uludağ sözlük olarak ermenilerden özür diliyoruz

entry46 galeri4
    25.
  1. çarlık rusyasının ermenilerden özür dilemesi lazım. çünkü ermenileri kiliselerde türk köylerine karşı rus ajanları kışkırttı. tehditle.
    0 ...
  2. 26.
  3. Pardon ama ne için? Bizi yalanladıkları için mi? Bu işte bir terslik var.
    0 ...
  4. 27.
  5. Uludağ sözlüğün ne kadar demokrat olduğunu gösterir. Bravo karardan dolayi.
    1 ...
  6. 28.
  7. anlaşılamayan özür sebebidir.
    hayır özür dileyecek ne yapmışız? tüm belgeler ortadayken. belge incelemeye de yanaşmadılar.

    neyin özrü? özür filan dilemem ben.
    6 ...
  8. 29.
  9. https://galeri.uludagsozluk.com/r/1045946/+
    ben dilemiyorum. görsele bak anlarsın. konuya cahil kalmışsınız özür dilerken. azıcık bilgi edinin. türk kafatasıyla top oynayan ermeniler dilesin özrü. ha, kabul görür mü bilmem. net olarak sevemediğim dört ırktan biri şu ermeniler. ingiliz, fransız, kürt ve ermeni.

    önce azerbaycan'lılara ve tüm türklere yaptıkları ayıpları örtmek için uğraş vermeleri gerekiyor. illa kesin bir barış isteniyorsa bu mutlaka yapılması gereken şeydir.
    4 ...
  10. 30.
  11. Ermenilerin anadolu halkina yaptigi zulum malumken ve hatta yabanci kaynaklarla dahil bu gercek rapor edilmisken hala ermeni soykirimi diye ortalikta dolananlar var lan. Olum ermenileri kullanarak hala senin ulkende gozlerinin olduklarini belli ediyolar sen hala ozur mozur. O kansizlar yuzunden anasinin karninda olen bebekler vardi. Sikeyim gecmislerini, simdi kukla diye kullanilmalarina izin verdigi ulkeler sikecek analarini istediklerini alinca. Alirsa sayet.
    0 ...
  12. 31.
  13. 32.
  14. ben yapmadığım bir hata yüzünden özür di-le-mem!!!

    öncelikle onlar hocalı soykırımı için hesap versinler.
    1 ...
  15. 33.
  16. komik bir kampanya başlığıdır.

    ne enteresan adamlarsınız yahu.

    birisi "ben dilemiyorum" diye başlığı uplattırmış, diğerleri de sanki dileyen varmış gibi gayretli gayretli sövüyor.

    abiler, ablalar sakin olun ve birazcık okuyun. *
    1 ...
  17. 34.
  18. gereksiz eylemdir.
    bunu ancak tarih bilmeyen birisi yazmış olabilir.
    ermenilerden özür dilenecekse, o günlerde hunharca katledilen bölge Türkleri ve kÜRTLERiNDEN DE ÖZÜR DiLENMELiDiR.
    dileyen var mı? yok!
    neden? çünkü onlar müslümandır, yeryüzünün lanetlilerinin bir türü de bunlardır.

    TAVSiYE: TARiHi ARAŞTIRIN, SADECE TWiTTER YÜZEYSELLiĞi iLE TARiH BiLiNEMEZ.

    emperyalizm özür dilemelidir esas,
    halkları birbirine düşürmüştür,
    amacı da en baştan beri budur zaten!
    0 ...
  19. 34.
  20. Ermenilerden ozur dilemek orul orul orospu çoçukluğudur.
    0 ...
  21. 35.
  22. soykırım gibi ağır bir insanlık suçuyla türkiye'ye iftira atanlardan, bu asılsız suçlama ile kendilerini mağdur ilan ederek hala sevr'i uygulatma amacı güden ermenilerden özür dilemiyorum. ermeni soykırımı iddiası emperyalist bir yalandır!

