Çok da rağbet görmeyen bir vizyon filminde önüne patlamış mısır yiyen sarmaşık bir çiftin denk gelmesi. Kahramanımızın üzerinde baklavalı kazak vardır.
çok çok önemli olan ve bir daha çekemeyeceğiniz videoyu yanlışlıkla silmek ve geri alamayacak olmak.
bir kaç gün önce çok önemli olan bir videoyu, alemin akıllısı benim ya güya; kamera klasöründe yanlışlıkla silerim diye ayrı bir klasöre taşıyayım dedim. samsung kullananlar bilirler, 'klasöre taşı' ile 'sil' seçenekleri alt alta. yanlışlıkla sil tuşuna bastığımı fark ettiğim o milisaniyelik anda başından aşağı kaynar sular boşaldı.
saat 11.30'dan akşam 21.30'a kadar uğraştım. programlar mı dersin, root atmak mı dersin. onu da beceremedim gerçi. teknik servis 'yapacak bir şey yok' diyor. telefoncular 'rootlasak da geri geleceği garanti değil, hem de telefonunuz garanti kapsamından çıkar' diyor. böyle el elde, baş başta kaldım. yahu bilgisayar 50 kere bilal'e sorar gibi soruyor. 'silmek istiyor musun?', 'bak emin misin sonra sıkıntı olmasın?', 'peki sildim ama yine de geri dönüşüme attım aklında bulunsun' vs vs. androidde bu böyle değil. çok mutsuzum sözlük.
hiçbir şekilde anlam verilemeyen, birden oluveren ve karşılık koyulamayacak kadar absürd, trajikomik mutsuzlukların tümüdür.
tümüdür, çünkü umut sarıkaya bunları karikatürlerinde tamamen işlemiş ve tüm bu başa gelenlerin en akılda kalıcılarını, en evrensellerini bir bir örneklemiş olduğundan, artık buna benzer mutsuzluklar, şanssızlıklar, absürd olaylar yaşandığında ilk akla gelen olur.
örnek vermek gerekirse, annenin yaptığı koca bir tencere dolusu çikolata sosunu sıyırmadan içine su doldurmasıdır. haberiniz vardır bu sostan ve bir an önce bitmesini bekliyorsunuzdur içeride. mutfağa gidip, daha bitmedi mi acaba, diye düşünürken lavabonun içinde o su dolu tencere ile karşılaşmaktır.
ya da, cüzdanda nakit yokken ve yakınlarda bulunan 8 atm'den biri dahi kullandığınız bankaya ait değilken ve saat de son metroya çok yakınken akbilinizde yahut kullandığınız toplu taşıma kartlarınızın içinde kalan paranın, alması gerektiğinden bir kuruş daha az olduğunu görmektir.
umut sarıkaya tipi mutsuzluk, günümüz türkiye'sidir, kısaca.
otobüste arkadaşınızlayken siz önce ineceksinizdir. durağa yakın vedalaşıp kapıya gidersiniz ve o sırada trafik tıkanır, kapıda beklersiniz. dönüp baksanız bir tuhaf, bakmasanız daha tuhaf. abuk subuk tepkiler verir, saçma sapan gülersiniz ama durağa bir türlü ulaşamazsınız.