okunmayacağını bile bile emek vererek entrysini girmiş azimli yazardır.
tanımı bu.
izahı ise:
gaza gelmeyin öncelikle.
bu benim cümlem değil.
bana mesaj yoluyla geldi diyebiliriz.
ilk önce şaşırdım.
sonra düşündüm.
en sonunda haklı buldum.
uzun yazılmış entry bu sözlükte hakikaten rağbet görmüyor.
ya çok iyi bir yazar tarafından yazılmış olmalı, veya öyle bir giriş yapmalı ki devamını da aynı şevkle oku ve bitir.
peki nasıl olur da uzun entryler okunmaz bir sözlükte?
aslında okunmaz diye bir şey yok. çok önceden beri kendini kanıtlamış iyi yazarların entryleri sözlüğün hakiki kullanıcalrı tarafından hep takip edilir, oylanır. zıt düşünce bile olsa entrynin sonu getirilir.
fakat niye şimdi uzun entryleri kimse s.klemiyor derseniz sebepleri şöyle sıralayabiliriz.
a) 6. nesil
evet evet evet. 1. neden kesinlikle benim de bulunduğum 6. nesil. kısa yazdığımız entrylerin çoğu zaten gereksiz olduğu için daha uzunlarına diğer nesiller kesinlikle tahammül etmiyorlar hatta edemiyorlar.
b) anlatım bozukluğu
bu gene 6. nesil yani bizimle alakalı bir sorun. yazılara dikkat edersek çoğu cümle kopuk, tam olarak bağlanmamış, havada kalmış, yüklemin sonuna yanlış çoğul eki gelmiş kısaca anlatılmak istenen şey imlada boğulmuş, tadını kaybetmiş. peki neden 6. nesil? çünkü sözlüğe hiç alışmamış. msn'e çok alışılmış, burda da aynı dili kullanıyor. noktalamaya da dikkat edildiği söylenilemez. diğer nesiller uzun süredir sözlükte oldukları için konuya daha hakimler.
c) bencillik
bu sorun ciddi şaka gibi. adam ilham perisinin uçup gitmesinden korktuğundan mıdır hemen kendi entrysini giriyor diğerlerine bakmaya tenezzül bile etmiyor.
d) piçlik
bencillikten de beter bir sorun. ben uzun diye entry eksileyen adam tanıyorum. yani hakikaten olamaz diyorsun fakat var.
e) ayarmatik
bu bencillikle kol kola. herif direk başlığa bakıyor biraz entrye bakıyor direk ayar vermeye kalkışıyor. herifin işi gücü yok ayar verecek. aman ne zekisin bilader!
f) yaş ve tecrübe
yaşı daha "genç" yazarlar mevcut. bunu yadırgamıyoruz. çünkü bu yazarlar içinde iyi tecrübe kazanıp güzel yazı yazanlar da var. fakat bu yazarların çoğu c-d ve e maddelerine hemen bulaşıveriyor.
peki neden "salak" yazar?
yanlış anlamayın durumu lafım size değil tamamiyle kendime.
ben bunları bile bile sözlük ortalamsına göre gene de uzun entry girdim.
lafım kendimedir.
saygılar!
edit: sazan her yerde sazandır efendim.asıl biz durduramıyoruz!
öncelikle şunu belirteyim ; etiketlenmiş başlıklardan bir tanesi bu başlık. sonrasında salaklığı bir kenara koyarak bir tanım yapayım; istediğini istediği şekilde yazma özgürlüğüne sahip yazardır. yeri gelmişken uzun entry başlığına yazdıklarıma da bir göz atıverin. belki uzun entrylerin anlamının salaklıkla ilgisinin olmadığı çok daha iyi anlaşılır.
