uludağ sözlükte yazan, onu okuyan bir şekilde zamanını ayıran insanlara yaşattığı kötü etkileşimlerdir.
ister kabul edilsin ister edilmesin sanal ortam dokunmak hariç her türlü duygunun hissin yaşandığı ortamdır. ortamın parçası olan sözlüklerden uludağ sözlüğe bir şekilde dahil olan kişilerin, amaçlarının ve düşüncelerin farklılığı bir insanı okuduğu kitaplarda olduğu gibi bambaşka yerlere götürebilecekken, seviyesi ve tarzı son derece aşağılayıcı olduğu her açtığı başlıkta belli olan, başkasını geçtim kendine bile saygısı olmayan (kendine saygı duyabilmesi için kişinin kendini eğitmesi en bilindik yoldur), yaşla alakasının olmadığını düşündüğüm, sadece sanal ortamın açıklarını kullanarak değişik kişilik sergileme çabasında olan kişilere bir şeyler anlatma derdine düşülmesi ile, aynı seviyeye inerek hitap ederken insanın çizgisinden kaymasına sonrasında ne yaşadım ne öğrendim ne hissettim diye kendi kendine kafa yormaya, yapılan yazılan okunanın çoğunlukla (istisnalar ve kaliteli olanlar elbette ki bunun dışında) artı bir şeyler katmadığını, gülmek, yüzün gülmesi, mutluluktan gülmek, espriye gülmek bir birinden tamamen farklı tek isimli eylemden birini bile tam yerine getirememenin boşluğu içerisinde, gençlik bu mu, delikanlılık adamlık en son kim tarafından kullanılmıştı, kadını döverek kendini ıspatlayanlar ile kadını aşağılayan başlık açmanın şu ortamda eşitlendiğinin görülmesi insanlığı ne zaman bu hale getirmeyi başarmışız ya da öyle idi de ben mi sözlüğe gelince hanyayı konyayı öğrendim diye düşüncelere girip kötü hissetmeme neden oluyor.
meğer aynı ülkeyi paylaşan milyonlarca düşman varmış.