dikkat: bu entry bu sitede şahsım tarafından girilen son entrydir ve sadece uludagsozluk moderatörlerine adanmıştır.
2006'dan beri tüm yazar arkadaşlarımla beraber fikirlerimizi iyi kötü paylaştığımız, nerdeyse hergün girdiğim, okuduğum, oluşumuna nacizane katkı sağlamaya çalıştığım, diğer tüm sözlüklerden daha çok sevdiğim, kendimi yıllardır ait hissettiğim uludagsozluk'ten, bu entrynin eklenmesinden, tüm entrylerimi silmek için geçecek zaman kadar sonra ayrılıyorum.
maalesef burası sandığım kadar masum değilmiş. yıllarca noktalama işaretinden sonra boşluk bırakılmadığı için silinen entrylerimizi düzeltmek için çabaladık. formata uymaya çalıştık. ancak günün birinde uludagsozluk moderasyonu reytinge yenilmiş ve bu entryleri girmiş birisini bile yazar yapmış;
bu resmen sizin yönettiğinizi sandığınız, yıllarca bunun için egolarınızı yüzümüze boşalttığınız sözlük ve formatıyla taşşak geçmektir sayın yönetim!
bunu reytingin bir bedeli olarak görerek gözünü kulağını kapatıp susan zihniyet değil beni denetlemek adımı sormaya bile hakkı olmayan zihniyettir.
konunun kişilerle alakası var mı?
-yok desem yalan olur.
bu başlıktan sonra çiroz bebeler boş bakınızlarla ayar verme heyecanı içine girecekler mi?
- canları sağolsun.
kim kaybetti?
-hiç kimse.
kim kazandı?
- reyting kazandı sayın sözlük ahalisi. aşşalık reyting kazandı.
+uludağ sözlük ü bırakıyorum
-sezon sonuna kadar sozlesmen devam ediyor, birakamazsin
+ama, ama zall...
-hahaha simdi klavyenin basina gec ve yazmaya devam et, nihahaha
objektif eleştirilmesi gereken bir yazarın tümcesidir.
author geldiğinden beri kendisi ironik bir dille eleştirdi onu. kendine göre gayet haklıdır da eminim.
fakat başlarda author okumayı takip etmeyi seven bir insan olarak gayet kıl olmuştum kendisine. vardır ya hani algıda seçicilik odur işte tüm mesel, kimisi author'ın yazılarını okuyup am göt algılıyor, kimisi ise erkeklerin karşı cinsle olan ilişkilerinde ki çarpıklıkları görüyor.
tabi benim ikinci kategoride yer almamın nedeni herkes tarafından kadın düşmanı vs. olarak nitelendirilen cem şancı isimli bir yazarın "centilmenler için adım adım kötü kızlarla flört rehberi" isimli kitabını okumamdır. kitap 2007 yılında kız arkadaşım tarafından verilmişti bana, her neyse geçelim.
burada itham altında olan author kişisini incelediğimiz bir vakit kullandığı dile gayet hakim bir yazar görüyoruz.
tabi şöyle bir durum var, author'ı büyüten, yücelten onu seven insanlar değil de onu anlamayan, anlamaya çalışmayan, taşlayan insanlardır. hani author'ı sevipte çok nadir insanlar onun başlıklarına bir şeyler yazıyor. yaptıkları en fazla + oy vermek oluyor. benim gözlemim tabi bu.
her neyse asıl konuya gelmek gerekirse nonserviam'a dediğim gibi kıl oluyordum, fakat gözümde cesur bir duruşu vardı üşenmeden yermek istediği yazarın yazılarını oturup kopyalıyor, deforme ediyor ve tekrardan önümüze sunuyordu. ama şimdi gözümde hiç bir olayı kalmadı bırakıyorum falan diye başlık açınca. reyting meselesi falan ise hiç girmiyorum.
sözlük formatında kesin olarak doğru bilgiler girecektir yazdığını hatırlamıyorum. ki o görülen entryler gayet formata uygundur.
yani binlerce yazar var ve çoğu sırf sözlükte yazar ismi altında oldukları için kendilerini yazar sanıyorlar yazık diyorum. böyle insanlar varken author bakılması gereken son nokta. haa eğer çok küfürlü canım çocuğum çok etkileniyor diyorsanız da, moderasyon tenhaya çekip uyarmalı üslubunu yumuşat, argo kelimeler kullanma vs. diye.
ki author gibi bir "yazarın" daha yumuşak fakat aynı sertlikte mesajlar vermekte sıkıntı çekmeyeceğini düşünüyorum.
