Ola ki moderatörlerden birisi kirli çamaşırları dökse işte o zaman oyunun, filmin alası döner.
Kendim adına söyleyim benimkilerden dizi senaryosu çıkar. 5 sezon reyting alır.
ahahaahahahah oyunlarıdır. susuyim susiyim dedim de duramadım yine. yahu ne işsiz insanlarsınız siz! utanıyorum hepinizden.
not: amacım laf sokmak ve kalabalık yapmak. olaylarla ilgilenmiyorum.
açşı, uşak, bahçıvan, şoför hepsi, sözlükte geçiyor olay zaten abi, açşı bahçıvanı, bahçıvan şoförü, şoför uşağı, sonra hepsi uşağı, tabi tabi bastır hemen afişi seçip gönderiyorum filmin adı grup indirimi.
tamam amına koyayım, tamam. yakalandık işte en sonunda.
çekirge bir zıplar, iki zıplar. ama işte böyle zeka küpü yazarlar üçüncüde yakalar. yapacak bir şey yok.
şimdi itiraf ediyorum. 32 kısım tekmili birden, ne dolaplar dönüyor, nasıl kirli yapılanmalar var, bunları nasıl yapıyoruz itiraf edicem şimdi.
normalde bu hesabın sahibi ben değilim. bu hesabın sahibi aslında 23 yaşında asgari ücretle çalışan ezik bir karakter. yıllar evvel sözlüğe üye olmuş bu yavşak, ama internet faturasını ödeyemediği için hesaba bir daha girememiş. zaten hesabın ilk girilen entrylerine bakarsanız saçma sapan şeyler hep.
sonra 2010 yılında bir gün zall, munlayt sonata aracılığıyla bana bir kriptex içinde not gönderdi. buluşma yerine gittik, burası uludağ sözlüğün bostancı sahilindeki gizli ve bir o kadar da süper lüks ofisiydi.
içeri girer girmez üç tane bayan yazar beni soydu ve tatmin ettiler.
rahatlamanın verdiği huşu ile zall'ın 180 metrekarelik ofisine geçtik. ofise girdiğimde daha sonradan nickinin kukla olduğunu öğrendiğim bir kişi bir başka bayan yazarın memelerini emiyordu.
zall bana sözlükte yazmak isteyip istemediğimi sordu, şayet kabul edersem az evvel yaşadıklarımı her gün yaşayabileceğimi ve üstüne bir de para kazanabileceğimi söyledi.
bu arada biz konuşurken munlayt sonata viskilerimizi hazırlıyordu. sonra zall sekreterini çağırdı ve takımın diğer üyelerini içeri almalarını söyledi.
beni diğer üyelerle sırasıyla tanıştırdı.
bir tanesinin kod adı tarihci76 idi, benim akranım yağız bir delikanlıydı, adapazarlıymış, sözlükte önce akp'li olarak yazacağı ve taraftar kazanacağı, sonra da teşkilatladığı yazarlar içinden cemaatçileri ayıklayarak akp'lileri piç gibi ortada bırakacağı gibi dehşetengiz bir plan yapılmıştı. üstelik bu plan için chp her sene 100 bin amerikan doları ödeyecekti.
bir diğer takım üyesi mutlubaykus adlı yazardı. biz bununla birlikte milli hisleri körükleyecek, kürtlere ve akp'lilere karşı derin bir cephe yaratacaktık.
mutlubaykus'un görevi gizli belgeleri toplayıp bana vermekti. ben de gizli belgeleri kamuoyu ile paylaşacaktım.
bu arada ekibe antalya'dan uzun saçlı bir mühendis arkadaş katıldı. nick the chopper kod adlı bu arkadaş kendini inşaat mühendisi olarak lanse edecek bir toplum mühendisiydi. amacı yetkilerini kullanarak insanların beyinlerini yıkamak ve bizim çok gizli operasyonlarımızın dikkatlerini başka yönlere çekerek lojistik destek sağlamaktı.
her verdiğimiz oy para, girdiğimiz her istatistik reklam ve altın demekti.
kukla'nın da bu süreçteki görevi sözlük yazarlarının memelerini ellemek onları kontrol etmekti.
tabi bu kadar güçlü bir örgütü bir arada tutmak epey zordu.
zall gelen paraları iç ediyordu, hatta pera'da kendisine bir ermeni yazarı dost tutmuştu. daha sonra munlayt sonata bunu kıskandı ve bıçakladı. munlayt hapse, zall hastaneye düşünce biz iyice kontrolü ele geçirdik.
işte bu dönemde infazlara başladık.
biraz fazla artı oy alan yazarları hunharca eksiliyor, onların para kazanmalarını engelliyor ve gelen tüm gelirleri indıragandi yapıyorduk.
lakin tarihci76 bu paraları bir ayakkabı kutusuna koymuş, evinde yapılan bir aramada 200 gram kubar ile birlikte bir ayakkabı kutusunda 500.000 dolar bulununca örgüt deşifre oldu.
zall bizi kurtarmak için ekşi sözlük avukatlarını falan tuttu ama nafile.
şimdi bu yazıyı metris'ten yazıyorum. biz yaptık siz yapmayın.
not: kukla hapse girdikten 1 hafta sonra memesiz kaldığı için kendini astı.
diğer arkadaşlar şu an yanımda, yarın 2. mahkemeye çıkacağız.
bunlar uludağ sözlük'te oluyorsa ben bunca zamandır nerde yazıyordum bunca entry'i diye düşündürten hadise. bi de doğruysa valla nasıl bi sevdaları varmış ki o kadar fake açmışlar.
(bkz: doğru mu samet?)
le ilkan olarak 3 aylık gözlemlerime ve bir kaç salak yazarın ağzından kaçırdıkları bilgilerle oluşturduğum liste ve gerçek olay dönütü. kendi hakkımda da yazayım ki hedef şaşırtılsın reklam yapılsın hehe. öyle değil mi ama?
sözlükte sadece ben varım. zall, munlayt, july hepsi yalan olduğu gibi, diğer yazar hesaplarının hepsini ben açtım. kah sövüyorum kendime kah seviyorum.
