a) Özne durumunda şahıs zamirleri:
Ez (ben)
Tu (sen)
Ew (o)
Em (biz)
Hûn (siz)
Ew (onlar)
b) Tümleç durumunda şahıs zamirleri:
Min (beni)
Te (seni)
Wî (eril) /Wê (dişil) (onu)
Me (bizi)
We (sizi)
Wan (onları)
Örnek:
Tu min dibînî. (Beni görüyorsun.)
Ji bo te (Senin için)
**Eğik durumdaki şahıs zamirleri, iyelik rolü de üstlenir:
Hespên min, te, wî/wê, me, we, wan (Benim, senin, onun, bizim, sizin, onların atları)
** ê zamiri:
Tekil üçüncü şahısta ve eğik durumda, şahıs zamirinin ancak aşağıdaki hallerde kullanılan ve iki cinste de ortak olan kısa bir ê biçimi vardır:
a) Doğrudan bir fiile bağlı dolaylı tümleç:
Min got wî ya da wê yerine => Min got ê. (Ben ona söyledim.)
Min da wî ya da wê yerine => Min da ê. (Ben ona verdim.)
*Bu ê, fiile bitişik de yazılabilir.
b) Bir edatla bağlantılı dolaylı tümleç:
Bi wî ya da bi wê yerine => Pê ya da vê kullanılır. (onunla)
Ji wî ya da ji wê yerine => Jê kullanılır. (ondan)
Li wî ya da li wê yerine=> Lê kullanılır. (onun üstüne)
Di wî re ya da Di wê re yerine=> Tê re kullanılır. (onun arasında).
**Aynı işlevi görmek üzere, vî, vê => wî ve wê işaret zamirlerinin yerine de kullanılabilir.
Dönüşlü Şahıs Zamiri : Xwe
Xwe (kendi) bir cümlede, doğrudan ya da dolaylı tümleç ya da ad tümleci (iyelik) olarak kullanılabilir.
a) Xwenin fiil tümleci olarak kullanımı:
Örneklerle açıklamak daha kolay:
1) Ez xwe dibînim. (Ben kendimi görüyorum.)
2) Tu xwe dibînî. (Sen kendini görüyorsun.)
3) Ew xwe dibîne. (O kendini görüyor.)
4) Em xwe dibinin. (Biz kendimizi görüyoruz.)
5) Hûn ji xwe re goşt bikirin. (Siz kendinize et satın alacaksınız.)
6) Ew masê li ber xwe datînin. (Onlar masayı kendi önlerine koyuyorlar.)
**Geçişli cümlelerde de durum aynıdır;
Me xwe êşand. (Biz kendimize acı verdik.)
Min xwe dît. (Ben kendimi gördüm.)
b) Xwenin iyelik zamiri olarak kullanımı:
1) Ez hespê xwe dibînim. (Ben kendi atımı görüyorum.)
2) Tu kitêba xwe dixwînî. (Sen kendi kitabını okuyorsun.)
3) Ew diçe gundê xwe. (O kendi köyüne gidiyor.)
4) Em di konê xwe de ne. (Biz kendi çadırımızdayız.)
5) Hûn diçin gundê xwe. (Siz kendi köyünüze gidiyorsunuz.)
6) Ew ji bajarê xwe dernakevin. (Onlar kendi şehirlerinden çıkmıyorlar.)
**Aşağıdaki cümlelerinin her birinde, bir çok özne var, xwe onların tümünün birden yerini tutar.
=> Soro û Lezgîn bi bavê xwe re diaxêvin. (Soro ve Lezgîn kendi babalarıyla konuşuyorlar.)
=> Ez û tu, em diçin cem cîranê xwe. (Ben ve sen kendi komşumuza gidiyoruz.)
**iyelik, öznelerin tümü için değil de yalnız bir tanesi için söz konusuysa o zaman XWE KULLANILMAZ! O şahısa özgü zamir kullanılır.
=> Min û te, me keriyê te anî gund. (Ben ve sen, senin sürünü köye götürdük.)
Daha spesifik olarak;
Soro û Lezgîn û deya xwe hatin dersek => Soro, Lezgîn ve anneleri geldi demiş oluruz. Yani Soro ve Lezgînin annesi.
