matematik yalan söylüyor. measure dediğimiz bir şey var arkadaşlar siz de bilirsiniz. yani benim ingilizcem var ben biliyorum. ölçülebilen şeyler malumunuz. "1 kilo demir mi ağır bir kilo pamuk mu?" geyiğine ne yazık ki hepimiz maruz kaldık. hatta "hey corc versene borç"la bu ikisini sık sık duymamıza rağmen hayatta kalabilmemiz bence tam anlamıyla mucize.
neyse abi, ölçülebilmekten bahsediyordum. bazı şeyle ölçülebiliyor. tartı, kantar, terazi.
matematik, hayat bilgisi, tarih ve sair.. bize söylenen yalanların sistematik şekilde içselleştirilmesini sağlayan zehir seanslarına verilen adlardır.
mesela bir yaşamı, hayatı ölçmek mümkün mü? "ya herkesin derdi kendine göre ağır" deme ağzını yüzünü sikerim!
bak şimdi ben umay umay'ın hayatının ne kadar ağır olduğunu kanıtlıycam sana:
ben varoşların dansıydım, o prenslerin anarşisti. ben çok zengin olmak istiyordum, o ise serseri. ben onu sevenlerden nefret ediyordum, ama o herkese beni sevmelerini söylüyordu.
denizin üzerine kibrit kutularından bir ev kur bana. tuzlu su bütün kibrit uçlarını sakinleştirir. yangınsız, tutkusuz, şehvetsiz kalırız öylece. belki, işte belki o zaman aşık oluruz ikimiz; sen bana, ben sana.
sen şimdi bu kadın bizimle aynı oksijeni mi soluyor diyorsun? sen hala bu kadın kadar mücadele ettiğini mi iddia ediyorsun yaşamak için? senin hayatın daha ağırmış aga, bilemedim.