kıskandığım fakülte. kalabalık olmasından dolayı okuldaki birçok şey onlara göre düzenlenmektedir.
mesela şenlik.
ben 2. vizemi olurken yapılan o karaokeyi hala unutamıyorum. şenliğin keyfini çıkaran biri bağırıyor *** bir yandan ' kısacık kestirip saçlarını içtin ilk sigaranı auaaaa.. ' bir yandan da ben toparlamaya çalışıyorum cümlemi ' her epsilon büyük 0 için vardır en azından bir delta büyük 0 sayısı öyleki... ' zordu, çok zor...
bir de minibüsler de ordan kalkıyor. eve ulaşmak için illaki yürüyorum oraya kadar. *
iibf mezunu olmak veya iibf de okumak bir defa devamlı kıskanılmaktır baska iibf leri bilmem ama uludag iibf de boyle olmaktır devamsızlık sorunu olmaması kıskanılır. artık neden kıskanılırsa lisede vardı birader devam mejburiyeti bırakın 25 yasına gelmis adamda sorumluluk olsun kendi bilecegi istir gelir vaya gelmez. daha sonra iibf kızları kıskanılır bu konuda genelde soyle sorular sorulur: ^^lan oglum sizin kızlar bizim fakultede olacak gunde 3 tane kız tavlarım^^ ama bunu soyleyen kisiler genelde 20 yasına kadar kız arkadası olmamıs veteriner veya muhendislik fakultesi abazanlarıdır. daha sonra dersler kolay diyerekten kıskanılır tabi herkese kendi bolumunden baskası kolay gelir efendim hele gel sen bir iibf ye tayyar arı seni bi soksunda pir alinin dersinden 3 sene ust uste kal da ondan sonra konus kolay diye. neyse son olarak da iibf mezunları bitirince potansiyel issiz adayıdır diye bir yargı varefendim ben bu sorunun cevabını arz-talep iliskisiyle acıklarım ama iibf okuyamayanların anlamayacagı icin koylu agzıyla anlatayım bunu soyle bir ornekle sunabiliriz: ^^soylesene birader iibf mezununun calısmadıgı devlet dairesi varmı?^^ tabiki her bolumde oldugu gibi iibf bolumlerinde de kendini gelistirme soz konusudur ve calısan kazanır neyse efendim cok konustum son olarak derim ki: ^^kıskanma ne olur calıs senin de olur^^.
bir türlü 2 ye geçemediğim fakülte. gitmeden geçersin yalanına kanmış bir bünye olarak 2 senede totalde 6 dersten geçip hala sürünen insan olarak yardım edin ulan.
söylendiği gibi kızları güzel olmayan,
yine söylendiği gibi geçmesi kolay olmayan bölüm.
ya öyleydi değişti ya da sağdan soldan duyma şeylerle yorumlar yapılıyor.
kızlarını ele alalım. kızların yüzde ellisinin boyu 150cm. abartmıyorum. mesaj atın, ertesi gün beraber gidelim, bakalım.
ha erkek olarak benim boyum 170 cm olsa problem yok.
peki bu kızlar güzel mi, değil. şöyle 20 kızdan 3 tanesi dikkat çekici. e onlarla da zaten tanışamazsın. ders kavramı yok ki, bir gün gördüğünü birkaç ay görmeme olasılığı o kadar yüksek ki anlatamam.
bir de bu kızlar nerden geliyor arkadaş bilmiyorum ama bizim lisedeki kızlar daha büyük gösteriyordu seneler önce. bu kızlar bildiğin lise 2 görünümlü insanlar, insancıklar. güzel kardeşlerimiz.
derslerini ele alalım. bir kere ders değil hoca önemli. dersleri kolay diyen birisi varsa zaten burada okumuyordur. x hoca ile y hoca arasında öyle farklar var ki. biri sana çarpım tablosunu sorarken, diğeri bilmemne kitabının en okunmayacak yerindeki, okusan da yapamacağın, derste anlatmadığı yeri sorar. yapamazsın sen onu. istediğin kadar zeki ol. derslerde devamsızlık problemi yok ama gel de iktisat dersini, istatistik dersini sadece 1 kere kaçır da o dersi geç. benim 1 kere kaçırdığım herhangi bir dersin sınavına bakıyorum da, notları al istediğin kadar oku. çok zor geçersin.
erkeklerine de bakalım. yüzde yetmişi has anadolu delikanlıları. o kadar has ki anlatamam. kendilerine has gerçekten.
özetle çok eğlenceli bir yer değil. kızlar abartıldığı gibi değil. normaller. erkekler yine normal türkiye ortalaması. dersler söylentilere göre çok daha zor.
birçok üniversitenin toplam öğrenci sayısından daha fazla nüfusa sahip olan fakültedir. ayrıca öğrenciler ve hocalar tarafın türkiye'nin en iyi ibfsi olduğu söylenir durur hep. yalnız şahsım tarafından okuyan erkek öğrencileri hep tek bir sebepten dolayı kıskanmışımdır ki o da şudur: kızlarını... gerçekten benim okuduğum bölümde her erkeğe 7 kız düşerken ben hala ibf deki kızlara aval aval bakar dururum. *
ağır aksak işleyen bürokrasisine, insanı kanser edebilecek otomasyonuna,sürekli zorunlu dersleri biribiryle çakiştirma yeteneğine sahip ders seçme sistemine ve tabikide insanı hayatından bezdiren not işleri öğrenci işleri ikilisine rağmen, çok sevdiğim ve mezun olduktan sonra özlediğim güzel fakültem.
