tamı tamına 3 yıl 1 ay 18 gündür entry girilmeyen bu başlığı hortlatmaktan şeref duyarak sözlerime başlıyorum
hukuk okuyan , hukuk mezunu olan , savcılık , hakimlik , avukatlık , zabıt katipliği gibi hukukla iç içe bulunan sektörlerde çalışan yahut daha önce bir vesile ile hukukla tanışmış , konular hakkında bilgisi olan yazar arkadaşların bilgi verme amaçlı , ve tüm yazar arkadaşların da bilgi alma amaçlı sıklıkla kullanması gerektiğini düşündüğüm başlıktır.
hukuk zaten zor bir alan , karşılıklı görüşlerin çatışmasıyla ve bilgi alışverişleriyle bu zor alanın altından daha rahat kalkılabileceğini düşünüyorum.
hakareti savunan yazarların baskısıyla yok olan kurul. 'bülent ersoy a maymuna dönmüş dedik simdi basımız belaya mı girecek' zihniyeti devam edecek ne yazıkki.
benim hakkimda olumsuz kararlar vermeye kalktiklarinda solugu avrupa insan haklari mahkemesinde almama sebep olacak kurul. ayrica yalan olmustur. kendimi hapishanede gitmeye hissetmeye baslamistim.
yazarların hukuksal yollarla korkutulamadığı anlaşılınca feshedilmiş kuruldur. yerlerine daha bir caydırıcı kurul getirileceği kulağımıza gelen söylentiler arasında. kurulun ismi mi ne? uludag sozluk zenci modlar kurulu. 23 cm altının bu kurula alınmayacağı da dötümüze giren söylentiler arasında...
altyazı: bülent ersoy ile armağan'ın evliliğinde çatırdamalar mı var? armağan jeepini iade mi edicek? şampanyalar kimin dötünde patladı? azzzzz sonraaaaa..
bana mı kastınız dememek elde değil. şimdi (27.11.2007 ) tarihinde şu an sol framede olan polisin artık işkence yapmaması diye bir başlık açmışım ve 8. entry ile aynmı içerikte bir yazı yazmışım ve tek farkı fetus okey gibi, göğsüne vurulan tekmeyle ölen adam gibi örnekler vermişim (ki biz bunları farklı bir organımızdan uydurmadık) ve bu entrym "Bu entry sözlüğü yasal yönden zor durumda bırakabilir" gerekçesiyle silinmiş. buyrun şimdi burada nerede kişiliğe saldırı ya da hakaret var. eleştirel bir bakış açısı o kadar. bu şu anlama geliyor sözlükteki moderatörler arasında bir görüş birliği yok. yani burası belirli bir nizam içerisinde işlemiyor. insanlar kafasına göre işlem yapıp sözlğün formatını kendine göre yorumlayabiliyor. bu çok tehlikeli bir durum.
edit: beni bazı konularda kaale aldığı, uyardığı ve aydınlattığı için eski yazar bir arkadaşa teşekkürü borç bilirim.
- pardon beni yan odadan gönderdiler şunu imzalar mısınız entry girecektim.
+ bu dosyanın içinde şukela var
- işlemin hızlandırılması için ufak bir hediye.
Çoğu yazarın kurulun varlığına ya da kurulun yasaları nasıl işleteceğine dair düşüncelerini aktardığı oluşum.
Kişisel olarak itirazım kurula değildir. Kurul anlaşıldığı üzere avukatlardan oluşmuştur. işte tamda bu nedenle ve bu noktasa adliyede savunma rolü üstlenmesi gereken avukatların, kurul adı altında yazalarını savunmayacağını açık açık söylemiş olmasıdır.
Savunmayacaksan avukat değilsin. Hakimsin demektir. Savcı da devleti svunan demektir. Eğer bir hukuk kurulu kurulacaksa, içeriğide ilk entrylerde açıklanacağı gibiyse "sözlük hakimler kurulu" denmesi daha tutarlı ve gerçekçi olur.
Yeniden belirteyim yazar olarak hukuk kuruluna karşı değilim. Hukuk kurulunun peşinen otosansür uygulamasıdır.
Ve bunu yaparken "anayasaya türk olarak bağlı" olmaya vurgusunda olduğu gibi avukat olarak değil savcı olarak yer almıştır. Bu ifade devletin ifadesidir, vatandaşın değil. Bu noktada ikinci önerim kurulun isminin "sözlük savcılar kurulu" olaak değiştirilmesidir.
Ekşi sözlük örneği verildi. Ama dikkat ekşi yazaıları suç teşkil edip etmeyeceğine bakılacağı söyleniyor. siz türksünüz gibi bir gönderme ile yazarlarının yazılarını hangi yasalara göre yazmasını söylemiyor. işte avukat olarak korumak budur.
Eğer yazarını korumayı amaçlayan bu tür bir hukuk kurulu olacaksa seve seve destekleyeceğim ve sunuduğu her öneriyi avukat mesleğinin donanımlarına güvenerek kabul edeceğim kuruldur.
Aksi halde yani entryinin başında yer alan ve yazara otosansür dayatan ifadeler değişmediği sürece daha önce belirttiğim gibi bir kaç gün sonra sözlükten ayrılacağım.
Ha sözlük yönetimi ben savunma ile uğraşamam diyecekse, o zaman kurul murul olmaz. isteyen istediğini yazar, şikayet geldiğinde yasal zorunluluk olarak sizler yazarın tüm bilgilerini verirsiniz. Gıkım çıkmaz. Bu tutum daha yerinde olur.
aslında burada bahsi geçmemiş çok kural var daha, keşke herkes bir kez tck'yi ve madde gerekçelerini okusa. neyse, önemli olan kuralların yapıcı biçimde uygulanması di mi benjamin. inşallah bu kurul da işini bilinçle yapar. moderasyon konusunda ise diyebileceğim pek bir şey yok, basit bir uludağ sözlük yazarı olarak diyebileceğim şeyler ise şunlar: yönetim işine soyunmadan evvel okur olmak gerekir, okurluk sonrası yazar olmak ve sonrasında format hakimiyeti ve en son da başkalarının ne yazıp ne yazamayacağına karar verecek o tırt makam olan moderasyon geliyor. hukuk danışmanlığı ile moderasyon ayrı olsa ve yazarların entryleri ile arada bu şekilde bir soyutlama olsa daha işlevsel olurdu sanki... bilemiyorum... (epeyce nokta var bu kısımda)
son sözlerim: yükleri ağır, sorumlulukları da geniş. inşallah başarılı olur bu kurulumuzun üyeleri. huh.. yoruldum. bol bol okudum bu konuyu, arada gelir yine okurum, aklıma geldikçe yazarım (sabahın köründe yazdığım bu yazıdaki mallıklarımı da bol bol editlerim sanıyorum). çapı herhangi bir sözlükte yazmasına yetmeyecek kadar sınırlı, entarilerinde ironi yapmayan kediniz azureel iyi günler diler.
(¹): şikayet edemeyeceğim diye sövmeyin sakın, sağlam yerlerde tanıdıklarım var benim. izinizi bulur, gece yattığınız yataktan aldırırım. derinizi yüzdürtdürttürürüm!