estağfirullah estağfirullah!
yazıma başlamadan önce lütfen gerçekten bu tarz olayardan korkanlar hiç bulaşmasın bu yazacaklarıma...
arKAdaşlar bilirsiniz bin yıllardır, üç harflilerle beraber yaşarız, insanlığın varoluşundan günümüze kadar bizlerle paralel bir evrende yaşadıkları ve muazzam hızlı, zeki ve çevik yaratıklar oldukları genel yargıdır.
şimdi anlatacaklarım ise bu yaratıkların sözlük içinde olan ve onlardan daha güçlüsü ile ilgili;
evet sıkı durun bu paranormal olayların başını çeken varlık; 4 harfli evet yanlış duymadınız, hem günahını alırız değil mi?
-"üç harfliler geldi öyle yaptı"
-"musallat oldu, özelimize girdi"
-"mahremimize dokundu"
ama bu sefer işi yapan onlar değildi, zira izler vardı. bir 3 harflinin bu tarz işlere karıştığı zaman arkasında iz bıraktığını göremezsiniz fakat bir fani hatalar yapar, izler bırakır, bıraktığı izlerden yakayı ele verir.
konuyu uzatmayacağım arkadaşlar, günlerden iki gün önce dündü. sözlüğe girdiğim de herzaman ki gibi önce bir kaç adet bilgi içerikli entry okudum ve kıyıda köşede kalmış uzun yazılara bir kukla edası ile hakkını verdim, şukuladım!
dokuzuncu nesillerin bu gün ne yazmışlar acaba? "kafa sikmişler mi sikmemişler mi?" diye günlük kontrollerinide yaptıktan sonra, eski bir yazar, şimdi ise çiçeği burnunda bir yetkili olan saipsiz arkadaş gibi, "aramaya inanma" minvalli küçük dokunduruşlarla birkaç yazara daha sözlük kullanımı hakkında gerekli bilgi ve ayarı aşıladım ve o an gözüm ekranın sağına takıldı...
hersey o an başladı...
burdan sonrasını lütfen tek başına yaşayanlar ve bu tarz şeylerden korkan arkadaşlar okumasın.
evet sağda hibir kıpırtı yoktu. silik butonunun herzamanki ışığı alarak ortalığa biraz aydınlık sağladım ve bdv butonuna baktım, içerisi karanlıktı.. garip sesler, gülüşmeler geliyordu içeriden,
"nyihahah yazsın dursun köpekler, işleri ne birde şikayet ediyorlar " falan gibi belli belirsiz boğuk, derinden ve değişik tonlara bürünmüş bir ses geldi koRKtum çıktım dışarı.
hemen mesaj kutuma girdim, bir terslik vardı! kutunun ışığı yanmamasına rağmen kutunun içinde daha önce görmediğim 7 adet mesaj vardı! tek tek okudum... tüylerim diken diken olmuştu, o an hayatımın en korkunç anı falandı heralde, tüylerim ensemden başlayarak, kulak hizam ile beraber, yanaklarımında dahil olduğu bir güzergahta diklem diklem olmuştu, sanki biri yüzümü geriyor, kalp atışlarım hızlanıyordu.
bu mesajlar bana ne zaman gelmişti? kapı çalmadan eve girmiş 4 5 adet arkadaşınız sizde korku uyandırmaz mı ?? tabi ki uyandırır işte buda aynen öyle birşey, geldiklerini haber vermeyen 6 7 adet mesaj. tek tek okudum. evet bunlar bana gelen mesajlardı, bir kaçı eski dostlardan gelmiş olmasına rağmen içlerinden iki adeti ilk defa gördüğüm şahısların mesajıydı. ve bunlar bayandı. entrylerinden güzel göğüslü ince belli zayıf bayanlar olduğu belliydi.
ya allah, çektiğim gibi nas, fil ve felak surelerini ikişer defa normal ikişer defa da kaideli, olarak seslendirdikten sonra çıktım mesaj kutumdan.
kafamı dağıtmak için biraz gezdim dolaştım yolunda gitmeyen birşeylerin olduğu o kadar belliydi ki, mesaj kutuma girdim. "neden cevap atmıyorsun" şekline bir mesaj, "ne mesajı" dedim? daha sonra gelen mesajlarıma baktım, aman allahım aynı yazar 4 tane mesaj atmıştı. fakat mesaj kutusunun ışığı gene yanmıyordu.
hemen soğuk ve karanlık bdv butonuna gittim, artık korkularımın üzerine gitmem gerektiğini anlamıştım, o garip sesli adam hala daha oradaydı. çıkardım cebimden bir kağıt kalem ve sesli sesli yazmaya başladım, ben yazdıkça ortalık daha çok karanlıklanıyor, kulağımda uğultular oluşuyordu, başımda inanılmaz bir ağrı, birileri yazmamı engelliyor gibiydi, daha sesli bir şekilde hem bağırdım hem yazdım, daha çok zorlandığımı hissettikçe artık ne olursa olsun yeter dedim ve tam o an, hafif belden bükük, kısa saçlı, gözlerinde ($)($) işaretleri olan, bir 4 harfli ile karşı karşıya geldim. hızlı konuşuyordu, değişik bir dil konuşuyordu sanki, değişik bir telafuz şekli ara ara gülen bir yüzü... konuştuklarını anlamaya çalıştım öncelikle, anlamaya çalıştım, korkmamalıydım, ne anlatmaya çalıştığını anlayabilirsem bu karanlıktan kurtulabilirdim belkide, epeyce konuştu, hiç susmadı ama ben o kadar cümlenin içerisinden hiç birşey seçemedim. sonra 3 kulhu bir elham okuyarak uzaklaştım ordan.
neden sonra öğrendim ki o dört harfli içinde bulunduğumuz alemin yaratıcılarındanmış, bir arkadaşımla paylaştığımda öğrendim, küçük küçük adamları varmış bu 4 harflinin, ara ara musallat olurlarmış bazı yazarlara, girer özellerine, mahremlerine dokunurlarmış...
aslında benim mesaj kutumun ışığının yanmama sebebi de buymuş... evet ben sözlükte bunlardan habersiz dolanırken, bu küçük lanetli yaratıklar, "mesajlarımı okuyormuşlar"
lütfen arkadaşlar, paylaşalım, unutmayalım, unutturmayalaım. bu tarz olayları yaşadık diye korkarak sessiz kalırsak bunlar daha fazla üstünüze gelecektir. bir kaç işin ehli arkadaşla beraber gerekli yerlere müracatlar yaptık, şu an psikolojik tedavi görüyorum, daha öncede bu olayı yaşayan arkadaşlar var.
çok şükür artık kimse mesajlarımı okumuyor.bir kaç zamandır rahatım. kimlere dadandılarsa allah onlara da kolaylık versin. unutmayın, korkularınızın üstüne gitmezseniz, onları yenemezsiniz!!
bu hikaye "mesajlarınız okunmuyor" dedikten belirli bir süre sonra sözlüğü şaibeli bir biçimde terk eden onthemove a ithaf edilmiştir.