yahu ne diyebilirim ki? bu sözlükte herkes istediğini yazmakta özgür. düşüncelerini nakşettiği üslubu kullanmakta özgür. istediği yazarların entrylerini takip etmekte de özgür. öyleyse neyi savunuyoruz. isteyen kısa yazsın , isteyen uzun. değinmek istediğim tek nokta var. o da şu: uludağ sözlükte uzun entrylerin rağbet görmediği bir yalan. üstelik entrylerinin rağbet görüp görmemesine göre davranan bir yazardan ne beklenilebilir ki? bizler sözlükte başkaları beğensin diye mi yazıyoruz?
bu soruların cevabını şu deyim çok iyi açıklıyor aslında:" nabza göre şerbet vermek" eğer ki siz başkaları için, hatta oy kaygısı yaşadığınız için sözlükte yazıyorsanız sizden iyisi yoktur. uludağ sözlükte de bu geçerlidir. bazı yazarlar görüyorum emek verip, didinmiş, uğraşmış, yazmış. bir çırpıda okuyuveriyorsunuz o uzun uzun cümlelerini. bir de bakmışsınız ki tek bir oy bile almamış. bazıları da var ki gidip en saçma başlıklara anlamsız bakınızlar vermiş. içeriğinde zerre bilgi, zeka pırıltısı, ironi...vs. yok. ancak karmasına bir göz atıyorsunuz ondan iyisi yok. hasbinallah!
vallahi onu bunu bilmem. bir yazar sözlük için gerçekten emek verip, düşüncelerini cesurca savunarak üslubunu ustaca konuşturabiliyorsa en değerli yazardır benim gözümde. yazdıkları diğer yazarlar tarafından çok beğenilmiş, hiç beğenilmemiş benim için hiç önemli değil. her zaman derim yine diyorum; gönlüm uzun entrylerden yana. yazdıklarım varsın okunmasın, hatta okumaktan sıkılan beri gelsin. düşüncelerini uzuun uzuun açıklayan yazarlarımızın önünde de saygıyla eğiliyorum. hiçbir zaman pes etme taraftarı değilimdir. o yüzden sizler de pes etmeyin!
deneme yoluyla görülebilendir. haklı bir önermedir.
"yazar okunmuyorsa, yazmaz." düşüncesi ile pekiştirilebilir. satırlarca emek harcayıp siklenmediğizi gören siz olsanız, birdaha yaparmıydınız? muhtemelen hayır. buda "sözlükte neden kalite düşük?" sorusunun temel yanıtlarındandır. kaçma yolu da belli aslında; altıncı nesil gerizekalı, ergen vs..
tam tersine takdir edilesi yazardır. vakit ayırıp düşüncelerini uzun uzun arkadaşlarına aktarmak isteyen, ya da onları bir konuda bilgilendirmek isteyen yazardır.
bu tip insanlar hayatta hiçbir şeyi baştan savma yapmazlar.
bazıları vardır ki sırf uzun entry girmek için uzun entry girmektedirler. sözlükteki uzun entry kalitelidir furyasını benimsemiş, başladımmı durdurulamayan yazarlardır. inci sözlüğü sevme nedenidir.
entry giren yazar, anlatacağı olayın ya da vereceği örneğin biraz daha derinlemesine işlemesi veya betimlenmesini istediği için uzun yazıyor olabilir. uzun bir entry'nin içinde birkaç kez aynı cümleleri okuyorsanız bu uzun entry yazmaktır. bir entry'de bir olayın işleyişini takip ediyor ve bağlantılar birbiriyle uyumlu vede düzgün gidiyorsa bu da entry giren yazardır.
uzun entry ile bir yazarın anlattığı olayın arasında kısacık bir fark vardır.
kendi okuyucusu her daim olacak yazarlardır. yazmanın da okumanın da ne kadar değerli olduğunu bilirler. özet geç diyen sığırların varlığı onlar için hiçbir şey ifade etmemektedir.
sözlüğün amacı yazmak ve okumaktır. karı kız düşürmek, ana bacı sövmek ya da ego tatmini için farklı adresler mevcuttur.
