çocuk oyuncağı değil sayın modlar bu iş! he zall' a çalışıyor gözükmek için entry silme, çaylak yapıyorsanız orası sizin vicdanınız ile alakalı olandır. kafanıza göre yahut keyfinize göre yapacağınız işlemlerde karar mercii değilsiniz siz, bir format var ve bunu uygulama hükmündesiniz. kadın yazarlarımızdan bazı şeyler duyuyoruz onca şey yaptığımız halde çaylak olmuyoruz şeklinde, zall bir araştır derim.
öncelikle bu entry'i acil b rh kan lazım başlığına anlık bi sinirle yazmıştım. entry'i buraya taşımanın çok daha mantıklı olduğunu düşündüğüm için buraya taşıyorum.
kan ihtiyacı gibi çok önemli, hayati mevzularda moderatörlere yaldır yaldır sövüyorum arkadaş. formattı, niteliksiz yazar sürüsüydü, hepsini siktir edin. burada bi insanın hayatı sözkonusu.
envai çeşit beylik laflar sıraladığın gelişmeler butonun var değil mi? hani "şu şu hatalara düşmeyin" diyerek otoriteni ortaya koymaya çalıştığın buton. orada iyi, güzel söylüyorsun da, ne bi değişiklik olduğunu gördük, ne de bi yaptırım uygulandığını. hadi çeşitli sebeplerden ötürü yaptırım uygulayamadın, bi sike derman olamadın. e bari böyle konularda bi şeyler yapsana. gelişmeler butonunu yaksana anında. oradan bilgilendirsene cümle yazar ahalisini.
la tamam yakma gelişmeler butonunu, vazgeçtim. o zaman, engin yazılım dehanı kullan da, itü sözlük'teki gibi duyurular bölümü aç sözlüğün bi köşesine. yer bulamazsan git sol frame'i kapat, oraya aç. emin ol, bu şekilde bu mekan, daha işlevsel bi yer olur.
şu siktiğimin sözlüğünde b rh + kanı bulmak için burada birçok yazar arkadaş kıçını yırtarkene sen monitöre öylecene bakıp daşşağını rahatsız eden baksırını ileri geri çekiştiriyorsan bi halta yaramıyorsun demektir. bi halta yaramadığı yerde uzun süre kalana ben asalak diyorum birader. sen moderatör mü dersin, ne dersin bilemem artık.
"uludağ sözlük yönetiminin sikle meme problemi" olarak bakıldığında kendilerine, "uludağ sözlük yönetiminin siklememe problemi" olarak bakıldığında ise burada binlerce entry yazan, hayatından birşeyleri burada paylaşan biz yazarlara geçmiş olsun dileklerimizi iletmemize sebebiyet verecek problemdir. ben iki tarafa birden geçmiş olsun diyerek bakarım dalgama...
edit: bu kadar ciddi üslup ile yazan sayın yazarlarımızın affına sığınmayı unutmuşum. ancak ciddi bir şeyleri yazmak yersiz, saçma olacaktır böylesine yöneticilik yapanlara... milletin nickaltları küfürlerle dolmuş taşmış an itibari ile yaşasın uludağ forum... *
öncelikle yasak ne günah ne? boş verneyse ne diyelim esas konumuza arz-ı edelim.
ama benim dikkatimi çeken su duyuruyu da tekrardan kaleme alalım;
değerli yazarlarımız,
bildiğiniz gibi son zamanlarda uludağ sözlük'e bazı şekillerde saldırılar oldu. bu saldırılar sırasında moderasyon olarak açık verdiğimizi ve yazarlarımızın hoş olmayan görüntülerle karşı karşı bıraktığımızı kabul eder, yaşanan tatsızlıklardan etkilenen tüm yazarlarımızdan özür dilemeyi bir borç biliriz.
sözlüğümüzün mükemmele giden yolda karşılaştığı sorunları uludağ sözlük yazarları ve moderatörlerin el ele vermesiyle alt edeceğimize inanıyoruz. her yaşananı tecrübelerimize ekleyip sorumluluğumuzun bilinciyle etkin adımlar atacağımızı da taahhüt ediyoruz. bunun için moderasyon içinde de kendimize yeni bir yapılanma belirledik.
sözlüğü daha iyi duruma getirmek ve sözlükteki entrylerden faydalanan okurlara daha iyi entry'ler ve daha iyi altyapı sunabilmek için uğraşıyoruz.
anlayışınız için teşekkür ederiz.
