Hareket Vakti diye bir efsanesi vardır. şebnem ferah arkasında çığırır dururdu. klibi de eski istanbulun sokaklarında at arabasıyla gezdirir insanı. ne tatlıdır, ne hoştur.
90'lar ikonu olarak kabul edilir. tarz olarak alternatif bir tavrı vardı. iyi bir çıkış yakaladığı ilk albümünde (bkz: hareket vakti) dahil bütün parçaların söz müziği Barlas erinç'e aittir yanılmıyorsam. 2000'lerde müzikten uzaklaşıp yazarlığa soyunmuştu. Yine yanlış hatırlamıyorsam 6 adet kitabı basılmıştır. Edebi olarak heyecanlandırmaz beni. 90'ların bad girl'i şimdilerde ton ton bir babannedir.
Bak gülüyorsun. Gözleriyle nefes alan bir çocuk gibi. Kimsesiz kaldırımların üstüne bırakılan naylon gülleri topluyorsun. Bu güllerle hanene ay düşüreceksin. Bundan sonra anlamı olacak korkusuz karanlıkların. Kalbine aldıklarını uzaklara taşıyacaksın. Her söz için bir taş yuvarlanacak eteklerinden.
Sana bir şey olmayacak.
Sana binlerce şey olacak.
Belki "nasıl anlatılır bu sızı" diye üstüne düşen yıldızları sayarsın.
Belki çantana sığan her şeyi orada bırakırsın.
malesef ki ülkemde hak ettiği değeri göremeyen önemli şarkıcılardandır umay umay. yoğun miktarda hüzün vardır şarkılarında. eğer ki ruh haliniz harap vaziyette ise onu dinlemeyi bir süreliğine ertelemeniz sizin için iyi olacaktır.
"Kızıyordum, artık kızmıyorum. Bir şey oldu epey önce, kimsenin beni öldüremeyeceğini fark ettim. Affedilmeyecek ihanetlere tanık oldum. Affetmeyeceğim. Affetmenin, ne büyük uyum isteği ve palavra olduğunu fark ettim. Çok uyumsuzmuşum. Azıcık uyayım diye, ne fedakarlıklar yaptım, geçmiş olsun. affedemiyorum, etmeyeceğim de. Korku kendi cehenneminde debelensin, benim cehennemim başka."
(bkz: orospu kırmızı)
~~
Benim yüzüm yarım, kalbim iki tane..
Artık özgürüm, öyle yalnızım ki..
Ne kadar çok şey öğrendim senden ama ne kadar az yaşadım..
Ağlama bebeğim, her şeyi nefret edecek kadar çok sevdim. Artık beni terk edemezsin..
"Kırmızı, sana sadece kırmızı demeliyim. Ben başaramıyorum kırmızı, hatırlamak dışında bir mucizem yok. Bir şeye inandım, birşeye ve sadece bir kere ağlayarak dansettim. Oysa hayata bağlanmak için ayağa kalkmıştım."
Daha kolay yaşamalıyım, metruk evlerde yaşayan 'tam işte o kelimeydi' dediğim insanların arasında. Daha kolay ama nasıl, onu da bilmiyorum. Aşk iki de bir ellerimi tutmak istiyor. 'bir gün sen de cezanı çekersin' diyor. Boşuna, ellerimi verme! uyutmayacağım seni, ninniler büyütmuyor çünkü. Bahçende sıçrayan ağustos böcekleri hala saçlarımın içinde. Bir tek ben kanadım, bir tek sen gördün beni.
"Artık özgürüm, öyle yalnızım ki".
"Doğrum yok benim. Her yarım şey gibi, ne kederli, ne de mutlu.
Peki ya sen! hiç hikayen yok mu senin?"
"Pirinç işlemeli bir aynada kırıldı yüzümün diğer yarısı. Herkes uyuyordu. yüzümün yarısı benim, yüzümün yarısıyla hep yarım öyküler anlatırım. Peki sen, yarım dudaklı bir kadını öpmek ister misin?"
"Herşey dönüyor ve kendi etrafındaki tüm masumiyeti yok ediyor, cehennemi sevmekten başka elimde insanca kalan ne var ki.. Cehennemi ruhu hala üşüyenler için istiyorum, kendi kötülüğümü istiyorum, son bir defa ara istiyorum."
"Yanlış bu sözcükler, yanlış. Çok ağladım, çok erkek oldum çok da kadın, kimseyle kendimle bile yaşayamazdım. Hep yarım kaldım hep!"
Her aşk bir orospu yaratıyor. Bense beyaz duvaklar, dokunduğumda irkilen sırtlar çiziyorum. Ben de oluyorum, o senin kendin için korktuğun yerde..
Başını derenin kenarına koy, altını yıldızlarla bağla. Dinle ama korkma, çünkü vitamin aldım, iyiyim.. ama; ya bu soluk sonsa, ağlıyorum fren seslerinin ardından gelen hıza. Kaderimin oyuncağı oldum, sokakta aşkı buluyorum diye elma şekerleri kazandım, övüncü oldum sessiz uzlaşmacıların, övüncü oldum tüm yaşayamamışların, bir kurbanın onurunu diktiler yakama..
~~
Artık her "sen muhteşem bi detaysın" yorumunu gördüğümde kusmamak için mide hapları alırken diğer yandan bu copy-paste yorumların altına çat diye şu paylaşımı gönderme dürtümü bastıramaz hale gelmiş bulunmaktayım. Son çare ulusa sesleniş babında toplu olarak buraya atayım, biraz içim soğusun.
Evet kardeşim sen de muhteşem bir detaysın ayy-nen ama şu köşede bi sakin olup gelmem lazım bi sn.
zamanında fenerbahçe ve trabzonspor'da lig şampiyonluğu yaşamış osman denizci'yle evlenip ondan 2 çocuk sahib olmuş şarkıcı ve yazar. elbette evliliğe giden yol kolay olmamıştır. arif kocabıyık* ve osman denizci, Rizespor’da birlikte oynarlarken Osman, 1980'de umay'la birlikte olmaya başlamıştır. bu ilişki sürerken, Arif’le Umay’ın arasında da bir ilişki doğar.
arif ve osman rizespor'un 1981'de küme düşmesiyle birlikte eski galatasaraylı zafer dinçer'le birlikte fenerbahçe'ye transfer olur. Her ikisi de başarılı bir sezon geçirirken, ortaya bu aşk üçgeni çıkar. Olayı öğrenen Osman’ın performansı düşmeye başlar. iki arkadaş takım içerisinde iki düşman gibi olmaya başlarlar. bu arada osman, umay'dan ayrılır. Yönetim tarafından bu durumun öğrenilmesi uzun sürmez ve 1983'te osman kazanılan şampiyonluk sonrasında trabzonspor'a transfer olur. arif te umay'ı terk eder ve 1 çocuk sahibi olacağı mehtap ar'la beraber olmaya başlar. sonunda gece hayatına düşkünlüğü yüzünden 1984-85 sezonunda ligde 7 maçta oynayabilen arif, ertesi sezon fenerbahçe'den galatasaray'a transfer olur.
en sonunda osman umay'la barışır ve 1984'te evlenirler. 1984-85 sezonunun devre arasında bursaspor'a kiralanan osman denizci 1986-87 sezonunda fenerbahçe'ye geri döner ve burada 2 sezon daha oynadıktan sonra 1988'de transfer olduğu giresunspor'da futbola noktayı koyar. son olarak umay umay'ın * umay denizci olarak çıktığı bir haber aşağıdadır: