büyük abdest yapılacaksa, 'yan kabinden duyulabilir' endişesiyle sıçmaktır. Önce ki arkadaşın bıraktıklarıyla karşılaşmak da tiksindirici bir eylemdir. insan elini yıkarken musluğa dokunmaya tiksinir.
berbat bir duygudur. adam gibi sıçamazsınız. para vereceğinizi bilirsiniz ya da parasını peşin vermişsinizdir bu yüzden kendinizi sıçmak zorunda hisssedersiniz. sonuna kadar hakkını vermek istersiniz yaptığınız işin. yan taraftan gelen osuruk seslerine aldırış etmemeye çalışırsınız. onun bunun çocuğu öyle bir osurur ki sanki sizden çok para vermiş. onun bunun bol bol dokunduğu kapı koluna dokununca bile içinizi bir sıkıntı kaplar. kapıdaki tuvalet yazılarını okursunuz iş görürken.
çıkışta genelevden çıkar gibi kolonya ve peçete tutulur elinize. sanki bir bok yemiş gibi. ama ilginçtir o verilen peçete incecik ve en boktan peçetedir. kullanılmaz bile doğru düzgün.
genelde tutulabildiği noktaya kadar tutulur fakat artık başka çare kalmamıştır mecburen burunu kapata kapata girilip tiksine tiksine sıçılır orada geçen dakikalar resmen ızdırap gibidir çıktığınızda derin bir nefes alıp çiğerlerin rahata kavuşması sağlanır bu şeilde son bulur.
otobüs terminalindesiniz, bilgisayar çantanız da elinizde, büyük bir isteksizlikle girersiniz. kendinizi temiz olan bir yeri arama çabasında bulunursunuz. en sonunda birini bulup girersiniz. çantanızı koyacak bir yer yoktur. yere koysanız yer ıslaktır. bir şekilde onu da halledersiniz. tuvalet kabını tutmak istersiniz, "acaba hangi pislik herif bunu kirletmiştir" deyip vazgeçersiniz. çıkışta da üşene üşene para verirsiniz, adam belki size kolonya tutar. "parayla tuvalet de ne iğrençmiş" sorunsalıyla otobüsünüze dönersiniz.
mecbur kalmadıkça yapılmaması gereken eylem.
hayır malum sıçarken osurursun, ses çok çıkar tedirginsindir, o anda bi ses duyulur "ohaaaa" 20 dakika tuvaletten çıkamazsın.
ulan göt herif sanki sen osurmuyorsun. Ne diye utandırıyırsun insanı?