edit: eksileyen arkadaş, sende bırak valla bundan daha uzun bir yazı yazacam sana yeminle bak!ha iki kere mi istiyorsun yazı yoksa?
ancak ve ancak; çok çabuk gaza gelen ve olaylara tam hakim olmadan, doğru düzgün yorumlamadan hiddetlenen yazarların kurabileceği cümledir. tabi ki bir yazar moderasyona kızıp sözlüğü bırakabilir, ama bunun nedeni keşke bilgi eksikliği olmasa, zira formata uyduğu sürece elmayı uzayda yetişen bir bitki olarak da tanımlayabilirim, mağarada yaşamış tarih öncesi bir yaratık olarak da...
kısaca özetlemek gerekirse; eğer yazdıklarım kurallara uygunsa istediğim kadar saçmalarım, tanımları doğru ve mantıklı yapmak zorunda değilim. author rumuzlu arkadaş da; girdiği çaylaklık entryleriyle adeta bunun dersini vermiş ve formata ne kadar hakim olduğunu ispatlamıştır, yani başlığın açılmasına sebebiyet veren olay da; aslında author dalga geçmemiş, yazarlık nasıl olur bunun dersini vermiştir. yıllarca yazarlık yaptığını söyleyip de bu basit şeyleri bile bilmeden gaza gelen arkadaşların yapması gereken şey de; sadece oturup bi soluklanmak ve şöyle güzel bi yayık ayranı içerek soğumak, aksi takdirde böyle gülünç durumlara düşmeye devam ederler.
sözlük yazarinin hissi yaklasimla yapacagini bildirdigi eylem.
sözlük sahsi bir mekan degil genel bir platformdur. bu sözlükte her türlü yas ve meslek gruplarindan insanlar yazarlar. herkes bulundugu nokta bazinda dünyaya baktigi pencereden birtakim manzaralar acar sözlüge....kimisi bodrum katinda yasiyordur, önünde duvar vardir, kimisinin önü aciktir falan....ve buna göre de entry girmektedir.
herkes alinganlik gösterip hissi yaklasimlarda bulunmak yerine kendi fikirlerini, o fikirleri digerlerine dikte ettirmemeye dikkat ederek yazmaya devam etse, bence bu sözlük kendi icerisinde daha da zenginlesecektir.
bizim de yedigimiz eksinin haddi hesabi yoktur, ama arti da aliyoruz. eksileyen de artilayan da kendi görüsüne göre o notlamayi yapmistir, yoksa yazilan yazi eger düzgün yazilmissa, o yazidan dolayi degil. genellikle "taraf" olunan konulara atif yapan entry ler notlanir, arti veya eksi alirlar. bu ideolojik olur, baska bir konuda taraf olmakla ilintili olabilir...böyle bir sebepten dolayi eksi almak normaldir. reyting denilen sey de halihazir da önde giden akima kapilmis bircok kisinin o an icin ayni sekilde düsünmeleri, toplumun bir parcasi olmak gayretiyle, cogunluk psikolojisinin de etkisiyle o tepkileri vermeleri olayidir. aslinda bu da bir yere kadar normaldir. her insan cevresini sekillendiremez, cogu insan cevresine teslim olur ve cevresinin onu sekillendirmesine izin verir.
ama güzel olan sey sözlükteki yazilar, "yazili" olduklari icin orada öyle dururlar. birgün gelir birisi o yaziyi okur ve o yazi o sahis icin önem tasiyan bir konuya parmak basiyordur...ben bircok kere aylar önce yazdigim bir yazi yüzünden arti almisimdir. bence bu sözlükleri bu acidan degerlendirmek gerekmektedir. sözlük olayini "chat" ten ayiran özellik de budur.
sonucta, arti da alinsa eksi de alinsa yazmaya devam etmek hem yazar hem de okur icin önemli bir mesgaledir. hickimsenin inkar edemeyecegi bir baska nokta da bu sözlükteki "bilgi" iceren ve görüslerini düzgün ifade etmis yazilari toparlayip kitap yapsak, bu, cok kalin bir kitap olurdu, ve de cok degerli bir kitap olurdu. hatta birden cok fazla, raflar dolduran sayida kitaplar cikardi bu sözlüge girilen seviyeli entrylerden. sadece bu bile bu sözlügü degerli kilar.
ama uyduruk kaydirik entry´de olur böyle yerlerde, bu platformlar yapi olarak büyük sehirlere benzerler, icinde esrarkes de olur, ressam da, orospu da olur imam da...sunu unutmamak gerekir, bunlarin hepsi aslinda zenginliktir, bunlarin olmamasi halinde , esas o zaman bu sözlük tekdüze bir hale gelirdi.
