ne oluyor yav dedirten durum. yok özgürlük bildirisi, yok uyarı.. benim bildiğim bu sözlük kişisel bir sözlük. tmsf el koyduysa onu bilemem tabi. adam istediği kuralı istediği gibi koyar. beğenmiyorsan git başka sözlükte yaz. yok eğer başka sözlükleride beğenmiyosan kendin bir sözlük oluştur, o sözlükte yaz. böyle bildiriler, uyarılar.. bunları özgürlük, barış, eşitlik gibi klişeleşmiş duygusal sömürülerle süslemeler, kendine 'eziliyoruz' pozları vermeye çalışmalar.. insanlar boş işlerle uğraşmasınlar.
bu uyarı talep amcaoğullarını ve öncekini tamemen okuyacak kadar vaktim olmadı. bir göz gezdirdim.
"keyfkesh, garfield ve purple mutlaka geri donmelidir"
burada olayı anladım. kişiye özel servis. bir koyun sürüsü gibi birilerinin "değerli" olduğuna topluca karar veriş.
ulan 10 defadan fazla çaylak oldum burada bilmem kaç ay süren toplamda. kimi zaman pkkya apoya sövdüğümden, kimi zaman salakça gerekçelerden, kimi zaman da yazdığım, sözlük biçimine uygun olan ama sözlük yönetiminin işine gelmeyen yazılarımdan dolayı. ne tür yazdığımı, mezhebimi, inancımı, savunduklarımı bilen biliyor. yukarıda, bu talep bilmem ne olayını gözümde bitiren kısımda adımın olmasını istemek gibi bir amacım kesinlikle yok. zerre kadar umrumda değil. bu bir kıskançlık yazısı hiç değil. burada tribünlere oynanıyor, diyeceğim o. hak arayışı dediğin böyle olmaz.
hakki yenen herkesi savunmaya yonelik yaratilmi$ manifesto. bu sozluk icin bircok anlam ifade eden 3 onemli yazar, art arda silik oldugu icin bu yazarlar on planda tutulma geregi duyulmu$tur.
sozluk yazarlarini gruplamaktan ziyade, herkesi humanizm ve ilericilik catisi altinda bulu$turmaya cali$an; ancak a$iri skeptik yazarlar tarafindan ele$trilen manifestodur.
olsun, her ele$tri bizim icin bir damla daha ozgurluk.
hala ve ısrarla şu bildiriyi okuyupta anlamamakta direnenler ve okuyupta cidden anlayacak kadar kapasitesi olmayan bazı zeka problemi yaşayan yazarlar tarafından pkk ve kürt sorunu olarak gösterilmeye çalışılan bildiri. yahu içinde eşcinseller hakkında da yazı var bunun. bütün solcular pkk sempatizanımıdır veya bütün kürtler, bütün aleviler mi pkklı? bu eşkilde davrananlar asıl bölücülüğü kendilerinin yaptıklarının ya farkında değiller aptallıklarından ya da maksatlılar. zira içinde bu kadar şey barındıran bir yazıdan sadece kürt kelimesini alıp onu da pkk ile bağdaşlaştırmak başka bir anlam içeremez.
edit: ne kürdüm ne aleviyim ne eşcinselim ne başka birşeyim. pkk denen hain terör örgütünden de ölümüne nefret ederim. sadece özgür bir bireyim ve bu bildiriye sonuna kadar katılıyorum.
belirli taleplerle insanların karşısına çıkan bir uyarı yazısından fazlacaca anlam beklemek yanlış. fakat ilerici kimseler, kuruluşlara onlarca küfrün edildiği, çeşitli felsefi kavramların tartışılmasına izin verilmeyerek linç edildiği bir noktada siyaset yapılmasını kimse beklemesin. siyseti küfür ve birikimsizlik olarak görenlere karşı tepki duyan duyarlı bir kesmin uludağ sözlük'e seslenişidir.
diğer yandan, karşı taleplerde gelerek gelenlerin zerre kadar önemli taleple gelmeleri dikkate alınacaktır. ama ne yazık ki; akıllarını her türlü ilerici oluşumla bozmuş ve onlara küfretmeye alışmış kimselerden gelen taleplerin, ilericilerin alanını kısıtlayıcı bir biçimde geliyor olması her zamanki oyunlarıdır. basit iki taleple geliniyor aslında: herkes siyasetini yapabiliyorsa yapsın ama bunu birikimsizlikle, oradan buradan duydukları ve küfürle yapmasın. daha 2 ay öncesine kadar çeşitli yasal devrimci kuruluşların dağa çıkarak savaş verdiğini iddia edenlerin herhangi bir ceza almaması sizce de garip değil mi? bir gazetede yazılmış olsa hukuki işlemler çoktan başlatılmış olurdu. fakat küfürler hala gırla gitmektedir. biraz akıllarını başlarına devşirmesi gerekiyor bu kesimlerin. ikinci talep ise herhangi bir kesimden provakatörlük yapanların derhal cezalandırılmalıdır. zira artık kabak tadı veren tipoloji üzerinden siyaset yapma anlayışı sona ermelidir. adam gibi bir çıktının olmadığı, üretemin olmadığı yerde sözlük olmaz. bari adını değiştirelim uludağ forum yapalım, ne dersiniz?
