aralarında; bana edilen iğrenç hakaret entrimsisine yorum yapmaksızın sadece bakınız vermemi; o entry'yi giren tahrikatçı yeniyetmeye ben hakaret ediyormuşum gibi algılayarak söz konusu entryimin en kötüler listesine girmesine yol açacak denli yüzeysel pek çok yazar bulunan topluluk...
her aklına esenin zirve yaptığı yazar grubu.** (bkz: heybeliada piknik zirvesi) birsürü kendini beğenmiş 1. nesle sahip yazarlardırda ayrıca.* nesiller arası ayrımcılık hat safhadadır. bu saydıklarımın hepsi 1. nesil uludağ sözlük yazarlarının işidir.* ha bir de uludağ sözlük yazarları arasında kimin kiminle çıktığı, kimin eli kimin cebinde belli olmayan yazarlardır.* ama en güzel grubunu 3. nesillerin oluşturduğu yazarlardır. sözlük adeta 3. nesiller sayesinde ayaktadır.* bir alemdir işte uludağ sözlük yazarları.**
fikirleri, düşünceleri, demokrasi anlayışları, karşılarındakilere saygıları en üst düzeyde olan insanlar(!)...
o kadar mükemmeller ki kendilerini demokrasının en büyük savunucusu sanıyorlar, oturdukları yerden cumhuriyeti koruduklarını zannediyorlar... öyle ya bu cumhuriyet böyle sözlük başında entry girerek sağlam temellere bağlanıyor...
kendi gibi düşünmeyen herkese aptal, salak, bunlar skilmeye mahkum diyebiliyorlar... savundukları demokrasi de bu olsa gerek sen hakaret et karşındaki ağzını açarsa kafasını ez... niye çünkü onlar bir torba kömüre ülke satıyorlar... ya da bir ekmeğe... ama ne garip onların karnını demokrasi değil ekmek doyuruyor, ya da çocuklarını kömür ısıtıyor...
savundukları demokrasi ve cumhuriyet kendileri gibi herkese verilmiş olan oy kullanma yani seçme hakkını kendileri ile aynı görüşü benimsemeyenlere verildiği zaman onları ülkenin en aşağılık insanı ilan etmelerine hak tanıyor... yaşasın demokrası...
lakin garip bir olay var bu demokrasi aşığı hakaret sevdalısı yazarlar, demokrasının, cumhuriyetin ve diğer tüm değerlerin savunucusu olarak gördükleri, kurtarıcı olarak gördükleri diğer partinin son bilmem kaç seçime hemen hemen aynı kadro ile girdiğini ve hep aynı konumda olduğunu nasıl göremezler...
peki aptallık nedir?
bir türlü başarıya ulaşamamış, halkı kendine inandıramamış bir partiyi kurtarıcı olarak görmek mi?
yoksa
aslında hiç olmayacak olan korkuları ülkeye getireceği söylenen bir partiye oy vermek mi?
cumhuriyet ve demokrasinin gerçekten elden gideceğine bu halk inansaydı kurtuluş savaşında olduğu gibi top yekün bir başkaldırı sergilerdi... demek ki böyle bir durum yok, ya da sadece burada var...
ayrıca bilmeleri gerekir ki; bu aptallık ile ilgili girilen tüm entryler sözlüğü ve yazarın kendisini yasal yönden zor durumda bırakabilir...
(bkz: saygı) sadece bu, korumaya çalıştığınız değerler, onların ki ile aynı...
sizle aynı fikri, düşünceyi paylaşmayanlara aptal derseniz siz de aptal olursunuz... çünkü siz de onlarla aynı fikri paylaşmıyorsunuz...
belli bir bağnaz ve cühela nüfusuna rağmen içinde epeyce atatürkçü, cumhuriyetçi, okuyan, anlayan, düşünen, geniş bir vizyona sahip ve yazılarını beğenerek takip ettiğim kişileri de barındıran topluluk.
büyük bir çoğunluğunu üzülerek izlediğim kişilerdir. bir gençlik nasıl bu kadar duyarsız ve önyargılı olabilir anlayabilmiş değilim. sizleri gerçekten ancak polemik başlıklar paklar. boşuna öyle yazan yazarlara laf etmemek lazım. görülüyor ki onlar sizlerden çok ve çok mantıklı. aklı başında yazıları zerre takmaz bünyeleri barındırması gerçekten çok üzücü bu sözlüğün.
not: bu yazıdaki hedef kitlem tüm sözlük değildir. aklı başında yazı yazan hiç bir kişiye şu ana kadar tek bir cevap bile vermedim onca ağır eleştiri almama rağmen.
*hani laf atmayayım diyorum ama duramıyorum cevap şekline girmeden tanımlı eleştiri yapıyorum. yaratıcılık sınırlarını fazla ders çalışırken kaybedince oluşturduğum esprili bir hede hödö.