4 mayıs 2009, Pazartesi 17:08
bu duyuru tanıdık geldi değil mi? afferim kim yazmıs bunu? zall. öp bakayım elimi bildin al su parayı kendine lopopo şeker al bir de bak bakalım ben dışarda mıyım.
şimdi parçalama yöntemine girişelim;
ilk paragraf idare eder tarzda bir özür metni. gerçi okurken mabad fiiliyata uğradıktan sonra vazelin sürmeye benziyor ama olsun hiç yoktan iyidir. biz bunu geçelim.
ikinci paragrafa geçelim mükkememle giden yoldan kasıt ne acaba? yoksa trt ankara cocuk korosu mu olay tv mi? yoksa seda sayan programlarımı yoksa bunu yazan tosun sana kosun mu? önce bu kavram nedemektir? mükkemmel yol olmadığını bilecek kadar kaldırım çiğneyen kişiler var aramızda. yolda çatlak olur patlak olur kazı olur bilemedin tır devrilir kaportasında iki cizik olan eksper cağrır trafik tıkanır, kahve taşar ocak batar cift likit nerdesin dendiğinde yokum denir falan filan. önce mükkemmelik nedir onu bir izah etsinler bakalım. yoksa saydığım mükkkemliklerdense yok arkadaş istemez. sözlük yazarı ve modu ya bu tanım bana nedense ordu halk elele tanımını hatirlatiyor. sonunu bilen bilir alyans konutları falan hani dalayım mı boşver dalmayayım.
devam edelim her yasanana tecrübelerimize tecrübe diye başalayan cümle de ayrıca evlere şenlik bir durum ortaya cıkıyor. hayır böyle cafcaflı cümle kurulacağına taahhüt edeceğine arkadaş biz işi elimize yüzümüze bulaştırdık çok hatalar yaptık ama hatalar yapmayacağız aha yaparsam kafama piyano düşşün de canımı ye. ama taahhüt nedemek arkadaş? ihaleye mi girdik. fiyat mı eksiltiyoruz. alo orası neresi ara beni boya beni servisi mi kapat kapat ben yol su işlerini aradım. herneuyse bırakalım bu işleri devlet su işleri lojmani gibi boktan espiri yapacaktım. geçiniz geçiniz.
sözlüğü daha iyi duruma getirmek diye bir cümle var. uğrasıyoruz ne demek? biz bu işi becremiyoruz ama sidik zoruyla da olsa ya tutarsa mantalitesi ile işliyoruz. ama aklın yolu birdir arkadaş. ya içerde bir eleme yaparsın yahut büyümek zorunda kalırsın. renault 21 optima olmazsın. o ne deme bana şimdi.
açıklayım mı? renault optima reno'nun türkiye'de bursa fabrikasında ürettiği bir araçtır. 1600 cc motoru olan renonun 21 kasasındaki karbiratörlü motor 80 beygir güç üretir. 21 serisinin en az tutulan versiyonudur. çünkü kasa büyük motor küçüktür üstüne üstlük yakışı cok cok fazladır. otohaber dergiciliğini bırakalım devam edelim.
son kelimeyi didiklemeye gerek yok zaten. sadece tek kelam geldi aklıma alakalı mı değil mi bilmiyorum ama o da şu;
'Tahammül mülkünü yıktın Hulagu Han mısın?'
şimdi daha ne denebilir ki? iş bu suretle bu eylemi yapasalar da bir yapamasalar da bir. hatta yapmasınlar daha iyi kanatindeyim. sözümüzün özü geliyor;
kaşın gözün şöyle dursun
gazın beni öldürüyor
eller çıkıp konuştukça
yalnız o beni güldürüyor.
bana herşey seni hatırlatıyor
öküz görünce sen sanıyorum
kız gene bana haram geceler
seni düşünüp çorapsız yatıyorum
gözlerim çıksın eğer yalanım varsa
bir yanlış görürsen dürt beni süheyla
kır belimi oy gözümü yanlış anlama sözümü
dövmeden kendi dizini dürt beni süheyla
bu entrynin yaziminda katkısı olan;
bakırkoy'de vatani görevini yapmakta olan deli ziya
z harfinin üzerinde sigara yanığı olan beyaz klavyeme
şu elimde görmüş olduğunuz daha doğrusu göremediğiniz trt iki kanalının isaretlediğim emektar tv kumandam
ve de herşeyden önce bana değerli desteklerini vermiş olan 976 model kahveci tipi tahta sandalyem ki burdan ona sesleniyorum affet beni meleğim üzerine minder koydum,
ve de bu entry yazmamda fon müziği olan
&feature=player_embedded adreste ikamet eden müziğe thank you eder hepizini yanaklarin makas alırım.
the end
tecnicolor utanmaksizin sundu.
hadi bir fıkra yazalim da adet yerini bulsun alt yazı niyetine,
Kizilderililerin genç reisi 18 yasina geldiginde cani kadin ister.
Kabilenin büyücüsüne gider, der ki:
- "Oturan Boga kadin ister." Büyücü:
- "Oturan Boga ormana gitsin, üzerinde delik olan bir agaç gövdesi bulsun ve onun üstünde egitim yapsin, hazir olunca gelsin. 15 gün sonra reis geri gelir.
Der ki:
- "Oturan Boga hazir." Büyücü de kabiledeki en güzel kizi ona verir. Reis alir kizi çadira girer.
- "90 derece egil" der. Kiz egilince, kiza bir tekme vurur. Kiz çiglik atarak bunu niçin yaptigini sorar.
Reis söyle cevap verir:
- "Oturan Boga akillandi, önce yaban arilarini kontrol!"
- aslında siklemektedir. hatta o kadar siklemektedir ki yaptıgı hatadan dolayı yazardan özür dilemeye bile yüzü tutmamaktadır.
son zamanların en cok ragbet goren sitelerinden biri olan uludagsozluk için yazarları siklemiyor demek imkansızdır. siklenmek zorundadırlar.bunu hissettirmemeye çalısyorlar o ayrı ama yapılan eleştrilerin,entrylerin hatta kurulan öznenin yüklemin bile önemi büyüktür. hepsinin en ince ayrıntısına kadar okunduguna inanmasam da boyle eleştirisel başlıklarda yazan yazıların ne kadar önemli oldugunun yazarlarında modedatorlerinde bilincinde olması gerekmektedir. bir mod/admin için sözlük ne kadar önemli ise yazar için de o derece önemlidir.
bu olay bizlere göre problem onlara göre kinder çikolata... onu biliyoruz anladık tamam. başlığa takılmayın bu kadar. herzamanki gibi baştan sona okumadığınız için içeriği kaçırıyorsunuz. konunun derinliği kinderin içinden çıkan oyuncakta saklı nitekim. yani vaudeville for vendetta da...
öncelikle şunu söyleyeyim. vendetta hakkında ilk kez yazıyorum.* çünkü ondan böyle bi hamle bekliyordum yazmak için. hem konunun özünden ayrılmayacağım hemde ara ara onu kendime göre tanımlayacağım.
