Çoğu çok tuhafdır. "Bilgilendirici entry yazan yok" deyip kendisi de yazmayan, sabahtan akşama kadar trollük yapanlar, saçma sapan başlıklar açanlar ve daha niceleri. Ayrıca bazılarının gereksiz egoları var, sürekli kendilerini övüyorlar, iyi entryler yazdıklarını söylüyorlar ama yazdıkları entryler beş para bile etmez.
Not: Bu entry tüm uludağ yazarlarını değil, yalnızca bazılarını anlatmaktadır.
bazı yazarlar vardır; sadece yazarlar. entry'i gönderdikleri anda işleri biter, bir kenarda "acaba okunur mu" diye beklerler. bazen sol frame'in hızına yenik düşerler, bazen oylanmayan bir ana denk gelirler, bazen o esnada bulunan yazarlara hitap etmemiş olurlar. böylece entry veya başlık hafif hafif yenik düşer zamana ve diğer sayfalara doğru yol alır, başka bir zaman fark edilmek umuduyla. üzülürler, canları sıkılır. bunların bir kısmı siler yazısını, başka bir zaman tekrar gönderir; bir diğer kısmı ise "sikime" der bırakır oluruna, içi buruk veya tam tersi umursamaz bir halet-i ruhiye içerisinde. bazen de denk gelir hani. o anda abanırlar oylara, mesaj atarlar, ilgi gösterirler. bahse konu biçare yazar mutlu olur, egosu okşanır, hafif bir tebessümle "evet" der ve arkasına yaslanır.
bazı yazarlar vardır; bilhassa okunmak isterler. bunun için ekstra bir efor gösterirler. kimi zaman başlıklarını canlandırırlar, kimi zaman eşe dosta mesaj atarak destek isterler "oy verin, başlığı canlandırın, entry'nin olduğu başlığa yazın" vs derler. bu arkadaşların da anlayışla karşılanması gerekir. zira popüler olmak istiyorlardır, bunun için de "kendince yöntemler" uygularlar. ama bu eylemlerini "kendi nickleriyle" yaparlar. açık açık, saklanmadan, gizlenmeden.
bazı yazarlar vardır; kişilik bölünmesi yaşarlar. egoları uğruna yapmayacakları halt yoktur. gidip "fake" hesap alırlar. farklı hesaplardan kendilerini oylarlar, başlıklarına entry girerler. bunların tedavi olması gerekir. anlayışla karşılayacak olan kesim ailesidir. muhtemelen sosyal hayatta insanlara zarar vermesin diye bilgisayar alınmıştır ve 7/24 burada bulunmasına çocuğun sağlığı için göz yumuluyordur.
bazı yazarlar vardır; kendileri hiçbir bok üretmezler. benliklerini tek bir yazara adarlar. sürekli onun başlıklarını, nick altını canlandırırlar. bir gün içerisinde sıradan bir yazardan çok daha fazla entry girerler. aynı entry i adanmış olduğu diğer yazarın başlığına defalarca yazıp silerler, yazıp silerler. böyle bir bağlılığı 40 yıllık evlilikte göremezsiniz. 30 yıldır çalışılan iş yerinde göremezsiniz. vatan hizmetinde göremezsiniz. bunlar da aslında fake'tir. fake oldukları da asla ortaya çıkmaz. bu nedenle ayrı bir paragrafta incelemeye konu edilmektedir. asıl yazarın kişiliğinden bölünerek çoğalmış olan bu arkadaşlar sahte bir varlık kazanırlar sözlük ortamında. yok eğer harbiden fake değillerse bunlara insan demek de sıradan bir insana hakaret olur. bambaşkadır çünkü bunlar.
bazı yazarlar vardır; her boku eleştirip dalga geçerler, kendi değerleri eleştirildiğinde aslan kesilirler, tahammül eşikleri çok düşüktür.
bazı yazarlar vardır; okuduklarını artı/eksi oylarlar, hislerini yazarla paylaşırlar, sıcak ve samimilerdir. bunları pamuklara sarıp sarmalamak istersin.
bugün haklarında ufak bir deneme yaptığım sevgili yazar arkadaşların oluşturduğu topluluk. sadece kafamda bir profil oluşması amacıyla yaptım bunu. bugün daha önce hiç olmadığı kadar çok başlık açtım, genelde girilen entry sayısı 2-3 oluyor ya da bu başlıklar entry bekliyor. bir de içinde sevişmek kelimesi geçen iki başlığa sadece bkz vererek inci sözlük tabiriyle upladım ve an itibariyle sonuç:
bu biz oluyoruz. buralara yazı yazanlar ama öyle yazı yazanlar var ki titrememek elde değil.
eğer kıskanç ve sorunlu bir şahsa denk gelirsen vay amk.
zira bu sözlükte öyle çeşit insanlar var ki her şeyi hemencik sorun yapabiliyor.
bu ve benzeri şeyleri sorun yapmaları aslında onların sorunlu olduğu anlamına gelir. '' onun nick altına niye yazdın, ben onunla küsüm '' diyeninden tut '' of ya sana şiir yazmış, kesin sana aşık '' diye cırlayanına kadar envayi çeşit üyeler mevcut ve bu üyeler öyle şeyler söylüyor ki titrememek elde değil.
geçen mesaj geldi. keşke deşifre edebilsek amk. keşke format buna müsade etse... bu salakları herkes tanısa.