Ekonometri bölümü hariç, okula gelmeden mezun olabileceğiniz fakülte. Zaten biz eko'cular (onlarında azınlığı aslında) yakında baka binaya geçeriz. hem zaten olmadı biz seneye kesin mühendisliğe geçeriz. dimi lan. dimiiiiiiiiiiiiiiiiiii
fakültenin imajını kafanızda canlandırmak açısından türkiye'deki diğer iibfler bazında bir kıyaslamaya gitmek gerekirse,
eğitim kalitesi: 52 adet profesörle yakın kalitede olarak bildiğimiz çukurova iibf'yi 3e dokuz eylül'ü 2ye katlamaktadır. bu alanda marmara ve gazi üniversitesiyle atbaşı gitmektedir.
fiziki altyapı: uludağ üniversitesinin en güzel bahçesine sahiptir ama bina, derslikler bii boka benzemez. lise binasından birazcık daha kelli fellidir sadece... düşünün, amfisi bile yoktur. kendinizi lise öğrencisi gibi hissedersiniz. bu bakımdan ankara ve istanbul'daki iibf'ler her türlü koyar.
kampüs: ne kadar referans kabul edersiniz bilemiyorum ama hürriyet gazetesi tarafından türkiyenin en iyi 10 kampüsünden biri olarak gösterilen görükle yerleşkesinde eğitim faaliyetlerini icra etmektedir.
sosyal faaliyetler: uludağ üniversitesi kampüsü içerisinde hoppidi guppudi faaliyetleri bahar şenliklerinden ibaret olmakla birlikte konferanslar, seminerle, sempozyumlar, söyleşiler vb. açısından oldukça faal bir üniversitedir. bu faaliyetlerin büyük bir kısmını da iibf'ye bağlı öğrenci toplulukları üstlenip hayata geçirir.
kaydolurken, sırada 4 saat beklediğim ama kayıt sildirirken 30 dakikada her işimi bitirebildiğim fakültemdi. * öğrenci işleri birşeyden anlamayan memurlarla doludur.
hiç derse gitmeden vize veya final öncesi önceki yıllarda tutulmuş notları alan öğrencilerin 1-2 gün çalışmayla geçtiği fakülte. hele o işletme mezunları ne işe yarar hala çözebilmiş değilim. kampüste yürüyen gençlikten 5inden 3ü işletme öğrencisi 4ü ibbf öğrencisi.
şimdi hakkını verelim lütfen, uludağ'da okuyorsanız bu fakültede okumak güzel şeydir. bir kere her şey size göre ayarlanır şenlikler, ulaşım, v.b. konularda. ayrıca okulun en kalabalık fakültesidir. çoğunlukla hocalar imza almaz derslerde, uyuyarak okul bitirebilirsiniz*. green gibi bir cafe'si vardır ki, istanbul'da kaliteli tiplerin takıldığı bir çok mekandan daha kalitelidir**.sevgi meydanı gibi bir meydanı vardır, yurt dışındaki üniversiteleri andırır, diğer fakültelerde okuyanları da kıskandırırdı. ayrıca okulun en güzel yakışıklı tipleri de hep bu fakültede okur. bir de speed vardı bir zamanlar, çok güzel bir cafe idi. sonra yıktılar onu ama şimdi ne olmuştur bilemiyorum. kısacası uludağ üniversitesinde, hele de iibf'de okumak bir ayrıcalıktır, en iyi, en tercih edilen,sevilen üniversitelere bakın, karşılaştırın, ne demek istediğimi anlayacaksınız.**
hakkında girilen entryler nedeniyle tuvaletlerden ibaret olduğu sanısına kapılınabilecek okuldur.
okulu yeni kazanan genç dimağlara sesleniyorum: uludağ iibf o sıralamalarla gelebileceğiniz en iyi okuldur.*
mehmet aslanoğluyla mutlaka tanışmaktır ve illa ki o dersi bir dönemden daha fazla almaktır. allah seni islah etsin mehmet aslanoğlu 2004te sistem değişmese muhtemelen senin yüzünden hala orda olacaktım.
işletme bölümünde 6 senemi geçirdiğim fakültedir, yaşamımda ekmek elden su gölden dönemi nin yaşandığı mekandır, 1997- 2003 yılları arasında vaktimin büyük çoğunluğunu geçirdiğim irfan yuvasıdır.
sınav sonuçlarını asan kişi izinli olduğu için sınav sonuçlarının asılmadığı mal ötesi okul, hocaların sınav sonuçlarını otomasyona girmemesinden ise hiç bahsetmiyorum, bu fakülteye ve okula geleceklere tek sözüm; sakın.
edit: ilker parasız ve kemal gözler geri döndü. zeynel hoca zaten emekli olmuştu onda yapılabilecek pek birşey yok darısı süleyman seyfi öğün namı diğer s.s.'in başına, saygılar.
2000-2004 yıılları arasında işletme bölümünde 4 yılımı geçirdiğim fakülte.. kayıt için gittiğimiz ilk gün babamın yandaki mühendislik fakültesine dönerek burayı kazansan daha iyi olurdu dediği yer...duvardaki ders programına bakarak bir fen-matematik öğrencisi olarak hayatı boyunca Muhasebe pazarlama vs. konulara ilgi duymamış birinin düştüğü durumla yüzleşmesi...