne dayanınca deyimide buradan türemiştir. Tüm faturaların son günüdür, harçların son günüdür. Toplamda 2 saatlik süreniz vardır, umutlar yapılamayacagı yönündedir ve o 2 saate öyle bi yaparsınız ki herşeyi, geriye 30 dakika da size kalır, ha izin verseler o 30 dakikayı da bi koşu marsa gider gelirsin.