nietzsche'ye belli bir kısmında katılmadığım önerme.
umut pozitif düşüncenin ve inanmanın sağladığı bir olgudur. umut ettiğiniz şeye inanıyor veya ihtimaller dahilinde gerçekleşme payını yüksek görüyorsanız bekleme süresi ne olursa olsun umut etmeye devam edersiniz. fakat bu kendi başına yeterli değildir. eğer birey zihnen ve kalben sağlıklı bir bireyse umudun tek başına bir işe yaramayacağını bilir, gerçekleşmesini istiyorsa(!) bu yönde adımlar atmayı göze alır.
(!) bazı insanlar sadece hayal etmeyi sever, umut ettikleri hayalleridir. gerçekleşmesi halinde zihninde yarattığı görüntünün gerçekleştiğindeki görüntüyle aynı olamama ihtimalini düşünüp hayal aleminde kalmayı tercih edebilir.
ayrıldığım noktaya gelirsek; kişiler kimi zaman ruh sağlığını kaybedebilir, zihni bulanabilir, telaşa kapılabilir. günlük hayat veya bilinçaltından kaynaklı sebeplerden herhangi biri de olabilir nedeni. işte burada "umut" takıntıya dönüşme riskini yaşar. artık pozitif düşünce yoktur. hırs, asabiyet ve risk vardır. kendinde başlayan bir zararla dışarıya doğru yayılan olumsuzluklar dalgası ortaya çıkar. nietzsche "umut etmek işkencedir" demiş, bense "umudu takıntı haline getirmek işkencedir" diyorum ve burada kendisinden ayrılıyorum.
gerçekçi bir yaklaşımdır. çünkü umut beklentidir. olumlu bir sanı olarak da düşünülebilinir.
umut ettiğimiz şeylerin gerçekleşmesi imkansızlık noktasında buluşur çoğu zaman. bu bireye acı vermez de ne verir. bu durumda umut etmekten vazgeçmeli ve hayatın farklı seçeneklerine yönelmeyiz aksi halde bu işkence olacaktır. nietzsche bu sözü ile psikolojinin dibine inmiş bir gerçeği gözümüze sokar.
nietzsche'nin "de ki o'na (umut) sahip olanlar işkencenin en büyüğünü yaşayacaklardır" şeklinde vaz'ettiği söz. kötülüklerin anasıdır dedi yaa ahaha... arkadaş ortamı gibi oldu kusura bakma dün 4-1 yenilince bi samimi gördüm.
nietzsche 'nin nasıl karamsar bir yazar olduğunu bize kanıtlayan sözü. benzeri için the shawshank redemption ' daki "umut çok tehlikeli bir şeydir sizi çıldırtabilir" sözünü gösterebiliriz.
her savasinda yenilirsin, ve siradakini beklersin. umut edersin herseyi, iyi olacagini hayal edersin. mutlu olacagini sanirsin birgün filmlerdeki gibi.
mutluluk gerçekten çabalanmasi gereken bir varliktir. ama sen onu ne yaparsan yap yakalayamadiysan ve ruhun aciyla besleniyorsa artik umudun hiçbir gelecegi yoktur sende.
savastiysan ve kaybettiysen, kaçtiysan ve kaybettiysen, durup etrafina baktiginda hep kaybettigini görüyorsan ve ölüme ölemeyecek kadar bagimli hale geldiysen, umudun hayatta ne denli bir kötüyü oynadigini görürsün.
kaçmak korkaklarin isidir diyen hiç bir zaman yanlis insan olarak dünyaya gelmemistir ki bunlari bilsin, hissetsin.
nietzche'yi azıcık bilsem de benim aklıma kazınmamış,ama şimdi burda görünce dumur etmiş,işte budur dedirtmiş cümle...
bir de "olması zor olan şeyleri öyle umutla bekliyoruz ki tek yaptıgımız acısını arttırmak,beklerken acı çekmek oluyor" diye benim saçmalayarak ifade ettiğim duyguları,gayet düzgün bir biçimde açıklayan etkileyici söz..
'insanın bir konuyla ilgili umudu nekadar büyük olursa karşıt olayı kabullenmesi de o kadar zor olacağı için üzüntüsü de bir o kadar büyüyecektir' şeklinde açıklanabilecek söz.
umut bir ihtiyaçtır ama umuda fazla bağlanmak yalnızca hüzün getirir...
intihar edip, sorunu halledin diyen, ahirete inanmayan insan deyişidir. savaşmak varken, kaçmak korkakların yapacağı iştir. ayakta ölmek, girilen pis kokulu delikte gebermekten daha yeğdir.
nietzsche' yi biraz bilen, sözlerini biraz okumus birinin aklinda en çok kalan sözdür.neden bilinmez; hepimiz umuttan çok çektik belkide, vazgeçemiyoruz da hala ondan; intikam alir gibi kaziyoruz bu sözü beynimize.