saçma sapan suçlamaların araya karıştığı kapışmadır. misal;
abdurrahim efendi'nin başında bulunduğu heyet-i nushiyye, anadolu'ya 11 nisan 1919'da gönderilmiş... bu tarihte kime karşı neyin milli mücadelesi vardır da, ona karşıtlık sözkonusu olsun, bana söyler misiniz?
atatürk istanbul'dadır henüz. yunan izmir'e çıkarma yapmamıştır. anadolu'da birkaç sembolik işgal vardır ve halk ne yapacağını, kime inanacağını bilmez, şaşkın bir vaziyettedir.
bırakalım böyle retorikleri... ben 12 numaralı teze geçiyorum şimdilik. öteki sataşmalara sonra dönerim...
özel not: laubali değilim arkadaş ya, gülüyorum yalnız.
bi sikime yaramaz.
ikisi de savundukları şeye körü körüne inanıyor, siksen birbirlerini ikna edemezler.
vahdettin çıksa gelse ben hainim dese tahin ile pekmez inanmaz, atatürk gelse vahdettin hain değildi dese diken bey inanmaz.
o yüzden siktir edin siz de.
--spoiler--
vahdettin, tahtta kaldığı sürece bir çok güzel işler yapmış, en azından hain olmadığını ortaya koymuş, ama padişahlık görevi alınıp yurtdışına çıkmaya mecbur kalınca, birtakım -bence gereksiz- birkaç girişimde bulunmuştur.
--spoiler--
şu satırdan itibaren artık siklemediğim "kapışma"dır...
çünkü şu dakikaya kadar bunun gibi onlarca saçmalık ile muhattap oldum. ama iyice boku çıktı.
görülen o ki, muhteremin amacı vahdettin'i temize çıkarmak falan değil. okuduğu tüm marjinal külliyatı sözlüğe dökerek rüştünü ispat etmek.
atatürk'e sallayarak, konuyu vahdettin'den uzaklaştırıyor, minderin dışına kaçıyorsun.
herifi de akla(ya)mayacaksan, neyin kavgasını veriyorsun?..
tezlerin açıkça ortada olduğu kapışmadır.
devamı gelecektir.
en sağlamları en sona saklanmıştır.
yalnız ikna problemi olanlar için onlar da bir işe yaramayabilir.
kendilerine la fontaine'den masallar kitabını tavsiye ediyoruz.
ben okudum, çok ikna edici...
hele karganın peyniri tilki kapıyor var ya...
koptum resmen...
bu arada; gözü az çok ideolojik körleştirmeye uğramamış olan herkes görüyor olmalı ki, ben vahdettin'i anlatırken yanında kıyas unsuru olarak atatürk'ü de veriyorum. çünkü biri anlaşılmadan diğeri anlaşılmaz. çünkü nasıl nazik bir dönemden geçtiğimiz ve neler atlattığımız bilinmeden, sözler yerini bulmaz.
not: özel mesajı açıklamak tck'ya göre suçtur. 6 ayla 1 yıl arasında hapis cezaları öngörülmüştür. savcıların resen harekete geçeceklerini umuyorum, beni adliyeye kadar yormasınlar!
pardon: sayın yazar çaylak olmuş. şikayetimi geri alıyorum. umarım tez zamanda kavuşuruz.