uludağ sözlük hukuk kurulu

    59.
  1. sene 1900 küsür'den beri uğraşırdık bu işle.

    kimi avukatlar, "hobi olarak yapabilir misiniz" sorusuna "hukuki danışma hizmeti ücretsiz yapılmaz" diye cevap vermişti. paragöz nâlân'lar.

    bugün geldi ki, mod mu hukukçu mu oldukları belli olmayan iki arkadaş -kendileri teker teker ellerinden öpülecek insanlardır herhalde (belki o kadar da değildirler)- sözlüğe geldi.

    sözlüğü ve yazıları ve yazarları bilmeyi tanımayı bir kenara bırakıyorum,

    hukukçu dediğin insan, moderatör değildir, mod yetkisi ile donatılmaz.

    mod, ihtiyaç duyduğunda "hukukçuya" kafasını karıştıran konuyu iletir, hukukçu cevaplar.

    iki günlük insanlardan mod olmalarını beklemek herhalde hiç de modça bir davranış değil arkadaşlar...

    kolay gelsin.
    33 ...
  2. 7.
  3. bu ülkedeki en yobaz savcının bile tutup iddianame düzenlemeyeceği türden örnekleri suç unsuru teşkil edebilir diye ortaya sererek sözlük içindeki bütün espri ve eleştiri kültürünü yok etmeye yeminliymiş gibi ortaya çıkan oluşum. hele ki bir şiiri alıntılamayı, hele ki maruf bir şiirden dizeler alıntılamayı intihal gibi örneklemelerine söyleyecek hiç sözüm yok doğrusu. yarın öbür gün biri çıkıp "x firmasıyla seyahat ettim adamların aracında doğru düzgün servis yapılmıyordu klima da su damlatıyordu binmeyin bu firmaya başka firma mı yok" dese bunu da bir tüketici eleştirisi olarak değil de (bkz: kişi ya da kurumun maddi hakları)nın ihlali olarak görüp silecektir bu moderasyon ben ona yanarım. ha bi de her şey bi tarafa iki tane ahbabı aynı anda bi işe başlatmak kurul oluşturmak mı oluyor acaba? şu kurul kelimesini de bir gözden geçirsek...
    25 ...
  4. 8.
  5. -son sözün nedir?
    +ben masumum hakim bey...
    -otur.
    -yaz kızım...
    -entrynin başlıkla ilgisinin olmaması ve üstteki entrylere cevap şeklinde olması nedeni ile sözlük formatının f maddesi gereğince entrynin silinmesine, yazarın formatı delmesi dolayısı ile 3 gün çaylak olarak yazarlığa devam etmesine oy birliği ile karar verilmiştir.
    12 ...
  6. 2.
  7. 88.
  8. yazarların hukuksal yollarla korkutulamadığı anlaşılınca feshedilmiş kuruldur. yerlerine daha bir caydırıcı kurul getirileceği kulağımıza gelen söylentiler arasında. kurulun ismi mi ne? uludag sozluk zenci modlar kurulu. 23 cm altının bu kurula alınmayacağı da dötümüze giren söylentiler arasında...

    altyazı: bülent ersoy ile armağan'ın evliliğinde çatırdamalar mı var? armağan jeepini iade mi edicek? şampanyalar kimin dötünde patladı? azzzzz sonraaaaa..
    9 ...
  9. 73.
  10. "maymuna benzemek" bakınızının bülent ersoy'a yönlenmesi nedeniyle bir gün bülent ersoy'un bunu farketmesi ile kanunlarla başımız belaya girer mi diye soru sorulmasının mümkün olduğu kuruldur.

    bir başka örnek "31 olsa çekilmez"in ismail yk'ya yönlenmesi...aydınlanmak isteyebilir yazarlar.
    hem artık hukukçu moderatörümüz de var, keşke bir tane de "tesisatçı moderatör" olsa, mutfak borusu su kaçırıyo' onu bir halletseydik...
    9 ...
  11. 74.
  12. bence moderasyonun amacı sözlükten yazı silinmesini sağlamak değil, sözlüğe yazı yazılmasını sağlamaktır. bu noktadan hareket edersek; uludağ sözlük hukuk kurulu işini yaparken; kesin karar veremediği bir entry konusunda "silinebilir" yorumu yapmak yerine, "silinmeyebilir" diyebilmelidir. fifa hakemlerine "ofsayttan emin değilsen, bayrak kaldırma" diyor, bu da onun gibi uygulanabilir. ha bir de mahkemede alınan bir karar, temyiz edilebiliyor en nihayetinde; unutmayalım. yani hukukçuların kararları "kati" değildir, olamaz. yazar olarak bunun bilincindeyiz sanırım.

