Fazla ilgilidir ve fazla meraklı.
Nerde kimleyim herşeyden haberdar olmak ister.
20li yaşlarda olmama rağmen her şey için izin alırım. Bu çok sıkıcı. Yine de seviyorum onu.
Müzik zevki harika olan insan. Evde derdimi anlattığımda en mantıklı cevapları veren insan. Birlikte konserlere gittiğim,maçlara gittiğim tam kafa olan insan.
En sevdiğim tatlışım benim.
Şimdi hadi bir kafeye gidelim diye söyleniyor içerden ama çok yorgun olduğum için gidemeyeceğim. Sorry appa.
Fiziğiyle Salvador Dali ve David Niven üçlemesi oluşturacak benzerlikte. Bana göre daha yakışıklı tabii. Aslan burcu derin gri mavi gözler, limon damlalarıyla tarayıp arkaya yatırdığı saçlar.
Giyinmeyi ve ayakkabıları ve kitapları sever. Eski Amerikan ve savaş filmleri takipçisi. Dinlenme zamanlarında Teks okur.
Fenerbahçe ve dört yılda bir gelen olimpiyatları önemser, heyecanlanır.
Amerikan Sineması, Elvis Presley, Led Zeppelin, Frank Sinatra, Perry Como, Marilyn Monroe, Queen, Mieille Mathieu, Joseph Haydn, Steve McQueen, Rock ve kitaplar masterımı yapmama hayli katkı sağlamıştır.
Ölen bir arkadaşının yüzüğünü sağ elinin serçe parmağında muhafaza ederek günde 2 paket sigara, düzenli olarak da viski keyfi yerindeyse de puro içer.
Golden Smart sigaralarını bana ayırmayı ihmâl etmez.
Vals, dans ve annemin uçuş uçuş eteklerine bayılır.
Et, püre, denizler, ören yerleri, tapınaklar, Mısır, iran, Avusturya, Bosna, Mercedes, Mazda, Pontiac otomobiller en sevdikleri arasında.
Mark Spitz'e hayran, annemin boks maçlarını neden izlediğini halâ bulamamış, gazetelerin bulmacalarını çözmeden bırakmayan;
Benim en derin hislerle bağlı olduğum, kalp atışlarımı borçlu olduğum sevilesi, yanakları mınnak mınnak edilesi, hayvanlara ihtimam gösteren, annem hastaneye yattığında gözlerinden yaşlar süzülmüş, ağabeyim kendisine yeni alınmış Honda motorla evin önündeki caddeden hızla geçerken o'nu görmüş ve motoru anında satmış adamdır.
Ben küçükken babam büyükelçi ile ofisinde konuşuyordu ve pencereler açıktı. Yerdeki minik taşları atarak bana bakmalarını sağlamak istedim. Ayy nasıl bi terbiyesizlik. Bana bakışlarını unutamıyorum, avuçlarımdan patır patır ayaklarımın dibine düştü çakıllar aniden ve korkudan amk.
Akşam eve döndüğümüzde bir öfke patlaması duvarın dibini boyladık ağabeyimle beraber.
Bu arada ağabeyimde çok çekmiştir benden hee, o'na buradan özürle.
Bir masal gibi diyelim ve noktalayalım.
Sevgi ve selâmla, kalp, kalp, kalp.
suratım asılmasın diye bana söylemesi gereken şeyleri kendi söyleyemiyor.
örneğin yanlarına gidiyorum, o etek çok kısa olmamış mı demiyor da direkt ya anneme söyletiyor ya da o eteğin boyunu biraz kısa buldum diyor. saf adam ya..
telefonla konuşurken, duyamıyorum deyip sırf keyiften telefonu hoparlöre alıp, "ELLER SERBEST HSHFHGJGJHJH" diye güldükten sonra telefon görüşmesine, telefon göbeğindeyken devam eden babadır.
Baba olunca anlarsınız beyler şimdi atıp tutuyorsunuz da.
Nişanda yüzük takılırken gözleri dolduğu için dışarı çıkan adamdır kurban olayım ona. Hakkını hiç bir zaman ödeyemem. Karakter olarak kişilik olarak hayattaki tek idolüm olur kendisi. Öperim o gözlerinden.
şükürler olsun ki beni gerçekten çok iyi yetiştiren bir babadır.
iyi ki bana hiçbir zaman ped almayacak kadar örümcek kafalı, iyi ki pıttışım kanadığında ay baba pıttışım kanıyor diye yanına koşacağım kadar gavat değil, iyi ki yobaz bir türk erkeği.
seni seviyorum bıbıcım.
edit:malum kişi paragöt05 yine kaçmış, olsun.biraz yüzü kızardıysa ne mutlu.