Umut ede ede yıllarını harcayanların sonunda kendilerini "salak" gibi hissetmelerini, umutları kalmayanların ise çaresizlikten gözyaşlarına boğulmalarını anlatır.
Bir kere bulaştığında hep daha fazlasına ihtiyaç duyduğuunuz alışkanlıklarınız, bağımlılıklarınız gibidir ya umut. Beklentileriniz gerçekleşmese de umut ederek yaşamaya devam edersiniz. Bir umut daha, bir umut daha, bir umut daha derken yıllar geçer.
Diktatörlerin, acımasız iktidarların insanları sömürmek, bağırtmadan yolmak için kullandıkları argümandır umut. Devamlı umut pompalanır insanlara. ilerlemek için dozunda kullanılması gereken kişisel bir ihtiyaçken, etrafınızdaki düzen onu damarlarınıza o kadar sık enjekte eder ki, bir süre sonra gerçeği görüp önlem alma yetisini kaybetmenize neden olur o pozitif anlam dolu, hepimizin çok sevdiği kelime, umut.
Sıcak imajı yüzünden ardındaki tehlikeyi göremez oluruz ve gerçekler yıllar sonra yüzümüze çarptığında fark ederiz ki, umutla uyuşturulup harcanmış bir hayat yaşamız sadece. Salak gibi hissederiz artık. Düpedüz salağızdır.
Veya umut etmeden yaşamaya kalkışıp da hedefe ulaşamadığımızda, kapılar kapandığında, yollar tükendiğinde elimizde kalan telk argüman çareizliktir, ağlamaktır.
Sonuçta, umut kimseye yararı olmayan bir zehirdir. içeni salak, içmeyeni ağlak yapar.
nietzsche diye bi adam var..en çok seveni bohemya'da almanya'da filan değil , bizzat türkiye'de memleketin internet kafelerinde bulunur..
neyse bu adam , kadınların koy götüne vurucan kırbacı, çıkıcan üstüne ,sik sikebildiğin kadar , anca pipinden beynine kan gitmemesi beyin kanamasına sebebiyet verecek raddeye geldi mi biraz üstünden atcan karıyı ki ölme mealli laflar etmiş..
sonra nasıl ölmüş ? bi orospudan aldığı frengi yüzünden..
neyse..
tanıma gelinsin ; ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz gibi bi aforizmadır..