diyor ki;
'' abi benim sevgilimi takip ediyorsun, rica etsem siler misin ''
bunu diyor amk. şok oldum okuyunca.. normalde karizma olsun diye mesajlara dönüş yapmam ama merak ettim kim bu dedim. abi napcan sen sevişirsin dedi. aga ne alaka lan belki de hiç muhabbete bile girmemişizdir dedim. sil onu sen sevişirsin dedi. olum ne sevişmesi aptal olma nicki ne bunun dedim. yok sen sevişirsin söylemem dedi. söyle lan tamam silecem dedim. vazgeçtim amk dedi. lan söyle donuza bile ekleyecem söz dedim. yok dedi söylemiyorum, pislik herifin tekisin sen zate dedi. daha da konuşmadı. ulan sinirden temizlikçi kadının bıraktığı vilada sapını sıvazladım.
yemin ediyorum yaşanmış bir olaydır. o kadar çok şeyler oluyor ki halen algılamakta zorluk çekiyorum. vakti evvel liselileri bilinçlendirmek adına sevişmeli bi yazı yazmıştım. o yazının peşine biri daha mesaj çekti. soruyor;
- kuki senden bir şey rica edebilir miyim?
( nickine baktım kız nickli, dönüş yaptım )
* tabi sorabilirsiniz, buyrun dinliyorum
- abi benim sevgilimin adı merve. senin hikayende de merve ismi geçiyor. rica etsem yazıdaki ismi değiştirir misin?
lan böyle istek mi olur amk. bunu yazıp yollamış. hem erkekmiş zate. hemen edit ekleyip kızı duvara dayadım, ordan aldım yatağa attım, yataktan aldım masaya yatırdım, masadan aldım banyoya soktum. dedim aha edit ekledim rahat ol dedim. 5 dakka sonra ana avrat sövdü sonra 2 hafta çaylak yedi.
işin özü çoğu uludağ yazarları saplantılı olmuş durumda. sevdiği bir yazara yapılan hoş bir eleştiriyi bile kabullenemiyorlar veya nick altından yapılan şakalaşmaları bile gerçek sanıp küsüyorlar. öyle aşk dolu olmuş sözlük.
tipinizi sikiyim diyecem ona bile alınacaksınız. uçmuş herkes amk. zemin bekliyor.
abiler alahınızı severseniz, bakın allahın adını verdim, şu sol frameyi sex shop magaza ürünleri sıralı tam listesine çevirmeyin artık. lan sizin yüzünüzden iş yerinde ayrı bir bölmede kafes içinde çalışmaya başladım. patron gelip arada muz falan atıyor. hemen önünde kabuklu yiyecek atmayınız yazısı mevcud. neden? sizin yüzünüzden.
iki gün önce iş yerinde sözlügü açık bırakıp bir yere kadar gitmem gerekti. abi! geri döndügümde ne göreyim. kızların yüzleri kıp kırmızı. bir birlerine dönüşüp bakıyor ve utançlarına ne yapacaklarını şaşırmış bir haldelerdi. arasıra kaçamak bakışlarla bana "oglum sende az götveren degilmişsin hani" bakışları atıyorlar. megersem bunlar ben dışarı çıktıgım zaman benim bilgisayarımda ki sözlügü görmüşler. sözlügün ne oldugundan bi haberler. bunlar beni sex sitelerinden birine üye oldugumu sanmışlar ve sol taraftaki başlıklarda burasının gerçekte öyle bir yer oldugunu kanıtlar nitelikte. zaten kızlar başlıkları okumamışlar bile. iki başlıktan biri sex, am göt olunca devamını okuyamıyor insan. neredeyse haydar dümene gönderilen soruları bile benim yazdıgımı düşünmeye başlamışlar. diger erkek eleman yanıma gelip "abi kızlar senden korkuyor, bizi seviyorsan istifa et bence" demezmi. lan ne oluyoruz dedim. en sonunda ayrı bir bölgede kafes içerisnde çalışmam şartı ile anlaştık. uzun lafın kısası. artık am, göt, meme gibi üçlemelerden bıktık. işimden oluyordum lan sizin yüzünüzden. şimdi kızlar beni gördüklerinde kaçacak yer arıyorlar.
uludağ sözlük yazarlarının büyük bölümünü intaharın eşiğindeki bir insanı ''atlaaa atlaa'' diye tahrik eden gereksiz insanlara benzetiyorum ben. açık yakalamak, bunun üstünden prim yapmak konusunda öyle ustalar ki rahatsız oldukları insanı kaçırana dek uğraşıyorlar. hem de aynaya hiç dönüp bakmadan. hem de biz neyiz ki? demeden.
son günlerde ne zaman şuraya girsem geyiği dönen ucuz''regl'' muhabbetinde bu olaya tepki gösterenlerin yüzde 80'i ikiyüzlü. çünkü akşama kadar mastürbasyon, malafat boyu, fanteziler konuşup buranın içine bizzat ederlerken, ne hikmetse bir uuserin yazdığı regl başlıklarından mideleri bulanıveriyor. sözlüğün namusunu, regl kanıyla kirlenen sol framesini bu olayı aynı türden başlıklar açarak temizlemeye çalışıyorlar. burdan bu tip girişimleri şaşkınlıkla izliyorum. bunlar değil mi akşama kadar ''am göt meme muhabbeti'' yapan diyip dumura uğruyorum.
bazılarınıza şunu tavsiye ediyorum. sevmediğiniz insanları okumayın. hadi okudunuz diyelim gidin eleştirin, ama belden aşağı vurmayın. böyle yapınca o eleştirdiğiniz insandan daha beter bir duruma düştüğünüzü de unutmayın. eğer bunları yaparsanız;