pasif yöneticilerinden dolayı olabilir. bir girişkenlik yok aktif olamıyorlar burayı yönetiyorsunuz buranın dışında bir hareket yok. para gelsin iş tamam mantığından dolayıdır. evet.
kolay yazar olunabilmesi kesinlikle. birşeyin zor olması çekiciliğini arttırıyor. ekşi sözlüğün varlığı da yok sayılamaz tabi ama kalite arttırılırsa güzel olur. bugün burada söyleyeceklerim bu kadar.*
sol frame, siyasal tartışmalı başlıklar, aptalca başlıklar, sözlük girişinde çıkan reklamlar ki bu en büyük sorun bence, yazar alımının durmaması ve iyice elekten geçirilmeden yazar seçilimi. gerçi ulu, ekşi ve inciden sonra en iyidir açık ve net ama bir de bu cinsellik mevzuları olmasa.
Yazarlar aralarında aynı zihniyeti paylaşmıyor kimi ciddiyet ararken kimi sosyal kimi magazinsel şeylerle ilgileniyor. Yazarlar konu ayrımı yapmadan herşey hakkında fikirlerini paylaşmalı.
bilgiye erişimde çok gerilerde olması. benim sözlüğe gelişim okan bayülgen'in muhabbet kralında paradoks konusunu işlemesiyle başladı. yanlış hatırlıyor da olabilirim belki. ''ironi'' kelimesini google'a aratıp gelmiş de olabilirim. çok fazla bilgi içerikli entry girmeyen biri olarak söylüyorum ki sözlüğün en iyi yazarları bile işe yarayacak entryler girmiyor. örneğin, kukla adam bazen gülmekten altımıza sıçırtsa da bilgi içerikli entry diye bir şeye rastlamadım ben.
artık biz yazarlar bile sözlükte fazla bilgi olmadığını bildiğimiz için google'a aratma yaparak bilgiye ulaşmaya çalışıyoruz. ne zaman bilgi içerikli bir şey arasam ekşi sözlük geliyor. ekşi eskisi kadar iyi de olmayabilir onu ben bilemem ama durum budur.
az çok siyaset konuşuruz, en az ekşidekiler kadar güldürürüz, futbolu severiz ama iş bilgi paylaşımına geldiği zaman film yorumlamaktan öteye gidemiyoruz. onu spoiler içine almadan spoiler vererek yapıyoruz çoğu zaman.
edit: sözlüğe gelişim ironik değildir. ekşideki bilgileri yalayıp yuttuktan sonra uludağ'a geldim. en azından bu konular hakkında.
ama girip okumaya üşenenler için-okumaya üşenmek bile sözlüğümüzün olumsuz yanlarından- özet geçeyim:
-sözlükte kalite sorunu var. ekşi sözlük'te sıra bekleyenler, burayı deneme tahtası olarak görmekteler.
-anket delisiyiz. yazarların bir günde kaç litre işedikleri sorulmadı bir tek.
-yalakalıkta bulunma delisiyiz. "cukla nın takip ettiği yazar olmak", "selam ben pembe televole yle sevişmek", "kick the chopin in en asil yazar olması" tadında başlıkları görünce başka ne aklınıza gelir ki?
-ekşi sözlük'te adamlar bir incir çekirdeğini doldurmayan, önemsiz bir şey için bile destan uzunluğunda entry'ler girerken bizde can alıcı noktalarda bile "yav he he", "bsgçk liseli" bakınızı vermekteyiz.
-gayet beyefendi yazarları görmezden gelinirken, troll'ükte tavan yapmış, ikiyüzlü, dün onun safında olup bugün bunun safında olan yanar döner yazarlar için, yukarıda bahsettiğim yalaka başlıklar açılıyor.
-kendi fikrimizden gram esintiler taşımayan "nesnel", bilgi içerikli entry'leri bile eksileyenler var.
trollere çok çok fazla müsamaha gösteriliyor. evet troll olmalı arada ama bizde haddinden fazla.
yazar alımlarında moderatörlerin kişinin entrylerini okuduğundan bile emin değilim. bakıyorum adamın henüz on entrysi var yeni yazar olmuş, okuyayım şunun entrylerini diyorum, on entrynin beşi forum tarzı ya da bir şekilde formata aykırı. "bunu yazar yapanın" diyip geçmekten başka bir şey gelmiyor elden tabi.
yazar alımı kapanıp mevcut yazarların formata uymasına daha çok dikkat edilse kalite kısa bir sürede gözle görülür derecede artacaktır.
madem moderasyon dikkat etmiyor, yazarların yarısına yakını gammaz, biraz daha üstüne düşelim gammazlık işinin. sonuçta bariz bir forum tarzi entryi göndereceğiz de "yok silmem" mi diyecekler?