haklı talepler karşısında durmanın bir manası yok. ilericilerin bir tepkisi olarak doğmuştur, aklı başında, vicdanına ve onuruna sahip çıkmak isteyen, siyaset yapan ve ya bu durumdan en azından rahatsız olan tüm kessimlerden yazarlar bu konuda ısrarcı olmaları beklenmelidir.
bazı yazarlarda sadece kürtler ve kürtçeyle ilgili kısmı sorun yaratmış bildiridir.
"kürtçeye özgürlük getirecekse desteklemem" tabiri çocukçadır. burada sözlükte sadece kürtçe girdiler ya da başlıklar olsun diye değil, ayırt etmeksizin bütün dillere ve bütün gruplara saygı duyulması yönünde bir irade oluşturulmuştur. imza veren yazarlar çoğu konuda farklı düşünen ama çeşitliliği zenginlik olarak görme konusunda ortaklaşan kişilerdir. mahlas altında yazsalar da hepsi insandır ve en az ortalama bir sözlük yazarı kadar kendi fikirlerini belirtiyor olma ihtimalleri sözlük yazarları tarafından niyet okumadan kabul edilmelidir. illâ "biz etmeyiz" diyene de şiddet uygulamak, tecrit etmek ya da aşağılamak gibi metnin aslen karşı olduğu tavıra tâbi tutmayacağımız ortadadır.
yazarlarin hayat hikayelerinden bir girizgah ile ic dokmeye ba$ladiklari, sonrasinda ise okumadiklarini belli eden i$aretler biraktiklari metin. bunun zaten bir bildirisi var, manifestosu var, kimse de moderasyon duzenlemeleri hakkinda cikip iki kelam edemiyor.
neden? cunku yazinin icindekileri cimbiz ile cekip saldirmak, ayar verme duygusuyla tatmin olmak cok daha kolay.
hala ve hala, manifestoda belirtilen fikirler ile uyu$an yazarlari bekleyen olu$umdur.
mümkünse mantıklı kararlar vermeye başlasın bu grup. zira acayip can sıkmaya ve sözlükten soğutmaya başlamıştır. sözlükten soğuyorum diye kendimle polemiğe girebilir miyim sevgili moderasyon ?
dtp'nin,pkk'nın üzerinden (üstü kapalı)kürt halkına küfür eden zihniyet,insan hakları,demokrasi,özgürlük gibi kavramları duyunca yerlerinden zıplaması gayet muhtemeldir.
bu bildiri demokrasi adına özgürlük adına ve insan hakları adına ele alınması gerek sağ duyulu yazarların talepleridir.
pkk'yı övücü,kürtçülüğü övücü bir tane madde veya tanımlama olmadığı halde,bazı yazar arkadaşlar bu yönde bir eğilim varmış gibi bilinçli bir yönlendirmenin peşinde olup,maskelerini sözlük ahalesine göstermişlerdir.
gruplaşmak derken;sözlüğün cemaatçi çevreler tarafından bilinçli bir kuşatma altında olduğunu görmezden gelenlerdir.
ve bu bildirinin altına imza atan bizler onurlu mücadelemizi ister sanal ortam,ister günlük yaşamda sürdürmeye tüm kararlılığımızla devam ediceğiz.
neden bu kadar tepki aldığını hala anlayamadım yazar talepleridir. ulan bu adamlar burada yazıyorsa, zaman geçiriyorsa elbet hoşuna gitmeyen, beğenmediği bir durum olduğu zaman bunu "demokratik ve insancıl" şekilde dile getirecektir. işin ilginç tarafı yazılan yazıyı, yazar taleplerini okumadan tepki gösterenlerin, bir süre önce uludağ sözlük moderasyonu başlığına "taraflı moderasyon, keyfi entrylerimizi silen moderasyon, şu moderasyonu, bunu yapan moderasyon" diye serzenişlerde bulunmuş olmalarıdır.
evet ama bu başlık, şikayet ve talepler ağırlık olarak sol görüşlü yazarlar tarafından dile getirildiği için dalga konusudur, gereksizdir öyle mi? veya eleştirenlere, dalga geçmeye çalışanlara, bu taleplerin altına imzasını atmış her yazarı pkk'lı olarak gösterebilenlere, hatta hakaret edebilenlere sormak istiyorum şimdi bu başlığı açıp, insan gibi bir şeyleri doğru düzgün anlatmak yerine uludağ sözlük moderasyonu başlığına küfür mü etseydi bu kadar insan? o zaman haklı bulup, takdir mi edecektin?
sözlükler fazla ciddiye alınıyor, bu kadar ciddiye alınmamalı, yalnızca bir internet sitesidir deniyor. bu benim gözümde bir aciziyet göstergesidir. halihazırda türkiye'de 16 milyon internet kullanıcısı var ve bu oran her geçen gün katlanarak artmakta. sözlükler ise ezilen, düşünceleri hiçe sayılan, sözde bize emanet edilen bir geleceği olan ama emanete sahip çıkalım dediğimizde de öldürüldüğümüz biz gençlerin, türkiye gençliğinin üzerlerindeki ölü toprağını attığı, düşüncelerini sakınmaksızın dile getirebildiği, tartışabildiği, türkiye'de ünlü-ünsüz bir çok insanın takip ettiği, bir kişi veya kurum hakkında yapılan eleştirileri kendi haber sitelerinde veya ulusal basının kimi gazetelerinde yer verdiği, her türlü bilgiye ulaşmanın mümkün olduğu, sinema, tiyatro, resim, müzik gibi sanat dallarında uzman olan insanların bilgilerini paylaştığı, ideolojilerin çarpıştığı, kimi eleştiriye tahammülsüz insanlar tarafından sürekli kapatılmak istenen oldukça ciddi mekanlardır arkadaşlar. bizim sözlükleri fazla ciddiye aldığımızı söyleyenler asıl, sözlüklerin gücünün farkına varamamış olanlardır.
bir başka mesele ise gene bu ciddiyet tartışması üzerinden devam eden ya sev ya terket zihniyeti. sözlükleri var eden bizleriz, internet kullanıcısı olan, yazan, okuyan herkestir bu sözlüğün sahibi. sözlükler bir kişi tarafından kurulmuş olabilir, ama sözlükleri var edenler girileriyle sözlüğe katkı sağlayan yazarlardır, üretenlerdir. kimsenin bizi ''bize ait olan'' bir yerden kovmaya hakkı yoktur, olamaz. buradan gidip gitmeme kararı bizim özgür irademize aittir.
itirazımız da burada başlıyor zaten. uludağ sözlük'te bir ahbap-çavuş ilişkisi vardır. yaklaşık bir sene önce de benzer bir harekete nail olmuş, 20 küsür moderatör değiştirmiş, uludağ sözlük'e adeta aşkla bağlı olan kimi moderatörleri canından bezdirmiş, yeni moderatörlerin gördükleri karşısında bir hafta bile barınamadığı bir mekansa uludağ sözlük, herkesin bir oturup düşünmesi, bir şeylerin yanlış gidip gitmediğinin sorgulanması gerekli öncelikle.
uludağ sözlük'teki bir takım yazarlar moderasyon bölümünde 'bu benim arkadaşım', 'bu benim dostum', 'buna hoşgörülü davranılsın' şeklinde altına not düşülerek kayırılmaktadır. bunlar bizzat moderatör olmuş insanların söylediği şeyler, ben kıçımdan uydurmuyorum. itirazımız da tam buradadır. bu ahbap-çavuş ilişkisine güvenerek fütursuzca davranan, kendi kutsal addettiği değerleri eleştirenleri karşıt fikir üretmeden rica-minnet yoluyla uçurtabilen, ancak bu yaptıklarına tepki gösterilince ana avrat düz gitmekten çekinmeyen ve üstüne üstlük çok daha ileri gidip ''nasıl olsa bana bir şey olmaz, şu moderatör benim arkadaşım'' diyerek başkalarının ideolojilerine, milliyetlerine, dinlerine sövüp sayabilen (eleştiren demiyorum bakın) yazarlara ve bu yazarları kayıran moderasyonadır itiraz. bu bir aymazlıktır çünkü, yozlaşmışlıktır.
kürtçe meselesine gelince. sözlükte herkesin anlaşabileceği ortak dil elbette ki türkçe'dir, bu nedenle de sözlüklerin iletişim dili türkçe'dir. buna kimsenin bir itirazı yok. ancak nasıl ki ingilizce, fransızca, almanca başlıklar açılabiliyor, örneğin bir şarkı/türkü başlığında o türkünün dili neyse altına da o dilde olan sözler yazılabiliyorsa bu kürtçe için de geçerli olabilmelidir. biz ister kabul edelim, ister etmeyelim bugün kürtçe farklı lehçeleriyle, ağızlarıyla 30 milyonu aşkın insanın konuştuğu bir dildir ve artık uluslararası düzeydeki çeşitli internet sitelerinden tutun da çok uluslu şirketler tarafından bu dili konuşan insanlar dikkate alınmaktadırlar. kürtlerin bir ulus-devlet talebinin olması ve bu talebin karşısında mı yanında mı durulacağı mevzusu başka bir şeydir, onların anadillerini konuşma haklarını yoksaymak, kendi dillerinde olan şarkıları, yazıları buraya koymalarına müsaade etmemek çok başka bir şey. itiraz buradadır. içinde kürt kelimesinin geçtiği her başlık ya da yazıda ağzından köpükler saçarak saldırma ihtiyacı hisseden ve ''arkası sağlam'' olan, ''nasılsa beni uçuramazlar'' düşüncesiyle önüne gelene sövüp sayan yazarlara gösterilen ''eşitsiz'', ''adaletsiz'' kayırmayadır.