    ikinci konu, hukuki süreçler yalnızca anayasa, tck, cmk gibi yerlerden hareketle çizilmiyor sanırsam. hukuk okuyanların yalancısıyım, onlara tck ezberletmiyorlar, mantığı öğretiyorlar. çünkü subjektif yorum yapılması gereken bir yer olan beşer dünyasında, kesin karar almak imkansız, yorum farkı ise kaçınılmazdır. ceza kanunundan örnek vermek gerekirse; meşhur bir tck md. 318 vardır. (bkz: halkı askerlikten soğutma)

    "md. 318. (1) Halkı, askerlik hizmetinden soğutacak etkinlikte teşvik veya telkinde bulunanlara veya propaganda yapanlara altı aydan iki yıla kadar hapis cezası verilir. (2) Fiil, basın ve yayın yolu ile işlenirse ceza yarısı oranında artırılır."
    (kaynak: http://www.mevzuat.adalet.gov.tr/html/1414.html )

    maddenin gerekçesinde ise bunun açıklaması çok güzel verilmiş.

    "Madde, halkı askerlik hizmetinden soğutacak etkinlikte, teşvik veya telkinde bulunmayı veya propaganda yapmayı cezalandırmaktadır. Vatanın düşman güçlerine karşı korunması bakımından her Türk vatandaşının askerlik hizmetini severek ve isteyerek yerine getirmesi şarttır. Esasen askerlik hizmetine yönelik duygu, vatandaşlığın zorunlu gereği olan vatana sadakat borcunun bir parçasını oluşturur. Söz konusu duyguyu tahrip etmek veya zayıflatmak maksadıyla vatandaşları askerlik hizmetlerinden soğutma yolunda teşvik veya telkinlerde bulunmayı veya propagandayı suç hâline getirmek suretiyle madde, millî savunmayı koruma amacını gütmektedir.
    Telkin ve teşvikin veya propagandanın askerî hizmetten soğutacak kuvvette olması koşulu ile söz, yazı, işaret, küçültücü imgeler veya bunların benzerleri marifetiyle yapılması suç oluşturacaktır. Teşvik veya telkin geniş sayıda kişilere yönelik olmayan fesatçı fiil olduğu hâlde propaganda çok daha geniş ve önceden belirli olmayan gruplara yönelik etkin telkin ve teşvikleri ifade etmektedir.
    Maddenin son fıkrasına göre, fiilin basın ve yayın yoluyla işlenmesi, ağırlaştırıcı nedendir."
    (kaynak: http://www.ceza-bb.adalet.../mevzuat/maddegerekce.doc )

    entrydeki içeriğe göre silinip silinmesine siz karar verin. bence bu yazı gayet açık biçimde, eleştirileri ve kişisel fikirleri yazılabilir kılıyor. provokasyon ise ayrı konu.

    bu basit bir örnek: kime, ne şekilde hitap edilip edilemeyeceği ancak mahkemede, hakimin takdiri ile belirlenebilecek bir şey. ek bilgi; geçen aylarda recep tayyip erdoğan'ın, kendisi hakkındaki ileri geri yazılara maddi manevi tazminat gerekçesi ile açtığı sayısız dava; topyekün düşürülmüştür (bilenler bilmeyenlere anlatsın). hakimin davaların reddi ile ilgili gerekçesi ise, "göz önünde olan bir kişinin, yaptığı iş gerekçesi ile eleştiriye açık olması gerekmektedir." benzeri bir şeydi (yanlış hatırlamıyor isem). benzer şekilde, celebrity denilen, topluma mal olmuş kişiler de eleştiri ve kendileri hakkında yorum yapılmasını kabullenmek zorundadır. bu arada mal kelimesinde cinas yaptım, selam ederim. elbette ki bu yorumlar "onun bunun çocuğu" şeklinde olamaz, kişilik haklarına saldırıdır bu (tck 125). ama bir şarkıcıya "karga sesli" demek bu kapsamda değerlendirilemez sanıyorum ki, ifade özgürlüğümüz var nitekim (swh).

