ulusların kaderlerini tayin hakkı

entry32 galeri0
    6.
  1. yine ulusların kendilerinin verdiği haktır. ne demiş ünlü bir düşünür insanlar hak ettikleri gibi yönetilirler. sen eğer 20. yy da hitler gibi bir insanı başa getiriyorsan kaderini kendin tayin etmişşin demektir ya da atatürk gibi bir insanı.
    0 ...
  2. 5.
  3. 4.
  4. Türk solunun ağıza sakız ettiği bir yaklaşımdır bu. ta Lenin'e, "Halkların kendi kaderini tayin hakkı" teorisine dayandırdığı "Bir bölgenin halkı bir örgütü sahipleniyorsa bu onların bileceği iştir, hatta bu örgüt temasa geçilmesi gereken, onaylanması gereken örgüttür" yaklaşımı... Bunun neresi sol, neresi diyalektik?... Neresi insandan yana?... Örnekler yüzlerce... Faşist örgütler de çok zaman halkları tarafından sahipleniliyorlar ona kalırsa... vesaire...
    0 ...
  5. 3.
  6. vladimir iliç lenin'in bir kitabıdır.

    ezilen ulusların kendi kaderini tayin hakkı devrimci hareket içinde geçerli olan bir haktır. wilson ilkelerinde de yer verilmiş olan bu hak lenin'in teorisi ve pratiği çerçevesinde değerlendirilmeli ve bugün yeniden yorumlanmalıdır.

    sovyet birliği'nde çok fazla halk vardı ve bir çözüm için lenin bu tezi geliştirdi. lenin'in bu tezi kendi yönetiminde ve daha sonra sovyetler birliği'nde teoriyle pratik birbirini tutmadı.

    "biz asla zorunlu bağlara değil, yalnız gönüllü bağlara değer veriyoruz,. her ulusun ayrılması konusunda ısrar etmiyor olsak da, nerede uluslar arasında zorunlu bağlar görürsek, orda her halkın kendi kaderini tayin hakkı, yani ayrılma hakkı konusunda mutlaka ve kararlı olarak ısrar ediyoruz."

    "bu hakta ısrar etmek, savunmak ve bu hakkı tanımak, ulusların eşitliğine ısrarlı olmak demektir; zorunlu bağları tanımayı reddetmek demektir; hangi ulus olursa olsun her hangi bir ulusun tüm devlet ayrıcalıklarına karşı çıkmak demektir; ve farklı uluslardan işçiler arasında tam sınıf dayanışması ruhunu geliştirmek demektir."

    "nasıl tam demokrasi uygulamayan muzaffer sosyalizm olamazsa, proletarya da, demokrasi için kapsamlı, tutarlı ve devrimci bir savaşım vermeden, kendini burjuvaziye karşı zaferine hazırlayamaz."

    lenin tezinde uluslara gidin illa ayrılın dememiştir görüldüğü gibi. böyle bir haklarının olduğunu, olması gerektiğini vurgulamıştır. mesela polonya sovyet rusya'dan ayrılma kararı alınca lenin elbette ki üzülmüştür, zira bu devrimci yoldaşlarının da ayrılması anlamına gelmektedir. nitekim polonya da kapitalist olmuştur ayrıldıktan sonra.

    bugün bu hak burjuvazinin elinde bir piyon olarak kullanılmaktan tutun da romantik-hümanist sol çerçeve ile şiddetin arasında gidip gelmektedir. önemli olan bunu aşabilmektir.
    0 ...
  7. 2.
  8. marksist terminolojide yer alır.

    ezen ve ezilen uluslar bağlamında soruna yaklaşan bu bakış açısı, ezilen ulusların otonom bir devlet kurma hakkına sahip olmasını savunur.

    ulusal bazda ortaya çıkan sorunların belli (kültürel, ekonomik, demokratik...vb.) ödünler vererek çözülemeyeceği, nihai ve asıl çözümün bağımsız devlet platformunda saklı olduğu ortaya konur.

    bu yaklaşım türkiye'yi yakından ilgilendirmektir, çünkü bağımsız bir kürt devleti isteği bu düşünceden destek almaktadır.
    2 ...
  9. 1.
  10. Günümüzün emperyalizminde geçerliliği olmayan söylem. küreselleşen dünyada sınırları egemenler tarafından belirlenmiş bir ülkenin içinde bulunan farklı etnik kökenden ve farklı inançlardan insanların birbirlerinden ayrılması emperyalizmin kucağına oturması demektir*. burada savunulması gereken tek şey; tum farklılıklarımıza saygı gösterip bir arada kardeşçe yaşamayı başarma cabamız olmalıdır.*.
    2 ...
  11. 33.
  12. Her şeyden önemlisi, dünyanın neresinde olursa olsun, her kime yapılırsa yapılsın, herhangi bir haksızlığı her zaman içinizde hissedebilmelisiniz.

    (bkz: ernesto che guevara)
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük