zall'ın sesini duyar gibiyim,
-bu değil , bu da değil, bu hiç değil.
edit:yıllar yıllar sonra ali ağaoğlunun reklamı unutulur diye bir de link bırakayım dedim;
gecenin bir yarısı yemek yiyordum , her zaman ki gibi diyete girip sonra bu diyetten vazgeçtiğim o hazin gece tüm hayatım değişti. Buzdolabının kenarında minik bir sinek benimle konuşmaya başladı. ne diyeceğimi bilemeden bakıp kaldım.
evet beyler anlatıyorum; lütfen 17,5 yaşından küçükler okumasın.
başlıyorum; bundan 22 yıl önce ekim ayının soğuk bir gününde yolda gidiyorum. hava o kadar soğuk ki tarif edilemez. önümde paltolu, şapkasını giymiş bir kız gidiyor. paltosunun altında da mini etek var. oradan bildim yani kız olduğunu. önden gelen erkeklerde kızlara bakıyor ve yanımdan geçip gidiyor. ve laf sayıyor bunlar. ohhh süper falan. ve bende kızın arkasından gidiyorum o zaman ergeniz tabi merak ettik kız güzel mi diye. yaklaştım yanına yaklaştım yaklaştım yaklaştım... derkennnn işte burada hikayenin ana bölümüne gelmiş bulunuyoruz. 17,5 yaşındakiler okuyorsanız şimdi siktirip gidebilirsiniz, henüz geç değil.
yaklaştım bir de ne göreyim; yanda bir kestaneci amcan. kestaneleri almış kavuruyor. ohh dedim bu soğukta da ne iyi gider. durdum orda hem elimi ısıttım hemde kavrulmuş kestaneleri yedim. ohh mis gibi.. *
ben de inanmış gibi yaptım doğal olarak ama sinek bunu yutmadı. bir anda kocaman bir deve dönüştü. korktum haliyle ben de. çığlıklar atarak terk ettim mutfağı.