biz herkese eşitlik, herkese adalet istiyoruz derken bu sözlükteki herkesi kapsamaktadır emin olun. burda kimse suçsuz, günahsız değildir elbette. itiraz da bunadır, insanları provake eden, kışkırtan, birbirlerinin önemli değerlerine bel altı saldırıda bulunmasını sağlayan bu kokuşmuş düzene, tüm bunlara müsaade edilmesine, tek taraflı işleyen adaletedir itiraz. hiçbir şey eleştirilemez değildir, hiçbir ideoloji, din, düşünce, sistem tabu değildir, tabu addedilemez. ancak eleştirilerin dayanağı olması gereklidir. bunun bir dengesi bulunmalıdır. yazarların otokontrole sahip olmaları için sözlük yazarlığının bir anlamı, bir değeri olması gereklidir. insanlar bir hata yaptıklarında bunun bir kaşılığı olduğunu bilmelidir. bugün bluevelve'nin, brick top'un maruz kaldıkları bu muamele eğer sözlükte kayrılan yazarlara da uygulanmıyorsa bir şeyler yanlış gidiyor demektir. itirazımız, bu söylediğimin altını çiziyorum ki ne demek istediğimi anlayacaktır kastettiklerim, ''reklamın iyisi kötüsü olmaz'' mantığında hareket edenleredir. reklamın pekala iyisi kötüsü olur. biz buranın iyi bir şöhretle anılmasını, daha iyi bir yer olmasını istiyoruz. biz hata yapanların hatalarının karşılıksız kalmamasını istiyoruz, ''hata yapan herkesin'' hatalarının karşılıksız kalmamasını istiyoruzz.
şundan da emin olun ki bu eşitliğe, adil davranmaya karşı çıkan insanlar bu sülük düzenden, ahbap-çavuş ilişkisinden çıkarları olanlardır, bu düzenin değişmesi halinde kendi ''ayrıcalıklı'' konumlarını kaybedecek olanlardır.
şundan emin olun ki, içinde adalet duygusu olanlar adalet gün geldiğinde kendisi için işlediği zaman buna hiçbir itirazı olmaz. kendimden örneklendireyim. bu sözlükte birçok kez itü'yü övmüşümdür. kısa zaman önce yazdığım bir giriden sonra itü'den uçuruldum, yani yazma hakkım elimden alındı ve şu an istesem de, istemesem de beklemek durumundayım orada tekrar yazmak için. bu benim itü yönetimine olan güvenimi sarsmak bir kenara dursun, daha da güçlendirmiştir. çünkü ne yaptığımın gayet farkındaydım, bu yaptığımın bir bedelinin olacağını biliyordum ve şu an da bu yaptığımın bedelini ödüyorum. benim uludağ sözlük'te görmek istediğim tam da budur. insanlar yazdıklarının arkasında durabilmeli ve gerektiğinde bu yazdıkları yüzünden bir bedel ödemeleri gerekirse bu bedeli ödemeleridir. bunun yönetimle olan ilişkisi de yazar alımlarıdır. uludağ sözlük'te yazar alımlarının açık olması yazar uçurmanın bir yaptırım olmasından çıkmasına neden olmaktadır. yazarların bir otokontrole sahip olmaları isteniyorsa yazarlara adil davranılması şarttır. tüm bunlar sağlanmadığı sürece uludağ sözlük her geçen sene, her geçen gün daha da kötüye gitmeye mahkumdur.
eğer burayı yönetenler buranın ekşi'nin, itü'nün seviyesinde olmasını istiyorlarsa bunun yalnızca alexa traffic rank'ının artmasıyla olmayacağının farkına varmalıdırlar artık. eğer istemiyorlarsa ceketini alıp çıkmaları ve burayı daha iyi bir yer yapmak için çabalayacak insanlara koltuklarını devretmeleri gereklidir. burayı daha iyi bir yer yapmak için çabalayan yazarlar, moderatörler değil, mevcut taraflı uygulamalara imza atanlar, buranın her geçen gün daha kötü bir yer olmasına katkı sağlayanlar terketmelidir uludağ sözlük'ü.