umuda kalkan trenin en arka cam kenarı

    1.
  1. Mutsuzluğa dair çok şey yazılıyor ve çok şey çiziliyor çözüm önerileri, ilaçlar, formüller ve daha niceleri.. kim bilir belki de hep yanlış aradık çözümü, belkide en büyük çözüm çözüm çözümsüzlükte saklıydı. bıilmiyorum ki. kim bilebilir.
    ne zaman biteceğini bilmediği şu fani ömründe, neyi istediğini bilmemek herhalde bir insana problem olarak yeterde artar bile. ne hissedeceğini bilmemek ve doğan güneşe bir anlam verememek, kısık ve boş gözlerle her defasında sanki ilk defa görüyormuş gibi süzmek ama yinede ona alışamamak ne kadar da zor. .
    fikrin tükendiği zamanlar vardır. çözüme dair ne varsa ayaklarının ucuna serilse, bir adım atmaya takatinin olmadığı anların üzerinden belki daha sadece bir kaç saat geçti. belkide en son bir kaç saat önce çalıştı gözyaşı bezin. yani bazen garip bir şekilde alışmak acıya. üstüne bastığım dünyaya yabancı kalmak, sabahları ben yoluyorum saçlarımı geceleri yastığıma emanet. her defasında umutsuzlukla dolduruyoruz gözyaşlarımızı şerefine kadeh kaldıracak neden ararken bitiyor ömür. ve her kahkahada bir melankoli. çoğumuzun hüznü soyisminden daha fazla niteler onu. ama mutlu olmanın yolları bitmiş olmamalı alt tarafı bir kaç hormonun tembelliği bırakması, idealar dünyasına emanet edilecek bir rüya olmayabilir, belki de gerçektir. evet bir tren bulmalı insan. otogarda daha fazla beklememeli bir tren bulmalı, rotası umuda dönük bir tren. sonra onun en arka cam kenarına yerleşecek, yoldaki ağaçları bir bir sayarken kafasını dayadığı cam artık acıtmaya başlayacak kafasını. halbuki filmlerde acıtmıyordu diye hüzünleneceksin şu kadarcık bari fantazimizde mi olmayacak?
    evet kandırdılar bizleri filmlerde. o cama kafanı dayarsan ve saatlerce öylece durursan herhalde ciddi problemlerle karşılaşabilirsin. peki ne yapmalı?
    bugüne kadar mantığımla yaşadım. aşkın tanımını hormonlara, geleceği ise asla gerçekleşmeyecek hayallerime teslim ettim. ve yalnızlıktan sağ çıkma ümidiyle bilmediğim diyarlarda kafamı ele geçiren düşmanlarla savaştım. zamanın nasıl geçtiği pek anlaşılmıyor. zaten zaman dediğin nedir ki? dünya güneşin etrafında dönüyor ve zaman geçmiş oluyor hiç dinlemiyor hiç sormuyor sadece dönüyor. ve sen büyüdüğünü farkediyorsun. kesmeye üşendiğin sakalların söylüyor bunu sana. atılacağın meslek hayatının yaklaşması fısıldıyor kulağına. neyse uzun lafın kısası bir şekilde mutlu olmak gerekir.
    arsızlaşmak gerekir galiba. ve o tren var ya o tren. yeni farkediyorum bunu, eğer kafanızı cama dayarsanız ama o cam hiç kafanızı acıtmasa yine de mutlu olamayacaskınız. çünkü siz hep içinizdeki sesle sohbet ediyorsunuz ama bu nasıl sohbettir allah aşkına? ben onun ne diyeceğini biliyorum o benim ne diyeceğimi biliyor böyle sohbet mi olur? biriyle sohbet etmeli insan ne söyleyeceğini sana ne tepki vereceğini bilmediğin bir insan olmalı bu. düşünsene bu insan gelmiş ve o tren var ya o tren tam da yanında yanındaki koltuğa otursa mesela.. kafanı cama yaslamak yerine onunla konuşsan giderken ne müthiş olur ama. duur belkide yine beyne izin vermek gerekir yeni özellikler eklesin ona mesela seninle aynı şeyleri sevsin, aynı şeyleri sevmesin. senin konuşmayı sevdiğin şeyleri konuşsun konuşmak istemediğin şeyleri konuşmasın ve hatta onu sev.. ne oluyoruz yahu? evet evet düşünsene bi onu sevsen ama çok sevsen yani şey gibi sevsen yok elif değil şey gibi hah mesela bir karga gibi. evet evet tıpkı o küçücük bedenine, çirkin suratına, insanların kendisini hiç sevmemesine aldırmadan yüzyıllarca sevme cürretinde bulunan bir karga gibi sevsen. ve oda seni sevse... böyle bir yolculuk düşündüm hep. gecenin bir vakti çok uyandırmışımdır ayı. ve ona gözyaşları eşliğinde hep bu aynı teraneyi kekeleyip durmuşumdur. olmaz dedi imkansız dedi. ama yanılmış. neyseki yanılmış.. neyse düşünün, kendiniz için düşünün eğer böyle bir yolculuğunuz olursa o trenin nereye gittiği veya o camın kafanızı acıtıp acıtmadığının bir önemi kalır mı?
    belkide aramanız gereken tek şey bir yolculuk arkadaşıdır kim bilir? Güvenin bana bazen haklı olabilirim.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük