son günlerde sık sık ölümü düşünüyorum. "ölüm geliyor aklıma ölüm... bi hatunun kasıklarına
sarılıyorum..." yakın zamanda ölücekmişim gibi geliyor. buna çok inandım. hatta dün sabah öyle
bi açıldı ki gözlerim sanki son uykummuş gibi. yataktan kalkarken "ulan bugün kesin ölücem.
içime doğuyor. harbi yarraklara geldik" dedim. ölmedim gerçi. ama bu bugün ya da yarın
ölmeyeceğim anlamına gelmez. evin her tarafı ölüm kokuyor. bişey değil üstüme de sinmiş. geçen gün arkadaşlarla buluştuğumuzda biri fark etti hatta bu kokuyu. "ne kokuyorsun sen" diye sormadı ama bakışlarından anladım. normal normal konuşurken, aragones filan, iki saniye kadar gözleri öylesine dramatik ve sinkaflı kitlendi ki bana, sümüğü ağzına giren bi çocuk gibi pişkin hissetim kendimi, bana sanki "ölüyorsun lan" diyordu.
ben bu sözlükte doğdum. var oldum. dünyam burası benim. her sabah uyanır uyanmaz sizleri
düşünüyorum. bu ibişlere nasıl faydalı olabilirim, beni nasıl severler, hayran olurlar, onları nasıl
aydınlatabilirim diye kendimi paralıyorum. bu acımasız, kindar, duygusuz, sert görüntümün
altında sevgiye aç masum bi ton balığı yatıyor aslında. bilmiyorum.... duygularım çok karışık...
ama bildiğim ve istediğim tek şey, ben öldüğümde sözlükteki arkadaşlarımın benim için bişeyler yapması. benden bunu esirgemeyin lütfen.
öldüğüm haftanın en beğenilen girilerinde birinci sırada kim varsa, naaşımın belden aşağısını o
yıkasın. bu benim vasiyetim. belden üstümü ise haftanın en kötü girilerinde birinci sırayı alacak
olan arkadaşa bırakıyorum. enteljinaslardan en çok ispiyon yapan ise benim yıkanışımı izleyerek
sağa sola kaş göz yapsın. nolur bunu bana çok görmeyin. anlamı var benim için.
ben ne iyi olabildim ne kötü.... ying-yang, tang-tong, iyi-kötü, sıcak-soğuk, v.s, arada kaldım işte.
such a nice guy olayım dedim. beceremedim. sıradan, temiz, iyi yürekli bi insan gibi davranmaya çalıştım ama içimden hep kötü şeyler geçti. kötü, piç, fırlama olayım dedim. kızları sevgililerinden ayırıp onları kendimi aşık edip hoplatarak terk etmeye kalktım. o da işlemedi. aşık etmeyi çalıştıklarıma kendim aşık oldum. ortada, arada bi yerde kaldım ben. iyilik yaparken kötülük, kötülük yaparken iyilik düşledim. ben gitmeyi de kalmayı da beceremedim yaaa...cesedim de böyle uğurlanmalı... benim gibi...