    ayrıca önemli bir nokta, yamuluyorsam düzeltin ama, sözlük bir "kamusal alan" değil "basın yayın kuruluşu" statüsündedir. bu noktada yazılanlardan esas sorumlu kişi, bu yazıların halka ulaşmasını sağlayan hostingçi dayı ve internet sitesinin üzerine kayıtlı bulunduğu "arda akın" kişisidir; hakkında dava açılacak kişi de onlardır. bir de pratikte uygulaması pek mümkün gözükmeyen şey var, sözlük yazarı takibi sistemi yani. o kullanılmamakta. "size söven o yazıyı şu kişi yazmıştır" demekle, bu yazıların internet üzerinden iletilmesi suçundan feragat etmiş bulunmuyor site yöneticileri. disclaimer'da "bana ne" demek, "girmeyin siteye" demekle bu sorumluluk da üzerimizden atılmıyor (as far as i know).

    bir de internet bağlantılarını backtrace etme konusunda gezegenimizde başarılı işler yapılabilmesi de ne kadar mümkün bilemiyorum. paranoyak bir açıklama ile az evvelki savımı destekleyeyim: bir kaç aşamadan oluşan transparent proxy ağı ile, sırası ile israil, çin, venezüela, rusya üzerinden hoplaya zıplaya bir siteye istediğinizi yazabilir/yapabilirsiniz. emniyet güçlerinin bu ülkelerdeki site yetkilileri haberleşip, bağlantıyı geriye doğru takip etmesi 3 sene falan sürer herhalde(yaşasın bürokrasi). bağlantı detaylarını servis sağlayıcılardan almak için ayrı ayrı ülkelerde mahkeme kararı çıkartmak, giriş kayıtlarının proxy sağlayıcıların arşivlerinden silinme vaktinden evvel olmayacaktır kuvvetle muhtemel. bilemiyorum tabi detayları, salladım bu kısmı (hehe) geçelim.

    bir diğer nokta da, nick meselesi. sözlükteki nickimiz, arkasında gerçek bir insan yazıyor olsa da, bize (insana) ait değil. yani "azureel orospu çocuğudur" diyen birisini şikayet edebileceğim bir makam yok(bu konudan emin değilim, kurallar çok sık değişiyor. yine de entry sonundaki notu okuyun (¹)). vice versa, azureel'in "orospu çocuğu" dediği bir kişinin de "bana sövüyor bu azureel kişisi" diyeceği bir yer yok(belki de artık vardır?). yine de unutmayalım, davalar kişiye değil siteye açılıyor (daha önce üç beş internet sitesi davası inceledim, ordan biliyorum). bunun bir boşluk mu, yoksa esneklik mi olduğuna karar veremedim. yani bir avukata gitsem desem "bana sövüyorlar" diye "sigigi" der, hakim de bana "sigigi" diyeceği için olsa gerek. tuhaf.

    bir de aklıma geldi not düşeyim: kişiye hakaret durumlarında, suç unsuru oluşması için zatın şikayeti olması lazımmış. bir porno yıldızı için "xlavia saintus yüzyılın en büyük orospusudur" desek, bu bir suç mudur, evet. peki xlavia saintus veya kendisinin ikinci derece akrabalarından birisi bizi şikayet edecek midir, kuvvetle muhtemel hayır. öyleyse bu yazı burada kalabilir(bence). kanuna göre, kişiye hakaret durumlarında kraldan çok kralcıların başvurusu değil; mağdurun ikinci dereceye kadar kan bağına sahip akrabalarının şikayeti veya kişi ismi ile vakıf yürüten kuruluşların resmi başvuruları esas alınıyor. bu yüzden, eğer silinmesi için başvuru yapılmayacağı yönünde moderasyon üzerinde bir kanı oluşmuş ise, yazı sözlükte kalabilir. yazarın ifade özgürlüğünü -hıyarca olsa bile- kullanmasına izin vermek gerekir kanımca, en başta dediğim gibi moderasyon yazı silmek için değil; yazı yazdırmak için sözlüklerde hüküm sürmektedir.

    geçelim bir başka kıllı konuya; geriye yönelik uygulamalara yani. merak ettiğim şey, kurulun geçmişte yazılmış hukuka aykırı yazılar konusunda alacağı tavır. tüm yazarlar bu aşamada devreye girmeli ve eline çekirdeğini, popcornunu alıp izlemek yerine, duyarlı olup ellerinden geldiğince moderasyona yardımcı olmaları gerekiyor (imho). meşhur bir televizyoncu babamız vardı, skandal videosu olan hani. misal onun hakkında ileri geri yazılanlar var, bunların elden geçmesi gerekiyor. açık konuşmak gerekirse, benzer içeriği bir başka sözlükte yazanlar olsa ve ben de yöneticisi olsam, sorgusuz sualsiz atardım bu söven kişileri. ama yazarların korunması gerekli ve zamanında bilmedikleri kurallar üzerinden cezalandırılmamalı körpe dimağlar. bu yüzden dikkatli olmak, insiyatifi kimseyi üzmeyecek şekilde kullanmak gerekiyor, falan oluyor, filan oluyor.

    sonraki konumuz: sözlükteki argo ve küfürlü metinlerin kullanımı. sözlük, disclaimer adı verilen (feragatname de deniyor galiba) dipnot ile; bizlere 18 yaş üstü ahlaksız içerik açısından bir rahatlama imkanı vermiştir.ayrıca "lann çükümmm napıyon la hıyarağası.. dün gece yengenle bi başlamışız var yaaa...." şeklinde bir yazı yazmak, anayasada veya türk ceza kanununda veya sözlü kanunlarda tanımlanmış bir suç değildir diye düşünüyorum. bir internet sitesindeki yazarların ellerinden küfür kullanma lüksünü almak ciddi bir iştir ve sorumluluğu ağırdır. argo ile küfrün sınırını belirlemek ise imkansıza yakın bir iştir, ki piyasada argo sözlüklerde geçen ifadeler yüzünden yazarlarının hapis yatması lazım bu mantıkla. velhasılı, sinkaflı hakaret ifadesini kastetmiyorum, küfür diyorum, hah bunların silinmemesi lazım. (kişisel fikrim)

    zımnen saydırma konusunda ise, mağdurun tespiti esastır (ve tabi ki mağdurun başvurusu yine önemli). "anaokulundan üniversiteye kadar hiç durmadan anası bilmem kim hanımı, babası bilmem kim beyi, kovaladığı kargaları, gittiği mektebi, başına getirildiği kolordunun numarasını falan ezberlediğimiz liderlere verilen genel isimdir." şeklinde bir metin gayet muallaktır ve karşılığında bir yaptırım uygulanması pek mantıklı değil. "bu yazı üzerine dava açılır mı" sorusunu sorarsanız kendinize ve niye entrynin silinmemesi gerektiğini düşündüğümü anlayın.
    - bu arada ege üniversitesi biyoloji bölümünde okuyan yeşil gözlü, 165 boyunda 45 kilodaki, maşa gibin parmaklara, incecik ayak bileklerine sahip antalyalı kız, seni seviyorum.
    (siz tanıdınız mı arkadaşı? mağduru bulana 100.000 lira veriyorum)

    intihal suçu için ise bildiğim kadarı ile şarkı sözü ve şiir gibi metinler için geçerli değil. şiir kitabını sözlüğe paste etmekten bahsetmiyorum tabi (telif hakları ayrı), ama halkın genel kabulünü görmüş ve geniş kitlece bilinen bir eser parçası için de intihal yapılmış denilemez. kaldı ki, intihal olsa bile mağdurun şikayeti söz konusu olmaz sanıyorum.

    hata: entry çok uzun. (10306 karakter. max: 10000 karakter.) - hata kodu: oha
    8 ...
  13. 50.
  14. sadece eğlenmek için gelinen bir ortam için fazla resmi bir durum. biz bu kadar hukuk ile iç içe olmak isteseydik buraya değil mahkeme duvarına yazı yazardık.
    8 ...
  15. 42.
  16. 20.
  17. saçmalayan kuruldur...

    bırakınız efendim boş işleri, adamların anladığımız dil olarak açıkladığı şeylere bir bakınsana.

    b.y.y: bakınıza yazarın yorumu

    --yazar yorumlu spoiler--
    + "lann çükümmm napıyon la hıyarağası.. dün gece yengenle bi başlamışız var yaaa...."
    (bkz: Uludağ sözlük ün kamusal alan olması)

    bakınıza yazarın yorumu: efendim sözlük bir kamusal alansa başörtülüler giremez...

    + hukuk:
    hukuk dediğin zaten sözde seçilmiş birkaç yüz adamın bütün gün boş boş oturup arada götlerinden uydurdukları birkaç tane kural. roma mı lan burası? yerim hakkını. katlıların, bıçakçıların ülkesi burası. onlar hukuk mu dinledi"
    (bkz: türkiye nin sosyal bir hukuk devleti olması)

    bakınıza yazarın yorumu: yok artık...

    + kajlar:
    görüldüğü yerde söbü kafasına oklava levye girişilecek insanımsı. allahım yarattın, takip et ya. ensesine yediği o şaplağı da sonuna kadar hakediyordu zaten. helâl olsun holly-sean abimize. öl kajlar, öl! katlin vacip senin.
    (bkz: kişinin yaşam hakkı)

    bakınıza yazarın yorumu: kişinin yaşam hakkı verilmeye çalışılırken "insanımsı" diyerek ona hakaret etmek. bu aynı zamanda sözlükte çaylaklık sebebidir.

    + himmet kete kaşıkara:
    geçen yılın en seksisi seçildikten sonra artık yarın deprem olacak dense s*klenmeyecek medyatik ortaya karışık bilimadamı.
    (bkz: kişinin manevi hakları)

    bakınıza yazarın yorumu: küfür olmasın derken küfür ederek toplum içinde küfür ve argoyu yüceltmek, betimleme yaparken argo kelimeler kullanmak, bir moda da bu yakışırdı.

    + zart bankası:
    bu zart bankası kadar iğrenç bi banka görmedim. zaten duyumlar aldım ben bankacı arkadaşlardan, batmak üzereler. hepiniz mevduatınızı geri çekseniz iyi olur. benden söylemesi.
    (bkz: kişi ya da kurumun maddi hakları)

    bakınıza yazarın yorumu: bir insan evladı nasıl olurda sözlükten duyduğu batık banka hikayesine inanır... (bkz: hayal gücü sınırlı olan mod istiyoruz)

    + siyonist gülle :
    bir türlü hangi dine mensup olduğunu açıklamayan yazar. nickinde meymenet yok en başta. gerçi bizim tahminlerimiz var ama... erkeksen çık söyle.
    (bkz: din ve vicdan özgürlüğü)

    bakınıza yazarın yorumu: heh işte zurna ve zırt dediği yer... bunu uludağ sözlükte yapmak için yazarlarının neredeyse yarısının silinmesi lazım.

    örnek mi istiyorsunuz: scurtel'ın müslümanlık anıları

    + verengül bankası:
    adı bile böle olan bir bankanın vermemesi düşünülemez. Yani bkz: kredi
    (bkz: isim, ün, lakap vs haklarına saldırı)

    bakınıza yazarın yorumu: ileriki zamanlarda görücez bakalım bu konu hakkında neler yapabileceksiniz

    + tülin yavşar :
    komşu ülke adalarında yalınayak cirit atıp oralardaki parlak oğlanlara daaarling diye yavşamakla bir gün roma sheraton olacağını sanan vasıfsız ezik.
    (bkz: onur ve saygınlığa saldırı)

    bakınıza yazarın yorumu: şimdi benim nickimin saygınlığına saygısızlık eden ne ceza alacak sen bana onu söyle...

    + halim salim kabasıyanık:
    sabaha kadar cinsel tercihlerine dair ilginç ayrıntıları kendi eşinin çığlığından dinlediğimiz alt komşumuz. vay be çocukluğumun file torbalı, gazete kâğıdına sarılı ekmekli halim salim amcası.. demek geniş omuzlu he? valla hiç beklemezdik ya.. pes
    öz (bkz: özel hayatın gizliliği)

    bakınıza yazarın yorumu: kimsenin özgürlüklerine değmediği, onlara zarar vermediği sürece benim fantezilerimin kime zararı var ki...

