şüphe dahi edilmemesi gereken olgudur. yazarların kimisi seviyesiz olabilir ama bu, kendini bilir yazarları, sözlüğün kalitesini, marka değerini gölgeleyemez...
şu sıralar yerlerdedir. atatürk'e küfreden mi ararsın, şeriat yanlısı yobaz mı ararsın, cem garipoğlu destekçisi mi ararsın, ne ararsan var kardeş. gel gel...
tartışılamayacak derecede ultra saçma kalitedir. çünkü şalvar giyen konversli kızlar rocco ile anal seks yaparken fethullah güren kemalistlerle 70 lik devirir efendime söyliyim kızlık zarı patlamış inek gelin hem laik hem ateist olmaya karar verir ve müslüman olan ülkede alnını daha secdeye değdirmemiştir. çünkü en yakın arkadaşın kız kardeşine aşık olan dürzü ile kavga etmişsinizdir. solcu ve galatasarlı insanlar okadar sinirlenmiştir ki bu duruma, burun ile cinsel organın yerini belirleyene saldırmışlardır.
pekiyi, pekgüzel ' dir kalitesi efenim. diğer sözlüklere el attım, gittim, gördüm. Uludağ sözlüğü bir kez daha ayakta alkışladım. Hiç bi yerde bu kalite, bu nizam, bu sıcak sözlük ortamı yok valla.
aslında temelinde nerede çokluk orada bokluk felsefesi yatar *. yani yazar sayısı çoğaldıkça, farklı görüşler, farklı söylemler artar, hatta iğrençliğe varacak noktalarda başlıklar açılır. bu her sözlükte -hatta bırakın sözlüğü- her ortamda böyledir.
ancak *, sayıca artış kalitenin düşeceği anlamına gelmez. bir başlık açarken yahut enrty girerken bunun kıstaslara uygun olup olmadığının sorgulanması gerekir. bir de ne anlatıp anlatmadığına göz atmak gerekir elbette.
burada yazar olan herkes iyi kötü cümle kurabilmekte, ama bu her başlığa entry kasmayı gerektirmemektedir. ya da her akla geleni yazmayı. yazar, gün içinde elli entry girmektense, bunların en kayda değerlerini seçmeli ve onları sözlükle paylaşmalı esasında. en inandıklarını ve en güvendiklerini...
yazarın bu halde bile tepki alması olasıdır, çünkü burada çok farklı insanlardan oluşmuş bir yelpaze var. her yazılan bir başyapıt değil, olamaz da. ve her yazılan da beğenilmek zorunda değil.
fakat içi dolu ve dokunulduğunda patlamayan bir şeyler yazıldığında da görülecek şudur: o kelimeler farklı hayatlara öylesine hızlı nüfuz etmektedir ki, o ana dek sol framede görülen tüm saçmalıkların bir anda yok olup parladığı bir toz bulutu belirmektedir semada. o zaman sözlükte yer almanın enfes bir duygu olduğu anlaşılmaktadır işte.
denizin kendini temizlemesi gibi sözlüğün kendiliğinden kalitesini düzeltmesi beklenmektedir. sinek küçüktür ama mide bulandırır. veya da elli kirazın içinde birinde kurt var diye tüm kirazlar açılmamaktadır.
bilgi entrylerinin eksilenmesi ve karşıt düşünceye hakaret derecesine varan saygısızlık sebebiyle günden güne düşmektedir. yaratıcılık azalmıştır. benim de dahil olduğum bir grup vardır ki ottan boktan yazılar yazar. sözlüğe birşey katmazlar.
(bkz: #5491052) gibi bir girinin üstüne (bkz: #5495969) yazabilecek yazarlar sayesinde çok düşüktür.
bunun nedeni şunlar olabilir:
1) okumamak (ki sadece yazmak için sözlük yazarı olamazsın)
2) okuduğunu anlamamak (ilköğretim ve lise eğitiminin yetersiz olduğunu gösterir, sözlüklerde troll'lükten başka bir vasfın olamaz)
3) okuduğunu anlayamamak (kullanıcı girişi yaparken zorlanıyor olmalısın, zira sorun nörolojik)
yaklaşık iki senedir sözlükte olan biri olarak toplam 600 entry girmiş biriyim,sabah bir kaç bişey yazıyım derken yazmaya daldım.
eee yazarkende mecburen okuyorsunuz ulan ben bu sözlük ün kalitesini yükselmiş sanıyordum.
ama yaklaşık iki saattir gördüğüm yazılar ile hayal kırıklığına uğradım açıkcası.
şu başlık vardı bugun itibari ile bunu yazim ki silinirse bundan 30 sene sonra neler döndüğünden insanların haberi olsun.
(bkz: uludağ sözlükteki taşaklı hatun)
mao ya maho ya diyen mi dersiniz,cinsellik üzerine saçma sapan dönen muhabet mi, ulan ben sözlükteyim sürekli ama okumuyorumki neyse yine okumamaya devam.
10 üzerinden oylamak gerekirse kesinlikle 2 yahut 3. bu oylamaya yazarlardan tutunuz da yönetime ve yönetiliş biçimine kadar herşey dahildir. bir tek ben hariç, zaten ben de olmasan kafadan 0.
ayrıca görüyoruz ki ya sev ya terket zihniyeti moderasyonda olduğu kadar kralcı yazarlarda da yer etmiş. o zaman kalite tartışmasına girmemek gerekir.
bilmiyorum bu yönetim daha önce reel bir ortamı yönettiler mi? bir iş yerini, bir takım insanları falan ancak yönetim demek sözlük formatı biliyorum demek değildir. yönetim apayrı bir bilimdir. bence tepede bir yönetici olmalı sadece yazarlarla ilgilenecek ve sorun çözecek, analiz yapacak, onun dışındaki yöneticiler de yekün entry ve format üzerine çalışacaktır. bütün önemli kararları tepede bulunan yönetici verecektir.
ancak sanmıyorum ki burada böyle işletmesel ve kurumsal bir yapıya geçilsin.