umrecileri değil, kendilerini aklamak için söylenmekte olan yalanlardır. çünkü herkes gayet iyi farkındadır ki, yarın birgün insanlar bu virüs yüzünden yüzler ve binlerle ölmeye başlarsa bunun sorumlusu umreciler değil, bu insanların dolaşımı ve barınması konusunda tedbir almamış, halk sağlığını ve insan hayatını bile bile riske atmış olan iktidardır.
şöyle düşünün: bir insanın kültürel, dini, sosyal ve hatta ekonomik sebeplerden dolayı umreye gitmesi için bazı sebepler var, ve bunlar mevcut iktidar tarafından desteklenip teşvik ediliyor. kişi de hiçbir yasa dışı iş yapmadan tutup yolu gidiyor ve umresini tamamlayıp geri dönüyor. bu insanın suçu ne?
oysa bu yolculuğun başından itibaren virüsün çıktığından ve yayılmasından haberdar olan, bunun topluma yapabileceği kötü etkilerin farkında olması gereken, elinde bu kişinin ve benzerlerinin yolculuklarını engellemek, engelle(ye)medi ise ülkeye geri döndükleri zaman nüfusun içine kontrollü bir biçimde karışmalarını temin edebilecek bir güç var, ve adı da devlet. kim idare eder bir devleti? iktidar, yani adıyla, şanıyla, mevkisiyle, görev ve sorumlulukları ile kim oldukları belli olan insanlar.
demek ki ortada bir "suç" varsa, bu suçun failleri de gayet bellidir, kimse kimseye masal anlatmasın ve aklımızla dalga geçmesin: