birleşip güzel bir sözlükmü oluşturacağız kendi aramızda. Burada fikirlerin çarpışması senin doğru bildiğini benimde doğru bildiğimi savunmam ve sonunda belki birbirimizde güzel ve esaslı bir sentez oluşturmamız mantıklı olan değil mi zaten ?
yesinler görüşünüzü dedirten anlamsız içi dışı her bir yanı boş olan kapı gıcırtısı gibi bir şeydir. şey işte boş bir şey. ha çağrıymış bu okey! haydi gidelim eğlence çıktı sol görüşlü ama burnunun önünü bile göremeyenler kör eşsek oynayacaklarmış.
Toplandığından anlamlı bir topluluk oluşturacağına inanılan sol görüşlü yazarlara yönelik çağrıdır. Hoştur, güzeldir ancak "Hadi toplanalım." dan sonrasının ne olacağı belli olmayan davettir. 75 milyon insan da bir ülkede toplanıyor; önemli olan toplanan grubun amacı, vizyonu ve yapacaklarıdır. Böylesi belirsiz bir çağrının sonu ise maalesef hüsrandır. *
itiraz etmediğim oluşumdur. yalnızca şuracıktan hareketle bir tespit yapmak istiyorum. birleşe birleşe bir bok olamadık ve olamayacağımız aşikar. biz derken solcuları kastetmiyorum, bilen bilir, ben ülkücüyüm. bence artık bölüne bölüne yalnızlaşalım ve tek tek birey olarak yaşayalım. kim kendini birey olarak ifade edebilecek, kim sorunlarını fert olarak çözebilecek, kim yurttaş olacak kim olamayacak görelim. yoksa ortalık dönekten, yalakadan geçilmiyor. hepisinin taaaa.
neyse, siz yine de birleşmek istiyorsanız birleşin solcu kardeşlerim. hazır kurban da yaklaşıyor. 7'ye tamamlayın. Şaka lan şaka. birlikten kuvvet doğar mı diyim ne diyim. yerli malı da kullanalım. bak dalga geçmiyorum, ben bunlara karşı değilim. lafı bağlayamıyorum hacı. böyle idare et artık.
sadece sol görüşlü yazarların işe yaradığı, sağ görüşlü yazarların ise işe yaramadığı görüşünü savunan sığ görüşlü kardeşlerimizin lüzumsuzca başlattığı bir kampanyadır.
marksist leninist budist parti merkez komite üyesi ve eşbaşkanı olarak katıldığım; ilerici, aydın, aydınlanmış, ışıkçı, devrimci, devinimci, enternasyonalist, oportünist uludağ sol birleşik grubu.
sayın yazarlar ben ne sağcıyım ne solcuyum ya da hem sağcıyım hem solcuyum. neden? çünkü her iki tarafında iyi ve kötü yanları var ve ben iki tarafında ülkeme yararlı olacağını düşündüğüm olguları kabul ederim. sağcıyım diye ülkenin bütün ekonomisinin tekel de toplanmasını kabul etmeyeceğim gibi solcu olarak halkın devletin geleceğini zarara sokacak kadar egemen olmasına karşıyım. şu anda bu toplulukta bulunmak isterim ama sağ görüşlülerinde grubunun bir üyesi olurum. bu bir akp-chp-mhp kavgası değildir. sonuçta her parti bir atatürk ilkesini benimmsemiştir. bu yüzden hepsinin biraz doğrusu biraz yanlışı vardır.
not olarak şunu belirtmek isterim benim sağcıdan kastım mhp dir ben akpyi sağcı olarak kabul etmiyorum.
''aklın ve mantığın egemen olduğu bir sözlük için,
aydınlığın egemen olduğu bir sözlük için,
hümanizmin geçerli olduğu bir sözlük için,
eşitliğin esas alındığı bir sözlük için,
hiçbir ırkın bir diğerinden üstün tutulmadığı bir sözlük için...''
denmiş. çok güzel istekler bunlar. hatta karşılıklı tiksindirici başlıkların açıldığı bir ortamda, asıl olması gerekenler, asıl görmemiz gerekenler bu.
yalnız neden sol görüşlü onu anlamadım.
zaten baştan sol görüşlü denirken bir ayrım yapılmış. özgürlükleri, eşitliği, adaleti sadece solcular düşünebilirmiş gibi.
belirli bir ideolojiyi benimsememiş bir insan olarak söylüyorum ki kabul ettiğim bazı etik değerler var. ve bu etik değerlere göre yaşamaya çalıştığım gibi siyasi fikirlerimi de bu değerler üzerine kuruyorum.
yani bu değerleri benimsemek için belirli ideolojilerin arkasına saklanmaya gerek yok. çünkü bunlar benimsenmese bile sorgulanması gereken değerler. yani ne solcuların, ne sağcıların, ne dinin, ne bilimin tekelinde.
umarım sağ, sol ayrımına girmeden gerçekten birleştirici bir çağrıdır bu. zira artık hepimizin kabul etmesi gereken şeyler var ki, onları kabul etsek hayat birçoğumuz için daha kolay olacak.
işte onlardan biri de hoşgörü bana göre. karşılıklı kabul edelim ki, bu yaştan sonra kimse kimseyi kolay kolay değiştiremez. ama ortak noktalar bulup bunun üzerinden ilişki kurmayı deneyebilir. yani diyorum ki, sadece soğan olmasın. sarımsak da olsun, patlıcan da olsun, domates de olsun. ama en başta gerçekten özgürlük ve hoşgörü olsun.