16638 gammaz var, buna rağmen 20 entry gammazlasan on altı bin küsür kişiden ilk kırk sıralamasına giriyorsun. bu da zaten olsa olsa 50-60 kişinin gammazlama yaptığını gösterir. "gammazlanacak entry yok o yüzden düşük belki" demeyin arkadaş sözlüğün hali açık ortada.
yazıyoruz ediyoruz da, ipleyen olacak mı? yok. peeh...
ciddiyetten uzak başlıkların açılması bir yana, mantık sınırlarını zorlayan konuların ele alınmasıdır. onlarca örneği var herhangi birini göstermenin manası yok. evet ciddiyetten uzak yazılar yazılabilir, hepimiz güler eğleniriz ancak bir şeyin ciddiyetten uzak olması onların mantıksız olması gerektiğini doğrulamıyor. daha da mühim bir konu var ki bilgi içerikli entryler hemen hemen hiç yok. mesela din,siyaset,tarih gibi konularda ciddi entryler maalesef yok. var olanlar ise ideolojiere yontulmuş bir biçimde sunuluyor din de dahil buna. her şeyi çok iyi biliyorum iddiasında olmak doğru olmayacaktır ancak özellikle tarih ve teoloji konularında çoğu arkadaşımız ''kuru sıkıyor''.
elbette burası bir forum değil, belli konulara ağırlık vermek durumunda değiliz ancak diğer sözlüklere oranlarsak ciddi şekilde bilgi içerikli başlık eksikliği var uludağ sözlükte. elbette burası bir ''ticarethane'' ve buranın üzerinden para kazananları içerik ilgilendirmeyecektir, bu gayet doğal. ancak sözlük yönetminin sözlüğün genel seviyesi konusunda daha dikkatli olması gerekiyor. eğer ki ortalama olarak uzun sayılabilecek bir yazının ardından; (bkz: okumadım) gibi bir bakınız anında geliyorsa sözlüğün genel çerçevesi hakkında fikir sahibi olmuş oluyorsunuz zaten. peki en büyük derdimiz bu mu? elbette değil, kendi açımdan konuşacak olursam bilgi vermek istediğim konu hakkında görüşlerimi yazarım o orada durur. nasılsa birilerine ulaşır amaç zaten uludağ sözlük gibi potansiyeli olan noktalarda yazmak ve bu potansiyelden belli oranda yararlanmaktır, çünkü artık bilgi sosyal medya kanalı ile yayılıyor. bu yüzden bizlerde değişen ''bilgi çağı'' konumuna ayak uydurmak durumundayız. online olan 900 kişi yazdıklarımıza teveccüh etmek durumunda değil, o konuda hakkında bilgi almak isteyen birine az da olsa faydam olsun bu benim amacımı gerçekleştirmiş olur. yoksa ne uludağ ekşi olur ne de inci sözlük... uludağ sözlük olarak kalır.
sol frameye baktığında gayet ne anlaşılan olay. ulan başlıkların yarısı seks içerikli. daha düne kadar bu adamlar sosyalist olup, gezi parkı için direniyorlardı ne değişti?
uludağ sözlük adına bir umut olmamasıdır. herkes kendi dalgasına bakıyor, gayette normal. ben mesela. yalnız kaldıkça, sıkıldıkça, yapmam gereken bir şeyden kaçmak istediğimde gelip yazıyorum. onun dışında işim gücüm varsa siksen "ben bunu sözlükte yazmalıyım" demem. "şu şey için ne yazılmış girip bir bakayım" diye arattığım çok nadirdir. bunun için ekşi tek kaynak. he arada uludağ sözlük'te de güzel şeyler yazılmış oluyor ama samanlıkta iğne arar gibi aramak lazım onları.
her gelenin üye olduğu, zırt pırt yeni tiplerin türediği, eskilerin bokunu çıkarttığı bir ortamda standart yakalamak ne yazıkki mümkün değil. istenilen seviye için yazması gereken insanlar bunun farkında. he, bu insanlar yine üzerine düşeni yaparlar, çünkü böyle kalabalık ve çok fikirli ortam yazmak için ideal ama dediğim gibi uludağ sözlük için umut yok. yönetiminde hayır yok çünkü.
ben. evet biraz ihmal ediyorum bu aralar sözlüğü. değerli entrylerimi esirgiyor gibi görünsem de tamamen hayat gailesi dostlar. yine de söz size daha çok yararlandıracağım sizi fikir denizimin damlalarından bundan sonra.
ekşisözlük babadır, uludağ sözlük çocuktur. dolayısıyla devlet büyükleri diye nitelendirilen kişilerinde çocuklarla görüşeceğini pek sanmıyorum açıkçası. 23 nisandan 23 nisana bir tane çocuk ile konuşurlar o kadar. o da ulusözlük olmuyor. ne yapalım şimdi?
oturup ciddi ciddi düşünülüp ortaya çıkarılması gereken olaydır. saatlerimizi burada harcıyor bu ortamda bir şeyler paylaşıyoruz. ekşi sözlük bir valiyle görüşüyor bir kılıçdaroğlu ile görüşüyor yakında başbakanla görüşürse şaşırmayın biz hala nelerle uğraşıyoruz. sözlüğümüzün bu içler acısı durumu nedir? artık bir düzen şarttır. evet.