şu sözlük tarihinin en taşşaklı eleştirisi bi kere bu. eskiden moderatörlük yapmış birisi tek tek isim vererek, tanım yaparak şu andaki modları tanımlıyor bize. nedir ne değildir tam olmasa da öğreniyoruz. tam olmasa da diyorum çünkü vendetta şunu söylüyor;
"moderasyona dair bildiklerim yalnızca bende kalır"
bunu demeden önce de modlara "müsterih olun" demesi aslında onlara vurduğu en büyük darbe/eleştiri bana göre. kirli çamaşırlar hala saklı yani. müsterih olun.
sözlükte beğenilen-celebrity olan bi yazarın bunları yazmasını ben açıkçası ayakta alkışlarım. susup, tribünlere oynayarak yazdığı tematik entrylerle karmasını 12666'a doğru (wuuu çok kuul bi karma puanı oldu) çıkartabilirdi vendetta. ama bunu yapmasının bi anlamı olmadığını bilecek kadar da şuurlu bi yazar o. böyle tepki vermesinin nedenlerini biraz sorgulayım;
--- bu kısımlar biraz anneye anlatır gibi anlat modunda olacak ---**
kendine özgü üslubuyla yazdığı tematik entryleri elbette daha fazla insan okusun diye yazıyor vendetta. birçok insan da sözlüklerde bu yüzden yazar zaten. "daha fazla okunmak" hepimizin tek derdi. yoksa deli mi sikti bizi niye yazalım burada di mi benjamin?
gaye "okunmak" ise eğer, kişi bu yüzdendir ki sözlük yönetiminden bir şeyler bekler. bu hakkıdır çünkü sözlüğe iyi kötü bi emek veriyordur. bu emek sayesinde de sözlük bi yerlere geliyordur. kişinin tek derdi sözlüğün "sözlük" olmaktan çıkmamasıdır. bu sağlandığı zaman bilir ki sözlüğün okur sayısı artacak. okur sayısı arttıkça yazar sayısı artacak. en sonunda kaliteli yazar-kaliteli okurlar için istenen zemin ve hava koşulları müsait olacak. bu koşullar oturduktan sonra ortada seyri güzel bir barca futbolu dönecek sözlük semalarında. (bak konuyu futbola getirdim anlaşılsın diye) kişi daha çok "okunacak". yazdıklarının olumlu-olumsuz tepkisini daha çok görecek*. ve en önemlisi bu tepkilerin genelini kaliteli yazarlardan görecek. paylaştıkça artan tad halley gibi tadından yenmeyecek sözlük kısacası...
soru: iyi hoş diyorsun da dürrük, nickini siktiminin zıtadamı nasıl olacak bunlar? cevap: öncelikle küfür etme yavrum lütfen. cevabımız ise çok basit. şimdiye kadar anlattıklarımdan anlamalıydın zaten. olsun gene de yazıyorum senin için;
- sözlük formatını kavramış, vizyon sahibi ve yazarlarına gerekli değeri veren bi yönetimin olması yeterli tüm bunlar için... otur sıfır! gene kaldın sınıfta...
toparlıyorum. sözlüğün bu noktaya gelmesinin kusurunu yazarlarda bulmak en kibar tabiriyle mallıktır. bir şeyin altını tekrar tekrar çiziyorum; buradaki olay deli cevat'ın birinin sikine ip bağlayarak gelip, sağa sola küfür etmesi ve yazarların buna ağlaması değildir. buradaki sorun sözlüğün boktan bi yere dönmesi, okuyucusunun azalması ve yazmanın bi anlamı kalmamasıdır okunmadıktan sonra...
vendetta da okunmak adına böyle karakterli bi tepkiyi dile getirmiş ve hepimizin aslında anlatmaya çalıştığı mevzuyu celebrity ağzından vurgulamış ve bunun herkes tarafından okunmasını sağlamıştır. daha da net anlaşılması içinde benimde tuzum bulunduysa ne mutlu bana...
cidden böyle bir sorunun olduğunu özellikle dün idrak ettim.
lan nasıl bir inat var arkadaş aklım hayalim almıyor.
hani 3 yaşında çocuklar vardır olum bunu böyle yap dersiniz inadına yapmaz delitir sizi aynı abi.