(tankut kabza, 04.09.2007 01:35)
hani bende laf atmıyorum diyorum ama mükemmel olmak nasıl bir şey bilirsiniz işte duramıyorum. komik yazılar yazan site bulmuş yazarların nasıl da mide bulandırdığını gösteren esprili bir hede höde. eğer öyle olmasaydı kuku gören masum köylünün espri anlayışına gül gül ölmez miydik?
rahat durmazlar, bilip bilmeden oraya buraya saldırırlar, anlatmaya çalışırsın ama nasıl bir önyargıya sahipse sen anlatmaya çalıştıkça o anlamamaya çalışır! yani uludag sozluk yazarlarını örneklemek gerekirse :
beş sözlük yazarı kafede buluşmuşlar, almışlar kahvelerini oturmuşlar masaya ülkeyi kurtarıcı sohbetler yapmaktadırlar:
1. yazar- 80 darbesinden sonra oluşturulan yeşil kuşak, bugünlerin planının amerika tarafından 27 yıl öncesinden yapıldığının göstergesidir.90 dan sonraki tek kutuplu dünyada bu kuşak radikalleştirilerek türk toplumunda derin yaralar açmaya başlamıştır.( bişeyler biliyo ama en azından anlatmaya çalışıyo, çırpınıyo cocuk)
2. yazar- amaaan sen de her şeyi darbeye ve islamcılara bağlıyosun, sanki solcular bi bok yaptılar ülke için de şimdiye kadar, hıh! ( konusmus olmak için konusan yazar, bir taraftan da çaktırmadan magazin izliyo, o yüzden arada dönüp saçmalıyo )
3. yazar- iyi de, atatürk diktatör değil ki, dimi 4. yazar? ( hadi buyur burdan yak yazarı )
4. yazar- ne diyem mahmut mu diyem ( umutsuz vaka )
5. yazar- o değil de bi dene paris hilton vardı noldu ona? ( bu da magazinden aptallaşmış yazar )
o an çaycı gelir:
- galkın bi siktirin gidin la, işiniz gücünüz yok mu, iki saattir tanım içermeden gonuşuyonuz, oturtmam gaaveme ben böyle insaları! (bkz: sieee ordan)( ahan da mod da geldi )
işte böyledir bizim yazarlar, eğlencelidir!
ps: modcum kusura bakma, hikayede çaycı olmak sana düştü ama dükkan sahibisin en azından!*
uludağ sözlük adlı oluşumda yazar statüsünü kazanmış, açılan başlıklara entry girme hakkına sahip kullanıcılardır. Milletvekili olmadıklarına şükretmek gerekir.
rahat durmazlar, bilip bilmeden oraya buraya saldırırlar, anlatmaya çalışırsın ama nasıl bir önyargıya sahipse sen anlatmaya çalıştıkça o anlamamaya çalışır! yani uludag sozluk yazarlarını örneklemek gerekirse :
beş sözlük yazarı kafede buluşmuşlar, almışlar kahvelerini oturmuşlar masaya ülkeyi kurtarıcı sohbetler yapmaktadırlar:
1. yazar- 80 darbesinden sonra oluşturulan yeşil kuşak, bugünlerin planının amerika tarafından 27 yıl öncesinden yapıldığının göstergesidir.90 dan sonraki tek kutuplu dünyada bu kuşak radikalleştirilerek türk toplumunda derin yaralar açmaya başlamıştır.( bişeyler biliyo ama en azından anlatmaya çalışıyo, çırpınıyo cocuk)
2. yazar- amaaan sen de her şeyi darbeye ve islamcılara bağlıyosun, sanki solcular bi bok yaptılar ülke için de şimdiye kadar, hıh! ( konusmus olmak için konusan yazar, bir taraftan da çaktırmadan magazin izliyo, o yüzden arada dönüp saçmalıyo )
3. yazar- iyi de, atatürk diktatör değil ki, dimi 4. yazar? ( hadi buyur burdan yak yazarı )
4. yazar- ne diyem mahmut mu diyem ( umutsuz vaka )
5. yazar- o değil de bi dene paris hilton vardı noldu ona? ( bu da magazinden aptallaşmış yazar )
o an çaycı gelir:
- galkın bi siktirin gidin la, işiniz gücünüz yok mu, iki saattir tanım içermeden gonuşuyonuz, oturtmam gaaveme ben böyle insaları! (bkz: sieee ordan)( ahan da mod da geldi )
işte böyledir bizim yazarlar, eğlencelidir!
ps: modcum kusura bakma, hikayede çaycı olmak sana düştü ama dükkan sahibisin en azından!*
mevzu bahis olan gerginlik hali, son birkaç saatte üstüste yaşanmış acı olaylar sonucu oluşmuş bir duygusal patlama sonucu olup, soğukkanlılık ve anlayış ile aşılabilir.
yarın herkes öpüşür barışır, bu kadar.