Naber dergisinin her sayısında bize bir edebiyatçının hikayesini karikatürize ederek ufkumuzu açan kişidir.Bilgi birikimi oldukça fazla ve bunu zorlaştırıp anlatmak yerine içimizden bir kişi gibi anlattığı için çok fazla kişiye ulaşıyor yazdıkları. Onun karikatürleri ile tanistiktan sonra hayata daha farklı bir açıdan bakmak mümkün. Gülecek daha fazla ayrıntı sunuyor insana.
tek kelimeyle karikatür dünyasının tespit ilahıdır. şu an uykusuz da bulunmaması beni bir hayli üzse de yakın zaman da tekrar görebilmeyi ümit ediyorum.
tespit ustası müthiş insan. itiraf ediyorum bazen esprilerini anlamakta güçlük çekiyorum bilgi yetersizliğinden. konuyu bayağı araştırıp öyle anlıyorum işin aslını. yaptığı işin üstadı hakikaten.
bazı karikatürlerinde de kullanmasından ve oradan buradan duymamdan mütevellit daft punk hayranı olduğunu düşündüğüm karikatürist. karikatürleri gibi müzik zevki de iyidir diye düşünüyorum. onun dışında kendisinin de kullandığı bir tabir olarak "yarrak gibi adam" da olabilir ama mühim değil. hepimiz biraz "yarrak gibi adam" değil miyiz zaten.
karikatürlerine en fazla güldüğüm nadir adamlardan. hem çizimiyle hem de hikayesiyle bu şekilde güldüğüm kişi bir ya da ikidir belki. onlardan biri de kendisi zaten.
kitaplarındanki öykülerinin sonunda genellikle ağlamasıyla beni güldüren yazardır. ilk okulda arkadaşımın hayalarına vurulması sonrası ağlamasından sonra ilk kez ağlayan birine gülüyorum.
Çıkardığı son dergi "Naber"le yüz güldüren çizer. Uzun süredir uykusuz'da çizmediği için fazlasıyla özletmişti kendisini. Aklımıza geldikçe "benim de söyleyeceklerim var" kitabını okuyup duruyoruz.
Tek başına dergi değil kitap çıkarmalıdır, bunuda dergi formatında bir kitap gibi yapabilir, sonuçta karikatüristlerin kitapları dergilerdekilerin toplaması oluyor.
Yaklaşık beş ay aradan sonra naber dergisiyle geri dönmüş karikatürist.
uykusuz dergisini her alışımda meşhur 3. Sayfaya bakmaktan gözlerim yollarda kalmıştı. inatla çizmiyordu. Dergiden de bir açıklama gelmiyordu.
Geçen dergilere bakarken tanıdık bir çemçük dudaklı bir karikatürün kapağını süslediği dergi dikkatimi çekti. Hemen atladım. Yaklaşık üç yıl önce umut sarıkaya'nın bahsettiği dergiydi. Fiyatı biraz fazla gelse de (7 TL ) hemen aldım bir çırpıda okudum. Ve şunu anladım: ne kadar iyi yazar, çizer de olsan tek başına dergi olmuyor.
Bir kere belli bir sistem yok. Yani her şey karmançorman. Ne belli bir köşe var ne de belli bir konu. Bu kadar uzun bir aradan sonra derli toplu bir dergi olabilirdi diye düşünüyorum.
Her şeye rağmen unuttuğumuz umut sarıkaya karikatürlerini gördük. Umarım 2. Sayı daha derli toplu olur.