    isveçli bir binbaşı ermeni sorunu konusunda kasım 1918'de yazdıklarıyla tarafsız olarak bu iddiayı reddetmektedir:

    "Ama doğruyu söylemek gerekirse, o günlerde Türkiye üç tane düşman ülkenin kuşatması altında bulunuyordu. Türkiye, o koşullar altında, bence, daha iyi bir düzen sağlayacak durumda zaten değildi.
    “Acaba Türk hükümeti, o günlerde, genel bir önlem olarak, Ermenileri sürgün etmek zorunda mıydı” diye bir sorulursa, benim yanıtım “Evet” olur. Şunu düşünmek gerekir ki, Ermeni sorunu, son 40-50 yıl, her türlü ahlak kurallarını şiddetle reddeden, Rusların etkisindeki (sosyalist-komünist-anarşist) devrimci grupların eline geçmişti. Aşırı uçlardaki bu Ermeniler, Londra ve başka yerlerde kurdukları gizli dernekleri ve anarşist eğilimli yayın ve kitapları ile Türk hükümetine cephe almışlardı.

    Ermenilerin, aralıksız olarak, Türklerin kölesi gibi yaşadıklarını iddia etmek, bana göre yanlış bir düşüncedir. Çok daha kötü durumda yaşayan halklar vardır. Sözgelim ingilizlerin hakimiyeti altındaki Hindistan Bengallileri, iran’da Rusların hakimiyeti altında yaşayan Azerbaycan milliyetçileri, Belçika Kongosu’nda yaşayan yerli zenci halk, Fransa Guyanası’nda Kauçiki bölgesinde yaşayan Kızılderililer. Bütün bu insanlar ve daha başka niceleri, bana göre Ermenilerden çok daha kötü koşullarda yaşamaktalar. Ermenilerin kendi dini inançları var, kendi dilleri var, kendi okulları var vb. Ayrıca da tarihin tanıklık etmiş olduğu bir gerçek de, aniden baş göstermiş, kanlı da olsa, kısa süreli bir kıyım hareketi, düzenli olarak sürdürülen, uzun vadeli planlı bir baskıdan daha evladır.

    Osmanlı imparatorluğu tarafından kuzeyde yaşayan Ermenilerin güneye doğru sürgün edilmeleri konusunda Türk hükümetinin elinde çok önemli gerekçeler var.
    Bunlar içinde en önemlisi, eski Ermeni Krallığı’nın yer aldığı Erzurum bölgesindeki tüm Ermenileri oradan uzaklaştırmaktı. Çünkü onlar, nefret ettikleri kendi devletlerine karşı, Ruslarla el ele verip saldırmayı tasarlıyorlar ve bunun için Rusların ileri hareketini bekliyorlardı. 1916 yılının Şubat ayında (iran’da iken)Ruslara esir düşmüştüm. Hapishane koğuşunu bir Ermeni ile paylaşıyordum. O sırada Erzurum’un düştüğünü öğrendik. Bunu duyan koğuş arkadaşım Ermeni bana şunları söylemişti. “Biz orada bırakılmış olsaydık, şehir çok daha önce düşerdi.”

    şunu anlamaya çalışmak gerekir ki, Türk hükümeti, son derece zor şartlar altında iken ve yoksulluklar içinde iki Milyona yakın(resmi kayıtlarda 450.000) Ermeniye, derhal evlerini barklarını terk etmeleri emrini verdi. Pılılarını pırtılarını toplayıp, bir ay sürecek bir yolculuğa çıkacaklardı, hem de ıpıssız dağları, ovaları aşarak. Bu durumda da, kuşkusuz, görülmemiş bir sefalet baş göstermişti. Özellikle de yiyecek bulma ve doktor bakımı gibi önemli konularda sıkıntı dayanılmaz boyutlarda idi.

    Hasılı, Türklerin, bu evsiz barksız binlerce insana, belli bir denetim ve planlama içinde yiyecek dağıtma işi çok kötüydü. Ama şunu da hatırlatmak gerekir ki, bu bölgede Avrupa ölçütlerine uygun bir yardımın düzenli bir biçimde uygulanması kesinlikle düşünülemiyecek bir şeydi. Ülkenin içinde bulunduğu zor durum, yetersiz tren bağlantıları, insanların uçsuz bucaksız alanlara savrulmuş olması, düzenli bir yardım çalışmasını engelleyen faktörlerden yalnızca bir kaçıdır.

    Hiç bir şekilde üzücü durumları görmemezlikten gelmek, ya da inkar etmek istemiyorum. Ermeni mültecileri bu durumlara düşüren de, elbette savaşın acımasızlığı olmuştur. Ama şunu hatırlatmakta yarar var. Bu cezaya onların kendileri neden olmuşlardır. Diyeceğim şu ki, onlar kendi kaderlerini kendileri çizmişti ve vardıkları nokta ise kendi çizdikleri bu yolun kaçınılmaz ve mantıklı bir sonucudur.

    Çünkü uzun zamandır Ermeniler, yaşadıkları ülkenin yasal yönetimine karşı bir takım entrikalar çeviriyorlardı. Birinci Dünya savaşı patlak verdiğinde, artık kendileri güvenilmez insanlar olarak tanımlanan Ermeniler, Türkiye’nin baş düşmanı olan ülkenin(Rusya’nın) sınırlarına yakın yerlerde yaşıyorlardı. Onlar hiç kuşkusuz, önlerine çıkan ilk fırsatta, ellerinde kılıç bu komşu ülkeyle birlikte hareket edeceklerdi. Böyle bir durumda, Türk hükümeti, onları bulundukları yerlerden daha az zarar verecekleri yerlere uzaklaştırma kararı aldı ve bu karar, hemen anında, Ermenilere dost olan Hıristiyan ülkeler tarafından, çığlık çığlığa, tepkilerle karşılandı. Ama, bu güvenlik önlemlerinin niçin alındığı gerçeği – yani şimşeğin çakmasına neden olan bu dev bulut örneğinde olduğu gibi – sessizlikle geçiştirildi.
    Olaylara görgü tanıklığı etmiş olmam, bana, abartılara ve gerçek dışı beyanlara karşı çıkma hakkı ve görevi veriyor. Kaderin kurbanı olmuş bu insanlara karşı saldırılara, zülme veya katliamlara kesinlikle tanık olmadım.

    anlattığına göre 1915 Kasım’ında burası öldürülmüş Ermenilerin mezar taşlarıyla doluymuş. Güya binlerce Ermeni öldürülüp Fırat nehrine atılmış. Ben kendim, 1915 yılının Kasım ayında Meskene’de idim. Orada ne bir Ermeni mezarı vardı, ne de bir Ermeni. On dört gün boyunca Fırat nehrinin kıyısını izleyerek yol aldım. Irmakta tek bir ceset görmedim. Üstelik de sık sık ırmağa girip çıkıyordum. Böylesine acımasızca bir kıyım düşünülemiyecek ve saklanamıyacak bir şeydir. Eğer doğruysa Dr. Turoyan’ın anlattıkları gözümün onünde olacaktı. Ama ben bu anlatılanları kesinlikle görmedim. Üstelik, ta Halep’ten Tahran’a kadar, Maraşlı bir Ermeni olan tercümanım ve uşağım da yanımda idiler ve onlar da bana yolculuğumuz sırasında hiç böyle canavarca şeyler anlatmadılar. Bu süre zarfında bana Türklerin, Ermenilere karşı yapmış olduğu iddia edilen katliamlar konusunda tek kelime söz edilmedi.
    Son on yirmi yıldır, Batı Avrupa’da, şurada burada, Ermeniler lehine güçlü bir kamuoyu yaratılmış bulunuyor. Sürgündeki (komünist) devrimci Ermeni guruplar tarafından kurulmuş gizli dernekler, Londra’daki “Hınçak” gibi güçlü muhalif basın organları oluşturuyorlar.Bu tür yayın organlarının yayınları, zamanla, halkın kafasında, Ermeniler lehinde belli bir görüş oluşturuyor. Sözde Ermeniler yeryüzünün en talihsiz halkı imiş gibi. Ermenilerin o büyük göçe zorlandıkları günlerde ise, aşırı uçta yer alan bu Ermeniler, Ermeni yanlısı ülkelerin başkentlerindeki dedikodu basınında yalan yanlış yayın yapma faaliyetlerini artırdılar. Daha doğrusu bu göç ettirme olayı onların eline böyle aşırı bir yalan yayın yapma fırsatı vermiş oldu.

