ulusal burjuvazinin hakimiyetindeki ülke

entry1 galeri0
    1.
  1. 2002'den bu yana giderek arttığı iddia ve hatta kabul edilen otoriter siyasetin hakim olduğu mekan.

    Bunun nedenlerini anlama çabası, üretim ilişkilerine ve sermaye hareketlerine dayanmaktadır. ulusal burjuvazi 2000'li yılların başında bu yana uluslararası burjuvaziyi giderek daha fazla dışlama ve Türkiye'deki hareket alanını kısıtlama arzusu içinde olmuştur. ulusal burjuvazinin bu kemikleşmesi, kurtuluş savaşı esnasında atatürk ve arkadaşlarının arkasında toplanan ulusal burjuvaziyi hatırlatmaktadır. hatırlarsınız ki, 1923 - 1946 arasındaki 23 yıllık zaman zarfında başka bir siyasi partiye izin verilmemiş, kurulan yeni siyasi partiler de kısa sürede kapatılmıştır. günümüzde de bu durum, ulusal muhafazakar burjuvazinin kendinden başka bir toplumsal grubu sosyal hayatta etkin görmeme arzusundan kaynaklanmaktadır. çıkarlarını tek başına idame ettirirken aynı anda cumhurbaşkanlığı makamını, başbakanlık makamını, meclisi, hükümeti ve bürokrasiyi denetim altında tutmaktadır.

    bunun ekonomik ve siyasi anlamda iç ve dış nedenleri vardır. bir neden yakın tarihle ilgilidir: 1994, 1998 ve 2001'de üç ekonomik kırılma-kriz yaşayan ülkemizde bu zaman dilimini yaşayan ve bundan yoğun zarar gören sermaye ve emek kesimlerinde aynı olayları bir kez daha yaşamama arzusu mevcuttur. diğer nokta, içinde bulunduğumuz coğrafyadaki sıkıntılı politik temaşadır. ırak'ın ve suriye'nin bölünmesi ve pıtrak gibi dinci terör örgütlerinin ortaya çıkması, uzun yıllar pkk ile muhatap olmuş halkımızda aynı bölünme, iç savaş ve kargaşa durumunun ülkemizde de yaşanacağı endişesini doğurmaktadır. diğer bir neden, avrupa'daki ülkelerin, özellikle yunanistan, ispanya, portekiz, italya gibi akdeniz ülkelerinin yaşamış olduğu ekonomik krizlerdir. ülkemiz insanının türkiye'nin ekonomisini bu ülkelerle mukayeseye tabi tutmasından çıkan sonuç, görece olarak da olsa, ülkemiz ekonomisinin bu ülkelerden hem ekonomik büyüme hem de hem işsizlik oranları açısından daha iyi olduğudur.

    21. yüzyıl tarzı bu ekonomik büyümenin en kötü tarafı şudur: bu model, çin usulü bir büyümedir yani amerikan tarzı güler yüzlü bir kapitalizm değil. amerikan stil ekonomik gelişme hem daha fazla ekonomik refahı hem de daha özgür, daha demokratik, daha serbest bir toplumu vaat ediyordu. kendini kusursuz bir toplum olarak takdim ediyordu. oysa çin modeli ekonomik büyüme toplumun denetim altına alınmasını içermektedir. toplumun geri kalanını sermaye sınıfına ve devlete hizmet eden bir konumda kurgulamakta, bürokratik kurumlar, polis ve ordu ile de toplumun bu çizginin dışına taşmasını engellemektedir. toplumun emekçi kesiminin düşük bir emek ücreti ile cendere altına alınmasının diğer sonuçlarından biri, bireysel özgürlüklerin kontrol altına alınmasıdır. internetin kontrolünden bireysel hayatlardaki tercihlerin kontrolüne kadar uzanan bir çizgide bireylerin sorgulaması ve sistemi değiştirmeye çalışması istenmez; eğer illa bir şey değişecekse bu resmi makamların kontrolünde veya direkt onların eliyle yapılır. yani meydana gelen ekonomik anlamda vatandaşının refahını arttıran ama özgürlükler açısından giderek hakların erozyona uğradığı bir toplumdur.

    böylesi bir toplum modeli uluslararası burjuvazinin şeffaflık, serbestlik, ifade özgürlüğü, demokrasi gibi değerlerine aykırıdır. var olan demokrasi ya türkiye'de olduğu gibi muhafazakar bir çizgiye oturmakta ya rusya'da olduğu gibi çok partili seçimler yapılsa bile sürekli aynı kişinin ve partinin seçilmesiyle sonuçlanmaktadır. çin'de olduğu gibi yalnızca bir siyasi partinin varlığına izin verilmesi de görülmektedir. esasen ulusal burjuvazinin sert bir denetim uyguladığı, parti-devlet-toplum birlikteliğini içeren yapı daha önce Batı dünyasında da görülmüştür: almanya ve italya faşizmleri buna örnektir. iki dünya savaşı arasındaki sıkıntılı dönemi alman ve italyan sermaye sınıfları faşist sistemlerin güvenli kucağında geçirmiştir. dünyanın ekonomik yönden sıkıntılı ve bir geçiş döneminin sancılarını yaşayan döneminde, türkiye ve çin gibi ülkelerde de bunu gözlemliyorum: toplum, devlet ve sermaye sınıfı ulus devletin içine dönerek uluslararası toplumla araya mesafe koyuyor ve böylelikle kendi çıkarlarını korumaya çalışıyor. günümüzün internete dayalı küreselleşen dünyasında bunun ne kadar geçerli ve uzun vadeli olabileceğini zaman içinde deneyimleyeceğiz.

    bir de eski yazımıza atıfta bulunalım: (bkz: burjuvazi içi mücadele kızışırken)
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük