burası her geçen gün daha kasıntı, daha sıkıcı bir yer haline geliyor. deliliklere, ara ara delirenlere
ihtiyaç var ama, ne yazık ki onlar buraya uğramıyor, uğrayanlar da fazla kalamıyor.
bu sözlükte en son ne zaman sizi eğlendirebilen bir şey yaşandı ?
ne olmuştu da ucuz, bayağı, avam ama sizi saran bir olaya kendinizi kaptırmıştınız?
iyi ki birisi ölü taklidi yaptı da, bu sayede ortam biraz hareketlendi; insanlar birbirine bulaştı,
ufaktan laf attı. tabii ki tartışmadan oldu bu, hepsi de aynı taraftaydı. ama olsun, buna bile razı
insan. evet, üzülerek söylemeliyim ki, aylardır tek ilgi çekici hadisesi, öldüğü söylenen bir adamın
ölmemiş olması olan bir sözlükte yazıyoruz biz.
sol frame e her baktığımda, 3-5 senedir beraber olan sevgililerin, uzun süreli ilişkilerin
alışkanlığını, donukluğunu, birbirilerini kırmamak için birçok şeyi yok saymaya çalışan,
görmezden gelerek susan çiftlerin sammiyetsizliğini görüyorum.
bu sözlükteki en son polemiği hatırlıyor musunuz? hangi yazar ya da yazarlar birbirileriyle
kapışmıştı?
ben hatırlamıyorum.
elbette manyaklar gibi eğlence yaşansın, herkes birbirine sarsın, sürekli abuk subuk başlıklar
açılsın demiyorum, ben, yalnızca normal olunsun istiyorum. bu kadar ciddiyet, hastalıklı çünkü,
gerçekçi görünmüyor. ne olduğunuz gibi ne de olmak istediğiniz gibi davranıyorsunuz. itü
sözlükteki yazarlığınız tek bir şeyin etrafında şekilleniyor, burada nasıl kalabilirim, uçmam.
aslında haksız da sayılmazsınız. bu sözlükte kimlerin neden uçtuğunu bilemediğim için sağlıklı bir yorum yapamayacağım. kaldı ki sözlük sahiplerinin (benim için bakkal, market, şirket
sahiplerinden bir farkı yoktur) istediği kişiyi uçurup uçurmama hakkına sahip olduğunu, bu
durumun gayet de kişiselleşebileceğini düşünen biri olarak, sizi, neden bu kadar pısırıksınız,
yalakasınız, hiçsiniz diye sorgulamam mümkün değil.
demek ki, bu sözlüğü kuranlar, geliştirenler, onun tarz olarak aynen böyle devam etmesini
istiyorlar. arzu ettikleri şey tam olarak bu hatta" siz de diyorsunuz ki," aman işte burası kaliteli,
ciddi, ağır bir sözlük burada cıvımayım, uçarım filan şimdi, ne gerek var, diğer sözlüklerde
salıyorum nasılsa kendimi.
tamam, bu yaptığınız kabul edilebilir bir şey.. ama, geçen h zall'ın yazdığı yazılardan
ikisini ilk ikiye, diğerini de ilk 7-8, kaçsa artık oraya sokmanızın herhangi bir oluru yok. bunun
adı, başka bir şey, siz ne olduğunu biliyorsunuz.
Zall'ın teknik anlamda eleştirilecek bir tarafı yok. bunu ısrarla kollayan biriyim, olsaydı,
yazardım. ama hakikaten de özellikle şu başlıklarda beğenilen yazıların gözükmesi ve son kattığı yenilik, çok başarılı. sonuncusunu ne zamandır yazacaktım. uçan bir yazar sözlüğe girebilsin, istiyorsa yazılarını silsin, hatta uçmasın 5-6 aylık ceza alsın, atıyorum 6 ay cezanın sonunda da ilk 1 ay yazdıkları modlardan onaylı olarak gözüksün. demek istediğim, teknik anlamda yapılacak her şeyi yapıyor, ama yalnızca teknik anlamda.
dönelim şu haftanın en beğenilen yazılarına; ilki, bilgi yazısı, sözlükte getirdiği yeni özelliği
açıklamış, çok beğendiğiniz ve birinci yaptınız öyle mi, tamam, hadi olmasa da oldu diyelim. peki ya diğer ikisi? saçını kestirince babası tanımamış pasaport görevlisi tanımış ve ferhat göçer düete katılmış bu tabloyu gördükten sonra, ben kendisinin yerinde olsam, çok az yazarım. ya da birilerinin beni özellikle eleştirmesini isterim. bu haliyle çok yapay çünkü.
demem o ki, bu sözlükte ciddi bir muhalefet, polemik, eğlence eksikliği olduğu gibi, kendini tam anlamıyla teslim etme hali de söz konusu. ölüsünüz hepiniz ve buradaki ortam parlamaya öyle müsait ki, dandik bir yazar bile üç beş farklı yazıyla buranın tozunu atabilir. dönüp dolaşıp aynı yere geliyoruz, yazarlık alımı da kapandığından, uçmaktan çok çekiniyorsunuz, hak veriyorum. ama yaptığınız bazı davranışların mazereti yok; bunlar ruhunuzdaki arızalardan, karakterinizdeki olmamışlıktan kaynaklanıyor. sizin de yapabileceğiniz bir şey yok.
