dünyaya açılmaktan hazzetmemek, hatta dünya kelimesine gıcık olmak, sınır hattına 4 metre duvar örüp kimseyi yurda sokmamak, demokrasi diyenleri düşman ilan etmek, andıçlar yazmak, fişlemek, yargılamadan infaz etmek, asit çukurlarına insan atmak, insanları ayaklarından yavaş yavaş yakarak öldürmek... ulusalcılık belasının hastalıklık düşünce ve uygulamalarıdır.
milliyetçilerle seçkincilerin kurmuş olduğu yapıdır...
onlara göre kendileri gibi düşünen herkes kahraman, diğerleri haindir. herşeyi kendi bilirler. vatan sevgisini tekellerine öyle bir almışlardır ki kimseye bırakmazlar...
bu kadar çok takipçisi olmasına rağmen bi bok olamamış ve olamayacak olan,darbeye doğuştan bağlı, faşizme göz kırpmaktan ziyade direkt faşizmin kendisinin saklanmış yüzü olan türkçeyi katleden isme sahip kıytırık ve ölü doğan bir ideoloji yamalamasıdır...
bu ideoloji takipçileriningenel eğilimi sol göründüğünü zannedip katışıksız bir kafatasçı olmalarıdır.. başkasının gerillasına şapır şupur kendi ülkesinde dağa çıkan gerillaya yarabbi şükür ile anlatabiliriz genel eğilimini.. örgütler arasında farkları tabii ki de ben de sayarım ama birine tam hay hay birine tam bay bay olmuyor yani..
1-Aşırı bir Atatürk takıntısı. Atatürk'ün normal bir
insan olduğunu kabul etmeyi reddetme. Onu neredeyse peygamber düzeyinde ulaştırma ve ona tapınma ihtiyacı.
Bu tapınmaya kendilerini adayanlar neredeyse bir tarikat gibi davranıyor. Bu tarikatın kendine özgü tapınma ritüelleri bile var. Bu tarikata üye insanlardan biriyle konuşurken, Atatürk'ün adı geçince o insanın bakışlarının değiştiğini resmen görebilirsiniz. O bakış, düşünme melekesinin kaybı ve yerine tapınmadan gelen irrasyonel düşünce anlamına geliyor.
Bu sendrom aynen aşırı dindar insanların bakışlarına ve davranışına benzer.
2- Bu tarikattaki insanlar, aynen dünyanın sonunun geldiğine kendini inandırarak çıldıran tarikattaki insanlar gibi Türkiye'nin sonunun geldiğine kendilerini inandırarak çıldırmışlardır. Aslında 'Çılgın Türkler' bağlantısı da budur.
Dünyanın sonunun yaklaşmakta olduğuna kendini inandırarak çıldıran tarikatın üyeleri gerekirse panikleyerek kendilerini öldürebilirler. Tarihte dünyada kitle ölümlerinin yaşandığı tarikat intiharları vardır. Türkiye'deki 'ulusalcılık tarikatı'na mensup insanlar her an sonun yaklaştığı inancıyla gündelik yaşamlarını sürdürürler. Her türlü çılgınlığı yapmaya hazırdırlar. Gerekirse suç ve cinayet de işlerler. Çünkü sonun zaten gelmekte olduğuna kendilerini inandırmış oldukları için öldürdükleri insanın ve kendi hayatlarının bir değeri yoktur gözlerinde. Rahatlıkla başkalarını da kendilerini de harcarlar.
3- Ulusalcı tarikat, hayatı aşırı dindarlara özgü bir fantastik tablo içinde algılar. Onlara göre de dünyada iyi ile kötü arasında final mücadele yaşanmaktadır. Onlara göre karşılarındaki güç şeytandır. Bu, final mücadelesidir. Çünkü yapılan mücadele onların kafasında Türkiye'nin sonunun gelip gelmeyeceğini belirleyecek nihai kavgadır. Ölüm kalım meselesi, nihai kavga haline getirdikleri hayat hakkında bu delilik sınırındaki insanlar akla gelmeyecek her türlü çılgınlığı her an yapmaya hazırdırlar. Onlara bu aşamada normali anlatmaya çalışmak imkansızdır.
4- Hastaların bir bölümü geçmişte yaşar. Bugün onların beyninde hayli dumanlı vaziyettedir. Onlar için bugün şeytan ile mücadelenin kaotik halidir. Rahat oldukları, kendilerini sakinleştiren yaşam; geçmişin yani Atatürk'ün yaşadığı günlerdeki ortamdır. Bu nedenle tarikatın aşırı eğilimli üyeleri kendilerini Atatürk gibi görür. Kendilerini Atatürk olamayacak kadar aşağı düzeyde görenler ise eski dönemin kıyafetlerini giyer ve eskinin hatıralarıyla yaşarlar.
Gördüğünüz gibi AKP'liler ulusalcı tepkiden korkmakta hayli haklılarmış. Karşı karşıya kaldıkları şey bir siyaset, bir ideoloji filan değil, bir hastalık düpedüz. Ergenekon hakkında gazetelerde çıkan haberler doğruysa, bu tür olaylar aslında delilerin yaptığı işler.
AKP'liler ve yandaşları da aşırı dindarlık dolayısıyla rasyonellikten çıkmış olduklarından mücadele aslında iki deli grup arasında sürüyor. Umarız iki taraf da tam delirmeden bir şekilde tedavi edilir.
NOT: Kafalarında kurdukları dünya ve mücadele zorunluluğu, harekete geçenler hakkında açılan davaların genellikle telefon dinlemesine dayanması da aslında normaldir ama sakıncalıdır da. Çünkü çıldırmış insanlar kendi aralarında her türlü fantastik konuda fantastik çözüm önerileri getirebilirler. Bunları duyan rasyonel bir beyin hem ürker hem de duyduklarına zor inanabilir."
musa'nın çocukları musa'nın gülü gibi kitapları okuyup " ağbi yahudiymiş bu rte ve gül " dedikten birkaç yıl sonra bu kez de aynı kişileri antisemitizm yanlısı olmakla suçlayanların oluşturduğu ultra faşist ultra cahil ultra gerizekalı insanlar topluluğunun dahil olduğu paradigma.
"kendi vatanının ulusal çıkarları her şeyden önce tutmak" olarak adlandırılabilecek erdemli bir davranış iken, dürzü'lerin aşağılamak için kullandıkları kelime. ne de olsa onlarda vatan yok, ümmet var; ama abd'ye göbekten bağlı ümmet.
son zamanlarda faşizm olarak algılanan, yeni dünya düzeninde çıkarlara ters düşen, tüm ülkeler bazında başlatılan planlarla bitirilmeye çalışılan kavram. ulusalcılık ne faşizmdir ne de yobazlıktır.