yahu belli bir sıkıntı var işte yazarlar bir şeyler karalıyor bu sıkıntının artık bitmesini istiyorlar bazı çözüm önerileri snuyorlar falan iyi güzel gammazların yetkilerini arttırdınız tamam güzel hoş yanlız be abicim olay sadece bu değil.
hani dün gelişmeler bölümünden denseydiki ''20 tane moderatör alındı mevcut moderasyon komple değişti'' yine de insanlar hoşnut olmayacaktı. aslında olay çözüm değil abi bu ''siklenmeme'' olayı. yani burada bir çok kişiye ana avrat küfür edildi alanen açıkca yazarlardan basbakana oradan nba takımlarına kadar küfürler edildi kardeşim bir özür dilenir bir şey yapılır yani sadece ''çözüm üretmek'' yeterli olmaz.
herkes bir açıklama bekliyor ''samimi'' bir açıklama ''evet biz hatalıydık bütün yazarlardan özür diliyoruz bir daha bu tür o layların olmaması için elimizden geleni yapacağız şimdilik gammazların yetkilerini arttırdık'' gibi bir açıklama bile çoğu yazarı sakinleştirmeye yetecekti eminim.
yani olay bu yoksa siz dün ''50 moderatör daha alındı'' deseydiniz bile ''yazarları siklememiş'' olacaktınız..
iyiden iyiye paradokssal bi hal almaya başlayacaktır. ben uludağ gözlük moderasyonunu tayyip erodağan'a benzetiyorum. onun gibi eleştirileri duymamazdan geliyolar, yokmuş gibi davranıyolar. şimdi bu kadar yazılmış dökülmüş, "zararın neresinden dönülse kardır" diyip bir özür yayınlayacaklar mı, çözüm üretecekler mi? yoksa dalgaların yatışmasını bekleyip bizim koyun olduğumuzu bildiklerinde unutmamızı mı bekleyecekler.
gerçekten zor değil; iyi niyetine güvenilen, eski nesillerden, formata hakim ve extreme online saatlerine sahip 3-5 tane bekçi seçeceksin. bak moderatör demiyorum bekçi. bu adamların görevi hatalı sıkıntılı gördükleri noktalarda başlığı, entryi dondurmak olmalıdır. görünmez ve donmuş bir halde bekler entry-başlık ta ki bir moderatör görüp işlem yapana kadar. böylece çok sevdikleri o makam tutkularıda zedelenmemiş olur, aralarına kimse girmez.
içeriği ile değil de başlıkta yazanlarla ilgilenen insanların her zaman umursamayacağı bir problem! başlıktaki "sik" her erkek evladının önünde var hacı bu kadar problem etmeyin bunu!
o başlık öyle yazıldığı için kimsenin ahlakı da bozulmuyor! böyle triplere girmemek gerekir!
"...siklememe problemi" yönetimin bu tarzda bir başlığın açılmasına izin vermesi kendi koymuş olduğu kuralları bile siklemediğini gösteriyor ki; kullanıcıları da siklememesi pek normal.
peki alternatif nedir? yapılması gereken? yapılmaması gereken?
sözlük formatını yerin dibine mi sokmak yada sokulmasına izin mi vermek?
bir derdim var ve yaşanmışlıkları başlıkları ilgili şikayetler ve 7 sayfayı sürmüş geyikler buna büyük bir örnek olabilir.. ciddi hiçbir probleme zamanında ve çözüme dayalı tepki vermezlerken iş geyik yapmaya gelince saniye kaçırmayışları insanın aklını kurcalıyor hacı!
ayrıca bunların arasında dedikoduyu çok seven biri var.. kendi içlerinde olanları bile neredeyse tüm sözlük biliyor fakat dillendiremiyor! çok garip! hem gizlilikden bahsedip hem de içeride olanlrı sızdırmak üzücü!
son olarakta bunların içinde sözlük içi yaratıcılığını kullanacak birilerinin olamaması büyük bir eksikliktir..