"...galiba, tanrı umay, kutsal yer ve su yardımcı oluverdiler..."
anne ve çocukları koruyan bir ruhtur umay.
umay 'ın çocukla beraber olduğunun işareti, çocuğun uykudayken gülmesidir. ağladığı zaman sözzü edilen koruyucu ruhun gittiği düşünülür. çocuk hastalandığında umayı getirmesi için kam çaırılır. çoruhlu, 2002, s.40-41
eski türkler'de anneleri ve çocukları koruyan, olumlu nitelikleri bulunan bir ruhtur. yir-sub'un (yer-su; yerin ve suların ruhları) türk topluluklarına yardım etmesi gibi omay-umay da yalnızca çocukları değil, bütün türk boylarını koruyan, onlara kut veren bir varlıktır. bundan dolayı umay-omay, kırgız türkleri'ne göre bol ürün almaya, mal-mülkün artmasına da yardım eder.
Anadolu'da etkileri hala devam eden Türk mitolojisinin efsanevi varlıklarından biridir. Anadolu'nun bazı yerlerinde kadınlar sabah kalktığında ilk yaptığı şey eşiği süpürmektir. Çünkü Umay ana'nın orada otuarak evi koruyacağına inanılır.
Telefon numaranı çiğneyip yuttum. Oturduğum sokağı ufaladım sol avucumda. Anahtarlarımı göle fırlattım. Her panoya hiç sevmiyorum yazdım. Nasıl olsa kimse ellerimdeki acıdan kuşkulanmayacak. Nasılsa herkes özgürlükten yana. O buram buram tutsaklık kokan ama inek gibi geviş getirerek özgürlük numarası çeken panolardan yana. Bu safalet içinde zaten sevsem ne olur, sevmesem ne olur. Yinede iki gözüm önüme aksın, beter olayım, evim yıkılsın ki sevmiyorum. Dökülsün dudaklarımdaki kırmızı...
Divan-ü Lügatit Türk'te Umay'a tapsa çocuğu olur diye bir atasözü geçiyor.
Buradan da bunun bir Tanrı olduğu kolayca anlaşılır.Tengricilikte Gök Tanrı'nın kızıdır.Ruh falan değildir.
not: Altay Mitolojisi'nde hâlâ var olması elbette bu varlığın daha sonradan onların inançlarında ortaya çıktığını göstermiyor. Yukarıda defalarca zikredilmiş. Orhun Yazıtları'nda Bilge Kağan annesini Umay'a benzettiği gibi, Tonyukuk Umay üzerimize mi çöktü diyerek Kök Tengri'nin yanında bu varlığa değiniyor. Türklerde "yir sub" denen yer ve suları simgeleyen tanrılar, gökyüzünü simgeleyen bir tanrı "kök tengri" görebildiğimiz ve bulabildiğimiz kadarıyla dişiliği ve bereketi simgeleyen bir de kadın tanrıça "umay" vardır. Tengricilikle islamiyet birbirine diğer dinlerin birbirine benzediği kadar benzer. Tam aksine onlarca zıt tarafı vardır. Cengiz Han devrinde islamiyet ve Tengriciliğin(Şamanizm deniyor ancak Şamanizm'i bugünün bazı türklerinin dini için kullanmak daha doğru) çelişmesi ve orta bir yol bulamamaları bunu kanıtlar. tengricilik'te "ongun" denen putlar da vardır ki ibn fadlan türkler üzerine yaptığı seyahatinde erkek cinsel organı şeklindeki bir puttan bile bahsediyor. Dolayısıyla bu islamiyetle tengriciliği bağdaştırıp bilim dışı konuşmalar gayet yersizdir.
tengricilik dini ile kayra hanın, erlik hanın, umayın hiç bir ilgisi yoktur. bunlar mitolojik kavramlardır.
tengricilik (ziya gökalp'in deyimi ile toyonculuk) da ise sadece bir göktanrı vardır.
göktanrı'nın özellikleri kur'andaki ihlas suresinde anlatıldığı gibidir. eşi, benzeri yoktur.
altay mitolojisinde umay göktanrı'nın değil, kayra han'ın kızıdır.
--spoiler--
Umay adına Türk tarihi kaynaklarında ilk defa Gök Türk yazıtlarında rastlanır. Kültegin yazıtında (I D 31) Bilge hakan babam hakan öldüğü vakit küçük kardeşim Kül Tegin yedi yaşında idi. Umay gibi anam hatun sayesinde küçük kardeşim Kül Tegin er kahraman adını aldı diyor ki anasını çocukları koruyan dişi ruh Umaya benzetmiştir.
Tonyukuk yazıtının batı tarafındaki 38. satırında, Umay ve mukaddes Yer su ruhlarının Türklere yardım ettiklerinden bahsetmektedir. Son yıllarda Urga (Ulan Batur) çevresinde bulunan bir kiremitte Kögmen Yer su ve Umay hatun sözleri okunmaktadır. Bu koruyucu dişi ruhun adını eski Türkler çocuklarına ad olarak verdiklerini Al-tun göl yanında bulunan bir yazıttan öğreniyoruz. Bu yazıtta bu atımız Umay beg ibaresi vardır.
Mahmut Kâşgârinin Umay kelimesinin izahı da dikkate değer. Bu Türk islâm bilginine göre Umay kadın doğurduktan sonra çıkan sondur. Kadınlar Umay ile tefeül ederler. Umaya tapılırsa oğul olur derlermiş (Divan-ü Lûgatit Türk, I, s. III; B. Atalay tercümesi, s. 217).