    Ben her ne kadar bir aydan fazla bir süre esnasında, Türkler tarafından yapıldığı iddia edilen zalimlikler konusunda bir tek kanıt bulamayıp, bir tek görgü tanığı ile karşılaşmadımsa da, üçüncü ya da dördüncü elden bir çok öykü daha doğrusu söylenti dinledim. Bu türden söylentileri büyük bir kuşkuyla karşılamayı bir görev bilmişimdir."

    Hjalmar Pravitz

    Kitabın adı, “FRÅN PERSIEN, I STILTJE OCH STORM

    detayı:
    http://www.turkishnews.co...jalmar-pravitzin-anilari/
    2 ...
  23. 36.
  24. haini uzakta aramamak lazım düşman zaten içimizde. çocuk katilleri, ırz düşmanları, ekmek yedikleri kaba pisleyen haysiyetsizlerden, arkadan vuran kancık soylarından özür kampanyası başlatmış mış. ermenilere buradan söylenecek söz anca" ha s..tir"olabilir. daha fazlası bende kalsın burada dile getirelemiyecek cümleler +18'e girer.
    1 ...
  25. 34.
  26. biz özür bekliyoruz onlardan. gerçi onları sikeyim.
    0 ...
  27. 35.
  28. yaşadığın ülkene ihanet edeceksin, çevrendeki Türkleri katledeceksin karşılığında da hem özür hem toprak talep ediceksin? Rahat mı battı ulan Mınakodugum. Böyle s*ktir olup gidersiniz işte. Özür mözürde yok ulan önce katlettiğiniz Türklerin hesabını vereceksiniz siz. Bir olay tüm açıklığıyla duruyorken böyle çarpıtılamaz.
    Uludağ sözlük adına özür dilicekmiş s*ktir git.
    2 ...
  29. 36.
  30. almanya gibi muhteşem ve büyük bir devletin, ermeni soykırımını kabul etmesinden sonra bize düşeni yapmak için gerçeklitereceğimiz eylem. tüm ermenilerden uludağ sözlük olarak özür diliyoruz. açık ve net.
    2 ...
  31. 37.
  32. --spoiler--
    Uludağ sözlük olarak özür diliyoruz
    --spoiler--

    Hoşt ordan siktir git ne bok yiyosan ye. Benim adima karar verme *
    1 ...
  33. 38.
  34. Özür dilemek, sayıyla mıdır?

    Bir tane insan öldüyse, onun için bile özür dilesek, ne yitiririz?
    Dahası, kazançlar ve kayıplar üzerinden insan hayatı ölçmesek..
    Malroux "Hayat, hiçbir şey değildir ama, hiçbir şey de bir hayat değildir." derken, insan hayatının değerini vurgulamaya çalışıyordu.

    Osmanlı imparatorluğu'nun son günlerinde, o büyük hengamede yapılmış yanlışlık için özür dilemek çok mu zordur?
    Sanırım zormuş...
    0 ...
  35. 39.
  36. Ermeniler'den özür dilemeyelim, insanlığımızdan özür dileyelim.
    0 ...
  37. 40.
  38. 41.
© 2025 uludağ sözlük