*Fakat anne sadece birine aitse;
Soro, Lezgîn û deya wî hatin deriz => Yani, Soro, Lezgîn ve annesi geldi.
XWEnin kullanımına başka örnekler:
**Ew dersa xwe dixwîne. (O kendi dersini okuyor.) eğer Ew dersa wî dixwîne deseydik; başkasının dersini okuyor anlamına gelirdi.
**Ez te û birayê xwe dibînim. (Ben seni ve kendi kardeşimi görüyorum.) Eğer Ez te û birayê te dibînim deseydik seni ve kardeşini görüyorum demiş olurduk.
**Ez pezê me diçêrînim. (Koyunlarımızı otlatıyorum.) => Bu cümlede xwe KULLANILMAZ! Çünkü Özne Ez tekildir, fakat aitlik çoğul yani medir. Ez pezê xwe diçêrînim dersek; kendi koyunlarımı otlatıyorum olur yani; minin yerine geçer.
işdeş Zamir: HEV
Hev dışında başka ağızlarda kullanılan değişik versiyonları mevcut ama sık kullanılanı hevdir. Bir işi, birden fazla öznenin karşılıklı ya da birlikte yapma durumunda kullanımına ihtiyaç duyulur.
1) Hevin dolaylı ya da dolaysız fiil tümleci olarak kullanımı:
Em hev dibinin. (Biz birbirimizi görüyoruz.)
Hûn ji hev re goşt bikirin. ( Siz birbiriniz için et satın alın.)
Me hev dît. (Birbirimizi gördük.)
Zînê û Gulê hev maç kir. (Zînê ve Gulê öpüştüler.)
**Hev çoğu zaman fiil deyimleri ve bileşik fiiller yapmaya yarar:
Li hev hatin: Mutabık kalmak, anlaşmak
Bi hev çûn: Kavga etmek
Li hev siwar kirin: Kurmak, birleştirmek
Ji hev nas kirin: Ayırt etmek
!!!Hevle belirtilen sözcükler daima çoğuldur.
2) Hevin iyelik olarak kullanımı:
*Em ap û pismamên hev nas dikin. ( Biz birbirimizin amca ve amcazadelerini tanıyoruz.)
*Em birayên hev in. (Biz birbirimizin kardeşiyiz.)
*Ferzo û Biro qala hev dikir. (Ferzo ve Biro birbirlerinden söz ediyorlardı.)
*Em diçin malên hev. (Biz birbirimizin evlerine gidiyoruz.)
3) Hevin edat tümleci olarak kullanımı:
Bi, di, ji gibi edat zamirleriyle çatılan hev aşağıdaki gibi büzülme yapar:
Bi hev yerine => pev, pêk ya da vêk
Di hev yerine=> tev ya da têk
Ji hev yerine=> jev ya da jêk
Li hev yerine=> lev ya da lêk
Mîr Celadet Elî Bedirxanın kitabından yararlanılmıştır.
1) Özne durumu ya da yalın durum: Özne durumunda belirli ad, cinsi ve sayısı ne olursa olsun, yalın biçimini korur, yani EK ALMAZ.
a) Tekil eril:
Hesp hat. (At geliyor.)
Mirov dixwe. (Adam yemek yiyor.)
b) Tekil dişil:
Mehîn dibeze. (Kısrak koşuyor.)
Dotmam dikene. (Amca kızı gülüyor.)
c) iki cinsin çoğulu:
Hesp hatin. (Atlar geliyorlar.) => Çoğul olduğunu fiil çekiminden anlıyoruz.
Mirov dixwin. (Adamlar yemek yiyorlar.)
2) Tümleç durumu ya da eğik durum: Cümlede bir tümleç işlevi gördükleri zaman; tekil eril için î, tekil dişil için ê, her iki cinsin çoğulu için an eklerini alırlar.
Eğik durumlardaki ad çekimleri şunlardır:
a) Tekil eril:
Ez hespî dibînim. (Ben atı görüyorum.)
Ez mirovî dibînim. (Ben adamı görüyorum.)
b) Tekil dişil:
Ez mehînê dibînim. (Kısrağı görüyorum.)
Ez dotmamê dibînim. (Amca kızını görüyorum.)
c) iki cinsin çoğulu:
Ez hespan dibînim. (Atları görüyorum.)
Ez mirovan dibînim. (Adamları görüyorum.)
Ez mehînan dibînim. (Kısrakları görüyorum.)
Ez dotmaman dibînim. (Amca kızlarını görüyorum.)
Özel durum: -a ya da e içeren eril adların özel bükümü=> bu adlarda a ya da e ünlüsü êye bükünerek tümleç durumu oluşturabilir. Yani; hespî yerine hêsp, aşî yerine êş olabilir.
Örneğin; Ez hespî dibînim yerine Ez hêsp dibînim. denir.
Ez ji aşî têm (Değirmenden geliyorum) yerine Ez ji êş têm denir.
*Ga (öküz), xanî (ev), ba (rüzgar), çiya (dağ), kevir (taş), kew (keklik) ve Bozan, Xabûr gibi özel adlar da aynı kategoriye girer.
*Bir sözcük a ve e ünsüzlerinin ikisini birden, ya da iki tane a, iki tane e içerdiği takdirde, daima ikinci ünlü büküm alır.
ezman => ezmên
welat => welêt
bajar=> bajêr
beran=> beren
Not: Günümüzde tekil eril eğik durum artık a ve e ünlülerinin bükülmesiyle sağlanmaktadır. Bunların ikisini de içermeyen sözcüklerse değişikliğe uğramaz. (örn. 2) Ancak a ya da e ünlüsünün bükülmesiyle eğik durum oluşumu, onları içeren sözcük bir gösterme (işaret), belgisizlik, soru ya da sayı sıfatından sonra geldiği zaman î kullanmak zorunludur!
Örnek 1;
Tu kîjan hespî dixwazî? (Hangi atı istiyorsun?)
Ez ji vî aşî têm. (Bu değirmenden geliyorum.)
Ez çel beranî dibînim. (40 koyun görüyorum.)
Örnek 2: ez mirovî dibînim yerine ez mirov dibînim deniliyor.
-anlı sözcükler:
-anla biten sözcükler iki kategoriye ayrılır: birinci kategoride an eki, sözcüğün ayrılmaz bir parçasıdır.
Örneğin;
Baran (diş.) yağmur
Derman (er.) ilaç
Garan (diş.) sığır sürüsü
Kevan (er.) yay
Dran (er.) diş
Rewan (diş.) Erivan
*Bütün bu sözcükler düzgün tümleç durumu oluştururlar.
ikinci kategoride an soneki, çoğulun eğik durumunu belirten ad çekim ekidir. O yüzden başka bir ek almazlar.
Ez ji Botan têm. (Botandan geliyorum.) Ez ji Botanê têm DENMEZ!
Ez çûme Xerzan. (Xerzana gittim.) Ez çûme Xerzanê DENMEZ!
***Tek istisna Gulandır. Nîve Gulanê (Mayıs ortası)
2) SESLENME
Seslenme çekim ekleri şunlardır:
a) Tekil eril; -o
Mirovo (ey adam)
Xorto (ey delikanlı)
1) Eğer adımız özne durumundaysa; ad fazladan hiçbir ek almadan, takı almış durumda kalır. Neydi yalın durumdaki belgisiz takılarımız; tekil eril ve tekil dişil için ek, her iki cinsin çoğulu için in.
a) Tekil eril:
Mirovek (bir adam)
Hespek (bir at)
b) Tekil dişil:
Dotmamek (bir amca kızı)
Mehînek (bir kısrak)
c) Her iki cinsin çoğulu:
Mirovin (adamlar)
Dotmamin (Amca kızları)
2) Tümleç durumunda ya da eğik durumundaysa; ad yalın belgisiz durumdayken aldığı ekleri korur; ayrıca tekil eril için î, tekil dişil için ê, her iki cinsin çoğulu için a eklenir.
a) Tekil eril:
Ez mirovekî dibînim. (Bir adam görüyorum.)
Ez hespekî dikirim. (Bir at satın alıyorum.)
b) Tekil dişil:
Ez dotmamekê dibînim. (Bir amca kızı görüyorum.)
Ez mehînekê dikirim. (Bir kısrak satın alıyorum.)
c) Her iki cinsin çoğulu:
Ez mirovina dibînim. (Adamlar görüyorum.)
!! Belgisiz durumdaki adlar, seslenme durumuna giremez!!
Not: -in belgisizlik takısı kullanmayan ağızlarda çoğulun eğik durumunun yani ina takısının yerine şunlar kullanılabilir:
*Ez hespina dibînim (Atlar görüyorum) yerine Ez hinek hespan dibînim. (Birtakım adlar görüyorum.)
*Son olarak da; ünlüyle biterse adımız, -y kaynaştırması getiririz.
Paleyekî (bir orakçı) gibi..
Ad yalın haldeyken taşıdığı anlamın belirginliğinde ve genişliğinde değişiklik yapmak için ona eklenen bazı öğelere takı diyoruz. Takılar şunları göstermeye yarar:
1) Ad belirgin olduğu halde, bir başka sözcükle onu daha belirgin duruma getirmek;
Hesp-ê Soro (Soronun atı)
2) Belirsiz durumda olduğunu göstermek;
Hesp-ek (Bir at)
A) Tamlama Takısı
Tamlama takısı yalın haldeki bir ad ile onu tamlayacak olan her öğe (epitet, ad, zamir, sözcük grubu) arasında ilinti kurmak için kullanılır. Takıldığı sözcüğün cinsine ve sayısına göre aşağıdaki biçimleri alır:
-ê tekil eril için
-a tekil dişil için
-ên her iki cinsten çoğul için
1) Tekil Eril:
* Bir epitetle belirli adlar:
Hespê boz (boz at)
Nanê hişk (kuru ekmek)
Goştê sor (kırmızı et)
Darê stûr (kalın sopa)
Konê reş (kara çadır)
*Bir zamirle tamlanan adlar:
Hespê min (Benim atım)
Nanê te (Senin ekmeğin)
Goştê wî (Onun eti)
Darê me (Bizim sopamız)
Konê we (Sizin çadırınız)
Hespê wan (Onların atı)
2) Tekil dişil
*Bir epitetle tamlanan adlar:
Mehîna qenc (iyi kısrak)
Şeva sar (soğuk gece)
Kêra piçûk (küçük bıçak)
Ava germ (sıcak su)
Dara heşîn (yeşil ağaç)
Mirîşka qelew (yağlı tavuk)
*Bir adla tamlanan adlar:
Mehîna Soro (Soronun kısrağı)
Şeva baranê (yağmur gecesi)
Kêra pola (çelik bıçak)
Ava çem (dere suyu)
Dara gund (köyün ağacı)
Mirîşka pîrê (yaşlı kadının tavuğu)
*Bir zamirle tamlanan adlar:
Mehîna min (benim kısrağım)
Şeva te (senin gecen)
Kêra wî (onun bıçağı)
Ava me (bizim suyumuz)
Dara we (Sizin ağacınız)
Mirîşka wan (Onların tavuğu)
3) Her iki cinste çoğul
*Bir epitetle tamlanan adlar:
Hespên boz (boz atlar)
Mehînên qenc (iyi kısraklar)
Kêrên mezin (büyük bıçaklar)
Avên sar (soğuk sular)
*Bir zamirle tamlanan adlar:
Hespên min, te, wî/wê, me, we, wan (benim, senin, onun, bizim, sizin, onların atları)
Mehînên min, te, wî/wê, me, we, wan (benim, senin, onun, bizim, sizin, onların kısrakları)
B) Belgisiz Takı
*Yalın haldeki belirli ad belgisizlik takısı denilen takının eklenmesiyle belirli kılınabilir. Tekil dişil ve eril için ek, her iki cinsin çoğulu için in.
