az yazar olsun öz entry ve başlık olsun mantığıyla yola çıkıldığını belirtmekte fayda var.
kısa bir süredir, sözlükte yazmanın keyfine varan bir yazarım. güzel bir başlığı bulana kadar uzun süreler harcadıktan sonra, o başlığın içinde aklı başında bir entry bulana kadar uzun bir süre daha harcıyorum. bu durumdan çoğu "yazar" arkadaşımın da şikayetçi olduğunu tahmin edebiliyorum.
sözlük bir bakıma sahipleri için ekmek kapısı, biliyorum. durum bu iken sözlük yöneticilerinin; ne kadar çok yazar, o kadar reklam; ne kadar çok reklam, o kadar popülarite çizgisi dışına çıkmalarını beklemek, ben ve benim gibiler için her ne kadar boş bir hayal olsa da bu kampanyanın başlaması bir ışık olsun istiyorum bizlere.
çok zor olamaz bu durumu toparlamak, yöneticiler ve yazarlar el ele verdiği an, her şey tahminimizden çok daha hızlı olabilir.
moderatörler biraz daha katı olabilir, bu katılık özgür düşünce kavramına yönelik değil, dil bilgisi, imla kuralları, "yazabilen yazarlar" ile yola devam edilmesi gibi algılanabilir.
yazarlar ise sadece üzerine düşeni yapıp, gerçekten okunmaya değer konularda, "okunabilen" entry'ler girmeleri bu kampanyaya sağlayabileceği en büyük desteği sağladıkları anlamına gelir.
her şey bu kadar basitken, daha kaliteli bir ortamda yazmanın hepimize çok daha fazla keyif vereceği unutulmamalıdır.
iki konuda desteklediğimdir.
1. eşek amından başka am görmemişlerin " türk kızları " konulu başlıklarının yasaklanması.
2. ensest ilişkileri öven başlıkları yazarın göz ( t )üne sokmak.
yazarlarin yapabilecegi bir sey degildir bu. "halk bunu istiyor, biz de veriyoruz" diyen, cogu zaman troll'lere destek olan moderasyon, demokrasi adina (bu kelime de iyice degerini yitirdi "ileri" sifati yuzunden) bu istegi goz onunde bulundurmalidir.
yoksa hic kimseyi dusuncelerinden oturu (bu "ensest iliski" de olur, "ben dort kadin istiyorum" da) sinirlandiramazsiniz, sinirlandirmamalisiniz. yani bir troll, troll'luk yapma hakkini kullanmali. (her ne kadar her sacma baslik gordugumde kendilerine en icten dileklerimi sunsam da bunu savunmak durumundayim) kisi haklarina saldirilmadigi surece herkes her istedigini yapabilmeli.
benim icin cozum tek kelimeyle moderasyon. hakaret kesinlikle affedilmemeli. yani ben kalkip "allah yoktur" ya da "recm yasallastirilmalidir" diyorsam, bu benim dusuncemdir kimse karisamaz, ve benim bunu dile getirme ozgurlugum vardir. ayni "bla bla bla turk kizi" tematik calismasi yapabilecegim gibi. ancak ne zaman birisi bana yonelik sirf tuttugum takim yuzunden "mal" betimlemeli baslik acar, ya da ulkenin kurtaricisi hakkinda ipe sapa gelmez provokatif entry'ler girer bunlar affedilmemeli.
ama diyorsan ki bizim okuyucumuzun 50%'si belli bir siyasi goruste ve reklam gelirlerini dusunmek zorundayiz. onlarin hakaretine de raziyiz, provokasyonuna da, troll'lugune de... o zaman sevgili reklam gelirinizi de ayni sozluk seviyesi gibi dusuk tutmak zorunda kalirsiniz. tabi sürümden kazaniyorsaniz bilemem.
ekleme: bir de "cok imla hatasi yaparsaniz caylak olursunuz, silinirsiniz, vs." gibi bir sey vardi. size en az yuz tane yazar(!) bulabilirim yanlislikla yapilmamis hata iceren, sirf cehaletten, arastirma yapmadan yazmaya kalkismaktan ve dil bilgisi eksikligi yuzunden sozluk formatina bu anlamda uymayan 20-30 tane entry'si olan. ama eger moderasyon da bilmiyorsa bir "de"nin nasil yazildigini bilemem tabi.
illa ki bir seviye yükseltmek istiyorsak önce kendimizden başlamalıyız. insanı düzeltince dünya düzeldi masalı gibi... ve sadece yazmak için yazar olduysak dogmatik fikirlere kaptırırız kendimizi. iblis'in bencilliği gibi.