hasta olmadan önce burnun yavaş yavaş tıkandığını ve boğazın yandığını hissettiğin o dönem. o çok mutsuzluk verici bir an ya. uyuyup uyandığında bok gibi hasta olacağını anlıyorsun ve bunun karşısında yapacak hiç bir şeyinin olmaması çaresizliği ile son çırpınışlarında bulunuyorsun. 'dur ben bir çorba yapayım. yok yok nane limon içeyim. aa gargara daha mantıklı ordaki pis mikropları öldürsün' şeklinde.
Wife'ye bağlı olduğunuz dusuncesiyle nette rahat rahat geziniyorsunuzdur. Ve sonra bi farkedersiniz ki, wifi'den değil mobil paketten bağlısınızdir. O kadar süre kotadan gitmiştir yanı. Ühü ühü.
Yemekten bir kaç saat sonra dişlerin arasında bir şey olduğunu farkedip dil ile onu almak. Dişin arasında sıkışan şeyin pul biber olduğunu anlamak ama işin işten geçmiş olması. Boğazın dakikalarca efil efil yanması.
çalıştığım yerde birisinin masasındaki minik kek paketini gördük, hemen birisi "ooo ne yiyosun" dedi ve karşı taraf ikram etti. 3-4 kişi alıp löp löp atması ağzımı Sulandırmıştı. bende elimi atıp hiç bakmadan bir tane aldım ve elime o tatlı üzümlü minicik kek yerine tuzlu çizi geldi.
meğer adam karıştırmış bana da az sayıdaki çiziyi bulmak düşmüş. .
perde takıp sonlara yaklaşmışken arada takmayı atladığın korniş görmek veya taktığın perdeyi yanlış sıraya taktığını sona yakın fark etmek ve hepsini çıkarıp tekrar takmak ya da en son takılan durdurucu korniş olmadığı için işin bitip indikten sonra ve de merdiveni kaldırmışken kapatmaya çalıştığın perdenin bir kaç düğmesinin zort diye yerinden çıktığını görmek.
tutan iddaa kuponuna güvenerek cepteki bütün nakit parayı harcamak, iddaa bayiine gidip parayı alacakken kuponun tutmadığını, aslında bu maç böyle biter diyip dk. 88'de takibi bırakılan son maçta 90+2. 'de gol olması sebebiyle yattığını öğrenmek.
hoşlanılan sınıf arkadaşının evine ders çalışmaya davet ettiği günün sabahında giyilen çorabın delik olduğu hatırlanarak, teklifi geri çevirmek zorunda kalmak.