Örneğin;
Hespek (bir at) Hespin (atlar)
Nanek (bir ekmek) Nanin (ekmekler)
Darek (bir sopa) Darin (sopalar)
Mehînek (bir kısrak) Mehînin (kısraklar)
Şevek (bir gece) Şevin (geceler)
Kêrek (bir bıçak) Kêrin (bıçaklar)
** Belgisiz durumdaki ad gene de bir tümleçle ya da epitetle tamamlanmış olabilir. O zaman belgisizlik takısı aşağıdaki biçimleri alır:
-ekî (tekil eril için)
-eke (tekil dişil için)
-ine (her iki cinsin çoğulu için)
1) Tekil eril:
*Belgisiz durumda, ama bir epitetle tamamlanmış adlar:
Hespekî boz (boz bir at)
Nanekî hişk (kuru bir ekmek)
Goştekî sor (kırmızı bir et)
Darekî stûr (kalın bir sopa)
Konekî reş (kara bir çadır)
*Belgisiz durumda, ama bir adla tamamlanmış adlar:
Hespekî Soro (Soronun bir atı)
Nanekî tenûrê (bir tandır ekmeği)
Goştekî golikan (bir dana eti)
Darekî şiven (bir çoban sopası)
Konekî koçeran (bir göçer çadırı)
*Belgisiz durumda, ama bir zamirle tamamlanmış adlar:
Hespekî min, te, wî/wê, me, we, wan (Benim, senin, onun, bizim, sizin, onların bir atı)
2) Tekil dişil:
*Belgisiz durumda ama bir epitetle tamamlanmış adlar:
Mehîneke qenc (iyi bir kısrak)
Şeveke sar (soğuk bir gece)
Kêreke piçûk (küçük bir bıçak)
Dareke mezin (büyük bir ağaç)
Mirîşkeke reş (kara bir tavuk)
*Belgisiz durumda, ama bir adla tamamlanmış adlar:
Mehîneke Soro (Soronun bir atı)
Şeveke baranê (bir yağmur gecesi)
Kêreke pola (bir çelik bıçak)
Aveke çeman (bir dere suyu)
Mirîşkeke pîrê (ihtiyarın bir tavuğu)
*Bir zamirle tamamlanmış adlar:
Mehîneke min, te, wî/wê, me, we, wan (Benim, senin, onun, bizim, sizin, onların bir kısrağı)
5) û ile biten sözcükler: bağlantı -w ile sağlanır, ve -ûnun yerine i geçer. Ama, bazı bölgelerde wnun yerine y kullanılır ve ûda değişiklik olmaz. Belgisizlik takısıyla büzülmüş hali vardır.
Kürtçede Takılar (1:#25645379) ve (2:#25645462) den sonra (3) ise $öyledir:
Öncelikle diğer iki yazıda gördüğümüz takılarımızı hatırlayalım;
1) Tamlama takısı:
-ê tekil eril için
-a tekil dişil için
-ên her iki cinsten çoğul için
2) Belgisiz takı:
*Yalın haldeyse;
-ek tekil ve dişi eril için
-in her iki cinsin çoğulu için
*Belgisiz durumdaki ad, bir tümleç ya da bir epitetle tamamlanmışsa;
-ekî (tekil eril için)
-eke (tekil dişil için)
-ine (her iki cinsin çoğulu için)
********
A) Tamlama takıları olan ê, -a ve ên eskiden; -yê (onunki-eril) ya (onunki-dişil) ve yên (onlarınki-çoğul) olarak kullanılıyordu. Günümüzde bu kullanıma belli yöreler hariç pek rastlanmıyor. Fakat; ikisi aynı anlamı vermediği için bunları bilmekte de yarar var.
Örneklerle açalım;
1) Ev hespê Soro ye. (Bu Soronun atıdır.) => Ev hesp yê Soro ye. (Bu at Soronunkidir.)
2) Ev mehîna Soro ye. (Bu Soronun kısrağıdır.) => Ev mehin ya Soro ye. (Bu kısrak Soronunkidir.)
3) Ev hespên Soro ne. (Bunlar Soronun atlarıdır.) => Ev hesp yên Soro ne. ( Bu atlar Soronunkilerdir.)
B) Yalın haldeki belgisiz ad için geçmişte yek kullanılıyordu. Günümüzdeyse y düşmüş, yalnızca ek kalmıştır. Yalın haldeki belgisiz ad için, çoğul belgisizlik takısı da hin (birtakım, bazı) kullanılıyordu. Hala da kullanıldığına rastlanır.
Örneğin;
yek hesp = bir (tek) ad =>> hespek
yek mehîn = bir (tek) kısrak =>> mehînek
hin hesp = birtakım/bazı atlar =>> hespin
hin mehîn = birtakım/bazı kısraklar =>> mehînin
**hin yerine hinek kullanıldığı da görülmektedir.
C) Belgisiz durumdaki ad, bir tümleç ya da bir epitetle tamamlanmışsa eskiden şu şekilde kullanılıyordu:
(Botanda bazı yörelerde hala yaşamaktadır.)
