Usul usul geceleyin
Sirenler duyarsan derin
Kapını gökyüzüne dayayıp da bekle
Yolunu şaşırmış bir yıldız düşer belki üstüne
Başını yastığa göm Yüreğini ayışığına ayarla
Yorganına sıkıca sarın
Derin bir nefes al
Ve sakın ağlama...*
"aşk veremli bir türküdür
söyleyemediğim
nağmeleri doruklardan yayılan
anılar sehpasında
takıyor boynumuza kırmızı urganları
kötürüm bir vâdide geziyor kurbanları
her aşkı dâre çeken vefâsız leylâsıdır
alır avuçlarına, öper ısırganları
aşk cefâ ülkesinde umudun rüyasıdır."
demiş nurullah genç... e tabii şair o, benim gibi dilsiz değil... ben umut diyorum, o mısralarla donatıyor. o daha güzel anlatıyor diye benden daha güzel umut ediyor sanma turnam,
en güzel ben umut ederim, çünkü ben imkansız bir aşkın çiledarıyım. altın sandıklara kilitlenmiş bir vuslatın haznedarıyım. o sandık açıldığında o vuslatın ilk tanığı ben olacağım.
acılar büyütür umutsuzlukları demiş bir başka şair. benim umudum da yokluğunun acısından besleniyor turnam... şikayet edersem umutsuz kalayım ki, umutla bekliyorum vuslatı. hani demiş ya şair; beklemek de güzel, güzelse beklenen... benim beklediğim de çok güzel... hem kalbi herşeyden de güzel...
ibrahim tenekeci'yi bilirsin değil mi turnam, şairlik idolüm. bu şair lafını da ne zaman kendime yaklaştırsam mahcubiyet duyuyorum, af diliyorum tüm şairlerden. her neyse üstad tenekeci diyor ki ;
"ve dağlar erişilmeyince acı verir
sözünü unutarak
kaf dağına gitmek istedim. "
benim kaf dağım sensin turnam...
bu arada kader cilveli bir aşifte gibi benle oyun oynuyor, ben bunları yazarken leman sam da dalga geçer gibi benle;
"anladım ki hiç kimse sen değil
hiç kimse senin kadar umuduma yol değil "
diyor...
sevgiyle kal,
ben karanlıkları aydınlatan ışık ile kalıyorum...
butun iyi kitaplarin sonunda
butun gunduzlerin, butun gecelerin sonunda
meltemi senden esen
solugu sende olan
yeni bir baslangic vardir
parmagini sursen elmaya, rengini anlarsin
gozunle gorsen elmayi, sesini duyarsin
onu isitsen, yuvarlagi sende kalir
her baslangicta yeni bir anlam vardir
nedensiz bir cocuk aglamasi bile
cok sonraki bir gulusun baslangicidir.
--spoiler--
Osmanlı'nın gözdesi Bosna bir imza ile elden çıkarken,
Kulin ailesi Bosna'dan istanbul'a göç ediyor, çöken imparatorluğun son maliye nazırı Ahmet Reşat sürgüne gidiyordu.
Sabahat ile Aram'ın aşkı ise tehcir olaylarının acısına yenik düşmeyecekti. Yeni bir cumhuriyet, yeni bir şehir ve yeni bir yuva kurulurken hayat hep akan bir suydu Sitare, Muhittin ve herkes için...
Savaşlar, yıkımlar, sürgünlerin ardından Umut geliyor. Umut "Hayat Akan Bir Sudur"'da Kulin, Veda ile başladığı Osmanlı ailelerinin yaşamına, bu kez de Cumhuriyetin yeni kurulmakta olduğu sancılı yıllarda tanıklık ediyor.
Akıp gitmekte olan günlük hayat derinden değişmekte, bu değişim aşklara, dostluklara, aile ilişkilerine, her şeye yansımaktadır. Ayşe Kulin, bir kez daha okurlarına ellerinden bırakamayacakları, okuyup bitirdikten sonra anılarına katacakları bir armağan sunuyor.
