ulus baker

entry57 galeri7 video1
    57.
  1. Ben bu adama aşığım ya.
    Yani bu alanda bilgisi olan adamlar beni fena…
    Bu adama var ya malımı mülkümü bütün hayatımı abshsjsh şaka şaka. Yine de baya yükseliyorum elimde değil…keske olmeseydi canim ya.
    2 ...
  2. 56.
  3. 'her şeyi anlamak zorunda değilsiniz. Anlamak, yalnızca dünyayla ilişkimizin bir düzeyinden ibaret'

    Gibi harika bir cümlesi vardır.
    4 ...
  4. 55.
  5. Saygı ve ışıkla...

    Adamdı, insandı, çok geç keşfettim ama çok geç olmadığını keşfedince anladım.
    1 ...
  6. 54.
  7. vay be, ne güzel bir metin, ilmek ilmek alın teriyle örülmüş resmen ahsksççs.
    1 ...
  8. 53.
  9. https://galeri.uludagsozluk.com/r/2307376/+

    7 dili anadili gibi bilirdi. Muhteşem bir Türkçesi vardı.
    ÖDTÜ Sosyoloji bölümünden mezun olduktan sonra aynı üniversitede öğretim üyesi olarak dersler vermeye başladı. Fransız, Alman, italyan ve Rus öğrencilerinden sorularını kendi dillerinde sormalarını ister ve o dillerde cevap verirdi.

    Sosyoloji, Felsefe, Sinema, Tarih, Müzik ve Matematik alanlarında olağanüstü bir bilgi birikimi ve anlatım gücüne sahipti.

    Sinema üzerine yaptığı eleştiriler halen Avrupa Üniversitelerinde ders olarak okutulmakta.

    Deleuze, Hegel, Spinoza’dan çeviriler yaptı.

    Saçı başı dağınıktı. Yakın dostları uyarmasa günlerce duş almazdı. Kıyafet alırken beden numarasına bakmazdı. Aynı kazağı yıllarca giydi.

    Pantolonu kendine daima bol gelirdi. Sokaklarda yatan şarapçılardan hiç farkı yoktu. Bu dünyaya ait hiçbir şeye önem vermedi.
    Gözlüğünün bir camı düştüğünde ‘’Yahu Ulus gözlüğünün camı düşmüş değiştirsene’’ diyenlere ‘’O benim sağlam gözüm zaten niye değiştireyim ki’’ dedi ve yıllarca tek camlı gözlükle yaşadı.

    Derslerini ciddiyetle dinleyen öğrencilerin dikkati, Ulus hoca gözünü kırık yerden ovuşturunca bozulurdu. Sonra gözlüğü düştü ve ortadan kırıldı. Yenisini almadı selobantla tutturdu. Yamuk gözlükle yaşadı bir süre.

    Sinüziti vardı. Yağmurlu havaları sevmezdi.

    iki kedisi vardı. ikisinin ismini de ‘’Spinoza’’koymuştu.
    Sakin ve mütevazıydi. Yemeği biri hatırlatırsa yer, kahveyi elinden düşürmezdi.Sürekli votka ve samsun216 içerdi.1 ders boyunca bir paket sigara bitirdiği olurdu.

    Kahvaltısı biraydı.

    Fakat bu adam konuşmaya başladıktan sonra profesörler de dahil herkes susardı. Psikanalizin teorik, mantıksal, epistemolojik açmazlarını onun kadar başarılı hiç kimse betimleyemedi.

    Pantolon kemeri yerine ip bağlardı ama ODTÜ kütüphanesinin kokusu üzerine sinmişti resmen. Okunması gereken her şeyi okumuştu.
    Ulus Baker’i bu ülkeden çıkarırsan Sosyoloji ve Felsefe çöker.

    Bandista isimli müzik grubu adına şarkı yaptı; ‘’Her Şeyin Şarkısı’’…

    Annesi Kıbrıslı şair Pembe Marmara’yı kanserden kaybetti. Ruh bilimci babası Sedat Baker evli sevgilisinin kocası tarafından bir otel lokantasında öldürüldü.

    Ulus çocukken Kıbrıs’ta savaş vardı. Evleri tarandı. Babası rehin alındı.
    Bütün bu bunalımlardan mıdır bilinmez, elinden kadehi asla düşürmedi. 2007 Temmuzunun bulutlu bir sabahında 47 yaşında toprağa kavuştu.