Eski | Yeni
Hespek yê Soro (bir at, Soronun atı) | Hespekî Soro (Soronun bir atı)
Mehînek ya Soro (bir kısrak, Soronun kısrağı) | Mehîneke Soro (Soronun bir kısrağı)
Hespin yên Soro (atlar, Soronun atları) | Hespine Soro (Soronun atları)
*Uyarı! Eğer çoğul ve bir tümleç ya da epitetle tamamlanmış sözcüklerde hin kullanmak istiyorsak; hin hespên Soro demeliyiz. =>> hin hespine Soro YANLIŞTIR!
**Başka bir kullanım:
-î (eril) ve e (dişil) son ünlüleri, Türkçedeki belgisiz (bir) sıfatı gibi, sıfatların önünde başlıbaşına kullanılabilirler.
Örneğin;
Ev hesp î qenc e. (Bu at, iyi bir attır.)
Ev mehîn e qenc e. (Bu kısrak, iyi bir kısraktır.)
**Çoğul halinde bu görevi -en üstlenir.
Ev hesp en qenc in. (Bu atlar, iyi atlardır.)
Mîr Celadet Elî Bedirxanın kitabından yararlanılmıştır.
Kürtçe Sözcüklerde Eril ve Di$il Ayrımı ise $öyledir:
A) Canlı varlıkları gösteren sözcüklerin cinsi:
1) Erkek varlıkları gösteren bütün cins adlarla, özel adlar erildir.
Örneğin;
Mirov (adam, erkek)
Bav (baba)
Cotkar (çiftçi)
Rîspî (ileri gelen, ak sakallı, yaşlı)
Hesp (at, aygır)
Beran (koç)
Nêrî (teke)
Soro (erkek özel adı)
2) Dişi varlıkları gösteren bütün cins ve özel adlar dişildir.
Örneğin;
Jin (kadın)
Dê/ Dayik (anne)
Kebanî (ev kadını)
Çêlek (inek)
Mehîn (kısrak)
Mî (koyun)
Bizin (keçi)
Rewşen (kadın özel adı)
istisna: Baran (yağmur), Keser (acı, sıkıntı), Şêr (aslan), Xem (gam, keder) erkek ya da kadın özel adı olarak kullanılabilirler, o durumda uygun olan cinsi edinirler.
3) Bazı hayvanların erkek ve dişi oluşuna göre değişik ad alırlar. Fakat bazı hayvanların tek bir cinsi vardır.
5) Bazı durumlarda hayvanın cinsiyetini belirten sıfat adın önüne eklenir ve yeni bir bileşik sözcük ortaya çıkar.
Örneğin;
Nêreker (erkek eşek)
Maker (dişi eşek)
Nêrekew (erkek keklik)
Mêkew (dişi keklik) *marî de denir.
Mange (inek)
Dêlegur (dişi kurt)
B) Canlı varlıklardan başka nesneleri gösteren sözcüklerin cinsi:
1) Şunlar erildir:
*Yekden (Bir) başka bütün sayı adları
*Akarsuları gösteren sözcükler ve özel adlar
*Madenlerin ve metallerin adları
*Ad olarak kullanılan renklerin adları
*Büyükbaş ve küçükbaş hayvanlardan elde edilen ürünlerin çoğu ve bütün süt mamullerinin çoğu.
istisna olarak; hirî (yün), liva (ince yün), lorik (lor peyniri) dişildir.
2) Şunlar dişildir:
*Oturulan yerleri gösteren adları. istisna olarak; kon (çadır), xanî (ev), axur (ahır), stewl (tavla) sözcükleri erildir.
*Taşıtları ve ulaştırma araçlarını gösteren adlar.
*Akarsu adları dışında, bütün coğrafi özel adlar (şehirler, ülkeler, dağlar vb.)
*Gökte bulunan ya da gökten düşen herşeyi belirten sözcükler ve atmosfer olaylarının çoğu. istisna olarak; ezman (gök) ve ba (rüzgar) erildir.
*Zamanı ve bölümlerini gösteren sözcüklerin çoğunluğu. Bazıları birkaç lehçede erildir.
*Hastalıkları, ağrıları, yaraları gösteren adlar.
*Ekmek (nan) ve benzerleri ile et (goşt) hariç, pişmiş yemeklerin adları.
