Bana yazmış aylar önce, ezik falan demiş. Efendi biri belki, bilemiyorum. Görmeden etmeden yorum yapmak zor elbette, ezik falan da diyebilir, hiç sorun değil ama kalkıp direkt taraf olup mevzi alarak konuşursa yazdıklarında, hele bi de bunu yaparken yorum yapmaya müstehak olduğunu sandığı konularda yazdıklarıyla zerre kadar bilgi sahibi olmadığını da ortaya koyarsa; zavallı olduğunu, dahası gerçekten toplumsal yapıdan kaynaklı bir ezik olduğunu kanıtlar bu ciğer paremiz.
zavallı olmanın 1 kademe üstünde olan yazarımtrak. zavallı değil çünkü onu burada önemseyip nickaltına yazma zahmetini bana yaşatıyor. gerçek hayatta karşıma çıksa, ince ve dümdüz korteksinden ötürü zerre kadar sallamayacağım silik, anca sözlükte ötebilen sanrılı ve sancılı mevcudiyet.
Ya hep saçmaladığı için yada bilinmeyen bir sebepten darthwader mıdır skywalker mıdır nedir buraya yazdığı saçmalık silindiği için editliyorum. Geri gelirse gene ezeriz. Alçak gönüllü olmaya çalışıyorum genelde ama böyle ezikleri tokatlamadan duramıyorum.
Neşat ertaş'la ilgili yazdıklarını haddini aşmak olarak gören yazar. ondan daha fazla tevazu beklemiştim ancak belki kendi şahsında türkülere karşı bihaber olunması bu tutuma neden olmuştur.
türevi din kafalardan farksız olan bir başka müsilmen.
neden? islam ve yalan arasındaki sağlam köprüye bir tuğla daha eklemekte sakınca görmemesinden. nick altıma "10 yıla kadar cansız maddelerden canlı üretileceğine inanabilecek kadar..." diye aslı astarı olmayan bir yafta asarak türdaşlarının evlere şenlik sahtekarlıklarına örnek olabilmiştir. "hadi bul getir bakalım nerede söylemişim ben bu sözü" desem bunu getiremeyeceği gibi, üstüne bir de yanlış anladığı bir paragrafı getirip "aha bunu demek istemedin mi, ha? ha?" diye heyecan yapacak.
siz nasıl bir yaratıksınız ben anlamadım desem, bu kez ben yalancı olurum, zira ciğerini biliyorum bu köftehorların. mesele "bok at, nasıl olsa tutar herhalde" meselesidir bu ve türevlerinde. bu da ciddi bir mesele değil elbet. bir de "bir on yıl da ben veriyorum, etti mi yirmi.." diye tilkilik yapmalar falan, yazık gerçekten yazık.
o değil de, mesela gerçekten on yıla yapay canlı yapılsa, suni beyin falan bulunsa, dönüp de "vay, bu eleman da bunun olacağını söylemişti" demeyecektir. bunların kitabında öyle bir şey yazmaz: canlı/cansız ayrımını jilet gibi keskin yapabilen, dolayısıyla karşısına virüs koysan etekleri tutuşacak tipler ya konuyu değiştirecek, ya söylediğini yiyecek, ya da olanı yok sayacaktır. yok olanı var sayabildiklerine göre...
kendisine ithafen başka başlıklara yazılmış yazılara denk gelmiş yazar.
tüm hayatımda o kadar boş insanlar gördüm ama böylesini görmemiştim. Ya hu bşr nşck altına eleştiri yazıldı diye insan ne kadar sinirlenebilir? Tamam hakaret olsa, küfür olsa sinirlenşr ama yanlış söylediği bir şey, yanlış bir bakıl açısı yazılmışsa buna öfkesi en fazla ne kadar olur?
yok 'Allahından bul, başka bir şey demiyorum'
Yok 'kıçına bak hadi ikile' falan... bu mu yani senin varlığın, kıymetin, kendine layık gördüğün ağırlık? Yani cidden bunları umursayacağımı, bunlardan alınıp güceneceğime inandın mı? Yuh o zaman. benim gücendiğim şey bunlar değil, nick altımda bir sürü hakaret var birini bile ne gammazladım ne şikayet ettim. Altı üstü birer yazı onlar. Seninkiler de öyle. koca bir şehrin insanları eziyet çekerken bunlara duyarsız kalınabilmesi, vicdanların körelip egoların kitlesel sorunların önüne geçebilmesi... işte beni bu incitir. Bir şehirde 70 yaşında bir teyze otomatik kapıya dayanmış çünkü o kadar sıkışık bir dolmuşun içinde hastahaneye gitmeye çalışıyor... kapı açılınca teyzem tutunamayıp yüzükoyun yere yapışıyor ve dolmuş şöförü bunu görmesine rağmen gaza basıp gidiyor. Bunlar erzurum'da hergün yaşanıyor ama sırf memleketçilik gibi bayağının bayağısı bir kahvehane zihniyetiyle görmezden gelinebiliyor ya işte insanı bu yaralıyor, ilkokul bebesi ayarında laf sokmalar değil...
bunu okuyan birileri varsa benden uyarması: kardeş bak şu sözümü iyi belle: çevrende melek diyeceğin, pırıl pırıl, güler yüzlü bir çok insan var ya, işte onların çoğu ve belki de hepsi en küçük bir zarar görmektense, egolarına en ufak bir toz kondurmaktansa tüm insanlığın yanmasına bile razı olur. Herkese bu gözle bak...
Aylık 5000 liralık maaşı bırakıp kadrosuz, maaşsız doktoroya kayıt yaptıran, hayatta hiç işleri yoluna girmemiş yazar. Geleceğinden kaygılı, dua bekleyen kardeşiniz.