    Dahi bedeni alkole daha fazla dayanamamıştı.
    Kıbrıs Lefkoşa’da mezarı var gidin bir bakın mezarına. Kendisi gibi sade bir mezarın üstünde votka şişeleri, şiirler, samsun216 paketleri, albüm kapakları, kitaplar, penalar daha neler neler…

    Giderken bir isteği vardı;‘’ Hüzün geriye kalandır biraz Blues dinleyin benim için’’ dedi…
    3 ...
  10. 52.
  11. kendisiyle odtü'de kısa süreliğine muhabbet ettiğim aşmış insandır. rest in peace bro.
    0 ...
  12. 51.
  13. Sevilen bir kişi ne zaman sevmeye başlar? Zorunlu olarak sevmeye başlaması, seven kişiye, kendisini sevmesi için herhangi bir neden vermemiş olmasından kaynaklanıyor: yani bende onun beni sevmesi için hiçbir neden yok, seviyor beni, ben de onu seviyorum. Bu kadar basit bir şeyden bahsediyor Spinoza. Tekrarlıyorum, bu önemli bir nokta: Bir neden vermiş olsaydım, zenginlik bilmemne falan -yine melodram içindeyiz dikkat ederseniz- o zaman karşılığında onu sevmek zorunda olmazdım, aslında sevmezdim, gurur duyardım.
    1 ...
  14. 50.
  15. türkiye' nin en bilgili ve kültürlü aydınlarından biriydi. huzur içerisinde uyusun.
    2 ...
  16. 49.
  17. enteresan hayat hikayesinden çok şey biliyorum. kayda değmez...
    1 ...
  18. 48.
  19. 47.
  20. 46.
  21. 45.
  22. 44.
  23. --spoiler--
    kesin yahudi dönmesi falanmıştır bu kadar pirim kasabildiğine göre.
    --spoiler--

    Nerde prim kasmış yav. Ulus bakeri tanıyan kaç kişi var. Akademide verdiği derslerin videosunu izlemişsindir ne izlediğinden bile haberin yok. Ulus bakerlerin, ali nesinlerin değer görmediği ülkede gülşen hegel muamelesi görür. Yeridir.
    0 ...
  24. 43.
  25. Bir konuşma videosuna denk geldim konuşmuş olmak için saçma sapan konuşuyor. Kesin yahudi dönmesi falanmıştır bu kadar pirim kasabildiğine göre.
    0 ...
  26. 42.
  27. “Hayranlık bir dikkat celbidir. Hissederiz ki karada yürüyemeyen o yengeç, kıyıda çırpınan bir balık kendi dünyasında, suda müthiş bir zarafetle yüzmekteydi. Her aşkın başlangıcı işte böyle bir “başka dünyanın zarafeti” algısıdır.”
    1 ...
  28. 41.
  29. "Bir duygu her zaman varoluş gücümüzde bir artış ya da azalıştır ve bundan başka da bir şey değildir."

    Vefat yıl dönümüymüş. Çok hoş bir insandı. Evet.
    1 ...
  30. 40.
  31. vefatının 15. yılında saygı ile anıyoruz.
    1 ...
  32. 39.
  33. Erken yaşta kaybettiğimiz çok değerli bir sosyolog.

    modern çağ filozofu.

    Böyle insanlar neden erken ölür?
    2 ...
  34. 38.
  35. Her seferinde Adını Ulus beykır olarak telaffuz etmeninönüne geçemediğim sosyolog.
    1 ...
  36. 37.
  37. Kendisini canlı dinleyememiş olmak büyük bir kayıptır.
    1 ...
  38. 36.
  39. 35.
  40. Ulus baker, ülkenin aydınlık yüzüydü. Sinema, film, sosyoloji eleştirileri, siyasetten, müziğe uzanan ve Tarkovski’den, bergman’a uzanan geniş bir yelpazede onu anlamak ve onun fikirlerini benimsemek güZeldir.
    6 ...
  41. 34.
  42. bizim bölümümüz hocalarındanmış. maalesef, erken bir ölüm. tanıyamamış olmak yararımıza değil. odtü'de ismi hala yaşatılır. adı bir salona verilmiştir.
    1 ...
  43. 33.
  44. Kadim dostu şükrü erbaş'ın yokluğuna yazmış olduğu şiir.

    Yok’a Gazel

    “Yalnızlık tanrıya değdi değecekti”

    evde dolaşan sıkıntılı bir kadın yoktu
    uzakla aramızda bir avuç mesafe yoktu

    koltukta kedi gibi kıvrılmıştı anlam
    üstünü örtecek serin bir gece yoktu

    kaç kere kuşkuya adını sordum
    içinde duracak istasyon yoktu

    gökyüzünde bekliyordu zaman
    kendini bölen bir yanı yoktu

    rüzgâr eğildi kum tanesine
    karbonun elmasa dönüştüğü an yoktu

    bir öpüşte ölen devlet, yitirilen atlas
    üstünden atların geçmesinden korkan nehir yoktu

    her akşam gidip iki tek atmaya niyetli
    gittikçe genişleyen mermer masalar yoktu

    iğne deliğinden geçen yalnızlığım
    beni avutacak yeni bir hayal yoktu.
    14 ...
© 2025 uludağ sözlük