*istisnasız olarak gövdesine î getirilerek yapılan bütün soyut sözcükler:
Mezinahî (büyüklük)
Spehîtî (güzellik)
Dirêjahî (uzunluk)
Mêranî (cesaret)
Camêrî (cömertlik)
Xizanî (fakirlik)
=> Somut bir anlam taşıdığı takdirde, -ili adlar eril olabilir. Örneğin; belekî (kar tanesi), karwanvanî (kervancı)
*Ad olarak kullanılan bütün mastarlar; Nalîn (inleme), Mirin (ölüm), Dayîn (Bağış), Jîn (besin, yiyecek).
C) Değişik cinste sözcükler
*Normalde eril oldukları halde gösterdikleri kişi kadın olan sözcükler dişil olabilirler.
Örneğin;
Heval er. (arkadaş), hevala min (kadın) arkadaşım
Dijmin er. (düşman), dijmina min (kadın) düşmanım
Dost er. (dost), dosta min (kadın) dostum
Cîran er. (komşu), cîrana min (kadın) komşum
Mîr er. (emir), Mîra Botan ( Botan emiresi)
* Ad olarak kullanılan sıfatlar erkek bir varlığı gösterdikleri zaman eril, dişi bir varlığı gösterdikleri zaman dişil olurlar.
Delalê min (erkek) sevgilim
Delala min (kadın) sevgilim
*Anlamına göre cinsi değişen bazı sözcükler;
Mal diş. (ev) => Mal er. (mal, mülk)
Ben diş. (tarla sekisi) => Ben er. (bağ, ilinti)
Dar diş. (ağaç) => Dar er. (odun)
*Bu yazı tamamiyle Mîr Celadet Elî Bedirxanın kitabından alınmıştır.
bugünkü dersimiz edilgen çatılar üzerinedir. edilgen çatılardan bahsedecek olursak:
Avaniya Tebatî Kürtçede edilgen çatıdır. ingilizcede bunun karşılığı passive voicetur.
Bir cümlenin aktif kullanımında yüklemi yapan bellidir ve özne olarak adlandırılır. Pasif kullanımında ise özne yüklemden etkilenir. Ayrıca eylemi yapanın, yani öznenin bilinmediği veya önemli olmadığı durumlarda pasif kullanılır.
Kürtçede edilgen çatı hatin fiiliyle kurulur.
Hemen bir örnekle açalım, daha sonra tek tek farklı zamanlarda edilgenlik nasıl kurulur onu görelim.
Min pirtûk xwend. (Ben kitap okudum.)
Pirtûk hat xwendin. (Kitap okundu.)
A) Avaniya Tebatî (DEMA NIHA)
Edilgen çatının şimdiki zamanında hatin=> tê/tê-ne dönüşür.
Eğer nesnemiz (sözde özne) tekilse tê, çoğulsa tên kullanılır. Esas fiilimiz her zaman mastar haliyle kullanılır.
Örneklerle görelim:
*Kinc tê dirûtin. (Giysi dikiliyor.) çoğul olsaydı; Kincên tên dirûtin. (Giysiler dikiliyor.)
*Xanî tê avakirin. (Ev inşa ediliyor.)
*Sêv tê xwarin. (Elma yeniliyor.)
Peki olumsuz yapmak istersek ne yapacağız? O zamanda tê ve tên yerine nayê veya nayên kullanacağız.
*Kinc nayê dirûtin. (Giysi dikilmiyor) çoğul olsaydı; Kincên nayên dirûtin. (Giysiler dikilmiyorlar.)
*Xanî nayê avakirin. (Ev inşa edilmiyor.)
*Sêv nayê xwarin. (Elma yenilmiyor.)
!!!! Şayet kişilere göre çekecek olursak şöyle olur;
Ez têm dîtin. (Görülüyorum.)
Tu têyî vexwendin. (Davet ediliyorsun.)
Ew tê dîtin. (Görülüyor.)
Em tên pêşwazîkirin. (Karşılanıyoruz.)
Hûn tên vexwendin. (Davet ediliyorsunuz.)
Ew tên pêşwazîkirin. (Karşılanıyorlar.)