    +bir avrupa şehrinde bizimkileri gözünden tanımak:
    yüzyıllardır abuk oba kültüründen sıyrılıp kendilerine zorla biçilen kentli kaftanına bir türlü oturmayan bir milletin fertlerini yurdun dışında da diğerlerinden alakasız davranışlarıyla bir anda teşhis etmektir. zaten bunların ne mal oldukları seçtikleri meclisten, ikide bir üstüne vazife mi değil mi diye düşünmeden her konuya atlayıp onları dünya çapında rezil eden ordularından vs her şeylerinden bellidir.
    (bkz: tck 301)

    bakınıza yazarın yorumu: biz düşünmeyelim o zaman, hatta power tuşuna basıp çıkayım, hazır hava da güzel...

    + askere giderken kafayı kazıtmak:
    sokakta yürürken uzun saçlarınıza bakıp sizle yıllarca sarma yapmış bir halkı korumak için, üstelik o iğrenç sabah üç beş nöbetlerinde kafanız daha da üşüsün diye, özene bezene uzattığınız güzelim saçlarınıza bir anda kıymaktır. sıkıyorsa kıymayın. askerlikte ne akıl vardır ne mantık. vicdani ret denen bir şey icad olundu artık. okusak öğrensek diyorum.
    (bkz: kişiyi askerlikten soğutma)

    bakınıza yazarın yorumu: yorumsuz...

    + katilcan gaspçıoğlu:
    bugün gündeme bomba gibi düşen suikast girişiminin faili. faili diyorum, evet çünkü bu belli bir şey. polis de delilleri en yakın zamanda bulacak ve bu adam da tez zamanda ait olduğu yere gönderilecektir.
    (bkz: masumiyet karinesi)

    bakınıza yazarın yorumu: suçluluğu ispatlanana kadar her insan masumdur...

    + frameplotting:
    bugüne kadar izlediğim en anlamlı film. öyle olmalı zaten bence de. bakın hollanda'da falan serbest bu şey. kim ne karışır ki benim kafamın iyi olmasına? başka türlü kaldıramaz zaten insan bu öss denilen boku. akşam geçeceksin odana... saracaksın şöyle .. of offfff... serbest bırakın lan şu işi.
    (bkz: uyuşturucuyu özendiren yazar)

    bakınıza yazarın yorumu: ulan anlamıyorum ki, o mereti içen adamın uludağ sözlük'te ne işi var. sanırım hukuk kurulu burayı ekşi sözlük sanıyor...

    + aslında bir halt olmayan diktatör:
    anaokulundan üniversiteye kadar hiç durmadan anası bilmem kim hanımı, babası bilmem kim beyi, kovaladığı kargaları, gittiği mektebi, başına getirildiği kolordunun numarasını falan ezberlediğimiz liderlere verilen genel isimdir.
    (bkz: zımnen saydıran yazar)

    bakınıza yazarın yorumu: zımnen ne ya.. ironi desene sen şuna. burası sözlük avukatlık bürosu değil ki!

    + yaşlandığını anladığın anlar:
    insana şiir yazdıran anlardır ve birden şu dizeler dökülüverir insanın dilinden: yaş yirmi beş, yolun yarısı değildir inşallah. dante gibi ortasında mıyız lan sahiden ömrün?
    (bkz: intihal)

    bakınıza yazarın yorumu: bugüne kadar olmamış olsa da yazara zarar vermekten başka bir işe yaramayacak, aklı başında bir yazarın yapmayacağı davranıştır...

    çalıntı değil alınteri

    *Bu başlıkta yer verilen entry örnekleri yalnızca siz değerli yazarlarımızı kazadan beladan uzak tutmak amacıyla, uludağ sözlük hukuk kurulu tarafından oluşturulmuştur; hiçbir gerçek veya tüzel şahsa yönelmemektedir.

    ayrıca, yetkisi dâhilindeki konular hakkında tüm meraklarınızı özel mesajlarda memnuniyetle giderecek olan kuruldur.
    --yazar yorumlu spoiler--

    *not: aradaki yorumların tamamı şahsım tarafından yazılmıştır. hukuk kurulu moderatörlerimizle kesinlikle alakası yoktur. yalnız anlayamadığım hem eski köye yeni adet getirmeye çalışmak hem de bunu yeni gelen köylülerin adetlerine uydurmaktır.
    *
    7 ...
© 2025 uludağ sözlük