--spoiler--
eski bir zamandır umut, çok eski...
bazen dokunmak istersin, yakın zannedip...
bir boşluğa düşersin.
bazen de vazgeçersin,
onun yokluğunda anıları yitirip kaybolursun...
tüm katliamlara , tüm kötülüklere ,başımıza gelen onca kişisel aksiliklere , şeytanın ve şeytanca insanların onca ihtiraslarına rağmen ayakta durabilmektir umut...
aniden gelen "ölüm kurtuluştur" düşüncesinin saçmalık olduğunu düşünüp "yaşamın nimet olduğu" görüşüne bağlanmaktır ,
sizden onca nefret eden insana rağmen , size gülümseyen o küçük bebeğin gözlerindeki parıltıdır,
eğitim hayatınızdaki onca başarısızlığa rağmen , hayat denen eğitim sürecinde henüz sürenizin dolmadığını ve bu süreçte kozmik başarıya ulaşabileceğinize inanmaktır,
insanlar dürüst ikinciliklere değil makyavelist birinciliklere önem verse de , Allahın erdemli sonunculardan yana olduğunu bilmektir ,
dünyanın çok güzel bir yer olduğuna değil ama daha iyi bir yer olabileceğine dair hayaller kurmaktır ,
başkalarının size çizdiği "ben" merkezli yollardan değil , herkese fayda sağlayacak dikenli yolları seçecek cesareti bulabilmektir ,
sonuna kadar günahlara batmışsan bile , temizlenmek için hala vaktinin olduğuna inanmaktır,
herkesin güvenini kaybetmişsen bile , yüce yaratıcının seni terk etmediğini bilmektir,
yaşamın ışığıdır umut , karanlıkları aydınlatmak adına dahilerin sahip olduğu en büyük nimettir o...
hayat akan bir sudur.
okudukça kendine bağlayan bir ayşe kulin romanı. kalemi gerçekten sağlam ve romandaki karakterleri sizinle yaşıyormuşçasına vermeyi başaran yazar, ermeniler konusunda yazdığı satırlarla okuyucuda hayalkırıklığı yaratsa da, o geniş ve bir o kadar hareketli aileyi bizle tanıştırdığı için minnet borçluyuz. velhasıl sitare, mehpare, leman, muhittin, bülent, mahir, saraylıhanım, reşat bey ve diğerlerinin hayat hikayelerinin bu kitapla sınırlı olmadığını çok iyi biliyoruz ve devamı için ayşe kulin in yeni kitabını yazmasını beklemek gerekecek.
UMUT Türkiye'de en çok kullanılan 90. isim (... 88. nur, 89. merve, 90. umut, 91. sedat, 92. tuğba, ...). Ülkemizde yaklaşık her 491 kişiden birinin adı UMUT ve ismin yaygınlık oranı binde 2.04.
UMUT adının yaygınlık oranının Türkiye'nin resmi nüfus sayımı sonuçları ve günlük ortalama nüfus artış hızına orantılarsak ülkemizde 13-02-2009 20:45 itibariyle yaklaşık 146,725 kişinin isminin UMUT olduğu ve UMUT isimli kişi sayısının her yıl ortalama 2425 kişi arttığı tahmini yapılabilir.
UMUT adının Amerika Birleşik Devletindeki yaygınlık oranı ise bir milyonda 1.42 civarında ve bu hesaba göre ABD'de yaklaşık 436 UMUT yaşadığı tahmin edilebilir. ABD'nin nüfus istatistikleri dikkate alındığında Amerikada UMUT sayısı her yıl 4 kişi artıyor.
UMUT Türkiye'nin en yaygın 90. ismiyken, Amerika Birleşik Devletinde en yaygın 90. ad ise Linda ismi. UMUT adının yakın kullanım oranına sahip diğer Amerikalı isim kardeşleri arasında 88. Samuel 89. Barbara 90. Linda 91. Margaret 92. Michelle isimleri de sayılabilir.
insanı umutsuzluğa götüren, duygusallığı tavan yapmış bir film. 'para sen nelere kadirsin' diyesi geliyor insanın. bir babanın çaresizliği, evladı için çırpınışı ve onun için yaptığı fedakalığı * mukemmel şekilde anlatmış. filmin en güzeli ise 'senden senin için vazgeçiyorum.' sözüydü.başta abartı bir söz gibi gelmişti ama sonra cuk oturdu filme.