Mahmut Kâşgarî Umay hakkında fazla bir şey bildirmemekle beraber bu kelime münasebetiyle naklettiği atalar sözü (Umayka tabınsa oğul bo-lur) dikkate değer. Umay ruhu hakkındaki müslüman Türkler, hele kadınlar, arasında söylenen bazı şeyleri Mahmut Kâşgârînin de duymuş olduğu anlaşılmaktadır.
Devadariye göre Moğollarda Uma (Umay?) hatun kültü vardı; savaşa hazırlanırken bu Uma hatuna kurban sunarlardı. Bunun namına bir bebek yapıp çadırda saklarlardı. Buna bakşı dedikleri bir kadın hizmet ederdi. Bu kadın Alp Kara Arslan soyundandı (Süleymaniye kütüphanesi Damad ibrahim Paşa Nu. 919, varlık 207 a).
Altay Yenisey şamanist Türklerinin dinî inançlarında Umay kültünün bulunduğu etnograflar tarafından tesbit edilmiştir. Katanov tarafından toplanıp Radloffun Türk halk edebiyatı külliyatının IX. cildinde yayınlanan Sağay metinlerinde Umay (Imay) üç yerde geçmektedir. Bir metinde şaman davulundaki resimler izah edilirken (s. 565) iki kayın ağacının resmi hakkında şöyledenilmektedir: biz bastap ülgen adamnang töreende Imay ice-meng kada tüstir bu iki kazıng. Katanof bu metindeki Imayın Umay, ülgenin şamanistlerin iyi tanrılarından biri olan Ülgen ve adam kelimesinin atam olduğuna dikkat etmemiş ve şöyle tercüme etmiştir : ilk başta aziz Âdemden türediğimiz zaman bu iki kayın ağacı anamız Havva ile beraber gökten düşmüş (inmiş) tir (s.552). Halbuki bu metin şöyle tercüme edilmelidir: ilk başta Ülgen atamızdan türediğimiz zaman bu iki kayın ağacı Umay ana ile beraber (gökten) inmiştir. Başka bir metinde defin töreninden bahsedilirken şöyle denilmektedir: Defin törenine iştirak edenler için evde et pişirilir. Mezardan gelenler rakı içerken evin üst-başı tarafına üç defa rakı saçarlar ki, bu anamız. Imay taraf madır (metin s. 575; tercüme s. 462) derler. Kaçlarda tesbit edilen ateş duasında Imay ana ateş ruhu olarak zikredilmektedir, (aynı eserde, s. 573; tercüme s. 564).
Umay kültünün izlerine Yakutlarda da rastlanmaktadır. Troşçanskinin Yakutlarda Kara dinin tekâmülü adlı eserine Naumov tarafından ilâve edilen makalede (s. 178) şu kayıt vardır: Yakutların inançlarına göre Ogo ımıta denilen bir ruh vardır. Harfi harfine
çocuk Imısı demektir. Bu Imı bir kuş şeklinde çocuğun başı üzerinde öter ve bununla çocuğun nesli bereketli olacağını haber verir. Pekarskinin izahına göre Imı kelimesinin başka bir anlamı da korunma silâhı, tılsım, muska demektir. (Yakut sözlüğü, s. 3794).Yakut mitolojisindeki bu Imı ruhunun Umay olduğu muhakkaktır. Eski Umayın yerini Yakutlarda, aşağıda görüleceği veçhile, ayısıt almıştır.
Ayısıt yaradıcı, bereket ve refah sağlayıcı dişi ruhlar zümresine denir. Bunlardan kimi insan yavrularını ve kadınları, kimi de hayvan yavrularını ve dişi hayvanları korurlar. Ayısıtlar. dağınık halde bulunan hayat unsurlarını toplayıp birleştirir ve kut yaparlar. Bu
kut denilen nesneyi ana karnındaki çocuğa üflerler. Böylece çocuğa can verirler. Gebe kadınlar daima bu ruhların himayesi altında bulunurlar. Kuşu kuşları ayısıtların timsali sayıldığı için bu kuşlara dokunulmaz, insanları koruyan ayısıtlar yaz günlerinde güneşin doğduğu yerde, hayvanları koruyan ayısıtlar da kış günlerinde güneşin doğduğu yerde bulunurlar. Yakut kızları ayısıt adına Tangara yapıp karyolalarının altında saklarlar.
Kısır kadınlar çocuk vermesi için ayısıta dua ederler. Gebe kadınlar doğum günleri yaklaştığı zaman odalarını ve evlerinin çevresini çok temiz tutmağa çalışırlar. Komşu çocuklarına ve hayvan yavrularına karşı şefkat gösterir ve onları doyururlar. Ayısıt geldikte herkes güler yüzlü, şen ve tok olmalıdır.
--spoiler--
Iki gündür enteresan bi şekilde takılı kaldığım isim.
Isimle alakalı kelime kökünün bıdıbıdısına kadar her şeyi okudum, beğendim.
Kızım olursa koyabileceğim muhtemel isimlerden biri artık.
göktürk kitabelerinde göktengri ile birlikte geçen kutsal varlık, tanrıçadır.
çocukların ve hayvanların koruyucusu olarak da bilinir.
bolluk ve bereketi simgeler.