*Yukarıdaki cümlelerde şahıs zamirleri özne değil sözde özne durumundalar. Örneğin; görülüyorum derken gören kişi ben değil, bir başkası ama belirtilmemiş. Hatin fiilini şimdiki zamanda, kişi zamirlerine göre çekiyoruz. Olumsuzuysa sırasıyla; nayêm, nayêyî, nayê, nayên, nayên, nayên şeklindedir.
B) Avaniya Tebatî (DEMA BÊ)
Edilgen çatının gelecek zamanında hatin => bê/bên ya da were/werine dönüşür. iki kullanım da doğrudur. Ek olarak, gelecek zaman edatı dê kullanılır.
Nesnemiz(sözde özne) tekilse; bê ya da were, çoğulsa bên ya da werin kullanırız. Esas fiilimiz mastar halinde kullanılır.
Örnekler;
*Kovar dê bê çapkirin. (Dergi basılacak) ya da Kovar dê were çapkirin.
*Dar dê bê çandin. (Ağaç dikilecek.) / Dar dê were çandin.
*Çêlek dê bê dotin. (inek sağılacak.) /Çêlek dê were dotin.
*Rojname û kovar dê bên/dê werin xwendin. (Gazete ve dergi okunacak.)
Olumsuz
Edilgen çatının gelecek zamanında olumsuzluk anlamı vermek için neyê/neyên kullanılır. Sözde özne tekilse neyê, çoğulsa neyên.
Örneğin;
Kovar dê neyê çapkirin. (Dergi basılmayacak.)
Rojname û kovar dê neyên xwendin. (Gazete ve dergi okunmayacak.)
C) Avaniya Tebatî (Dema Boriya Têdeyî)
Dili geçmiş zamanın edilgen çatısında hatin => hat/hatina dönüşür. Sözde öznemiz tekilse hat, çoğulsa hatin kullanırız. Esas fiil, diğerlerinde olduğu gibi mastar halindedir.
Örneğin;
Rojname hat belavkirin. (Gazete dağıtıldı.)
Rojname û Kovar hatin belavkirin. (Gazete ve dergi dağıtıldı.)
Olumsuzluk;
Edilgen çatının dili geçmiş zamanında, olumsuzluk anlamı vermek için nehat/nehatin kullanılır. Sözde özne tekilse nehat, çoğulsa nehatin.
Örneğin;
Rojname nehat belavkirin. (Gazete dağıtılmadı.)
Rojname û Kovar nehatin belavkirin. (Gazete ve dergi dağıtılmadı.)
D) Avaniya Tebatî (Dema Boriya Dûdar)
Mişli geçmiş zamanın edilgen çatısında hatin=> hatiye/hatineye dönüşür. Sözde özne tekilse hatiye, çoğulsa hatine kullanılır. Esas fiilimiz, mastar halindedir.
Örneğin;
Kinc hatiye şûştin. (Çamaşır yıkanmış.)
Stran hatiye guhdarîkirin. (Şarkı dinlenmiş.)
Mevanên hatine pêşwazîkirin. (Misafirler karşılanmış.)
Olumsuzluk;
Mişli geçmiş zamanın edilgen çatısında olumsuzluk nehatiye/nehatine ile sağlanır. Sözde özde tekilse nehatiye, çoğulsa nehatine kullanılır.
Örneğin;
Peyam dihat şandin. (Haber gönderiliyordu.)
Kinc dihat raxistin. (Çamaşır seriliyordu.)
Mêvanên dihatin birêkirin. (Misafirler yolculanıyordu.)
Olumsuzluk
Şimdiki zamanın hikayesinin edilgen çatısında olumsuzluk; nedihat/nedihatin ile sağlanır. Sözde özne tekilse nedihat; çoğulsa nedihatin kullanılır.
F) Avaniya Tebatî (Raweya Bilanî)
Bir şeyin yapılmasını istediğiniz durumlarda kullanılır. hatin => bê/bên ya da were/werine dönüşür. Ardından da mastar halindeki esas fiilimiz gelir.
Örneğin;
Bila pirtûk bê/were weşandin. (Kitap yayınlansın.)
Bila kincên bên/werin şûştin.
Olumsuzluk;
Olumsuzluk durumunda neyê/neyên kullanılır. Sözde özne tekilse neyê, çoğulsa neyên.
!!Dema bê ile karıştırılmasın! Hatırlatma: Dema bêde dê edatı da kullanılıyordu.