uludağ sözlük hukuk kurulu

entry99 galeri2
    51.
  1. 52.
  2. artık sayfalarca devlete millete hakaret eden dolaylama yazarların ürkeceği öyle ipe sapa yazamayacağının simgesi mükemmel oluşum.
    (bkz: gerçekse tam süper olmuş, şaka ise çok mantıklı)
    6 ...
  3. 53.
  4. ulusozluk'ü ipleyen t.şşklı kimse bulunamayacağından, kendi egoları için çalışacak olan ve muhtemelen de annemden az hukuk bilgisi sahibi kişilerle donatılmış birşeydir. ''feci halde ekşi klonudur'' cümlesi artık yetersiz kalmaktadır bana göre.
    3 ...
  5. 54.
  6. 55.
  7. desteklenip danışılması gereken oluşum. sözlük ü hukuksal alanda savunacaktır. tepkileri anlamak güçtür.
    2 ...
  8. 56.
  9. 57.
  10. uludağ sözlük hukuk bürosunu açıp açmayacaklarını merak ettiğim hayırlı olsunluk oluşum.
    (bkz: bin düşün bir söyle)
    0 ...
  11. 58.
  12. orman kanunlarının uygulandığı yerde demokratik kanunlardan bahsedildiğini duyunca, balkabağına kelebek konan bir tablo havası vermiş kuruldur.

    hukukdan bahsediyoruz madem peki... hukuk denilen olgu siyasi sınırlar içinde geçerlidir. sanal alemde siyasi sınır var mıdır ? var sayalım ki ben ingiltereden giriyorum sözlüğe. hatalı entry girersem türkiye yasalarına göre mi yargılanacağım yoksa ingiltere yasalarına göre mi? acilen bir uludag sozluk hukuki danışma masası eklenmeli.
    7 ...
  13. 59.
  14. sene 1900 küsür'den beri uğraşırdık bu işle.

    kimi avukatlar, "hobi olarak yapabilir misiniz" sorusuna "hukuki danışma hizmeti ücretsiz yapılmaz" diye cevap vermişti. paragöz nâlân'lar.

    bugün geldi ki, mod mu hukukçu mu oldukları belli olmayan iki arkadaş -kendileri teker teker ellerinden öpülecek insanlardır herhalde (belki o kadar da değildirler)- sözlüğe geldi.

    sözlüğü ve yazıları ve yazarları bilmeyi tanımayı bir kenara bırakıyorum,

    hukukçu dediğin insan, moderatör değildir, mod yetkisi ile donatılmaz.

    mod, ihtiyaç duyduğunda "hukukçuya" kafasını karıştıran konuyu iletir, hukukçu cevaplar.

    iki günlük insanlardan mod olmalarını beklemek herhalde hiç de modça bir davranış değil arkadaşlar...

    kolay gelsin.
    33 ...
  15. 60.
  16. cıvıklığın olduğu bir ortamdaki sahte ciddiliktir. başta o yöneticiler kendilerinin ve geçmişteki yöneticilerin o zamanlardaki tarafsızlığı konusundaki haklı kuşkuları gidersinler. sonra sözlüğe nizam vermeye çalışsınlar. öyle osuruktan kurul kurunca köye devlet gelmiyor.
    2 ...
  17. 61.
  18. 62.
  19. kabul ederler ise gönüllü olarak stajer olmak istediğim kurul. * *
    2 ...
  20. 63.
  21. ilkokulum, ortaokulum, bilemedin lisem gibi gördüğüm; bünyesinde çok eğlendiğim uludagsozluk'un ürkütücü bir oluşumu. belki çok faydalı olacaktır, belkide kısa sürede gereksizliği anlaşılıp fes edilecektir; bilemem. alternatif kurullarda istiyor muyuz, evet istiyoruz. biz 73 kişiyiz burda, ben ve diğer 72 karakterim. çok düşündük, istiyoruz:

    uludag sozluk koca karı ilacı öneri kurulu

    uludag sozluk o araba iyi kaçmıyo ya kurulu

    uludag sozluk jenna jamesson bizide emsin kurulu

    uludag sozluk hayko gibi hönkürme kurulu

    uludag sozluk halay başı burma burma pınar başı tut maaşı leylim aman...

    sıkıldım ben. hayırlısı olsun sözlüğe
    4 ...
  22. 64.
  23. 65.
  24. 66.
  25. sözlükte başımız belaya girmesin diye oluşturulan ekip..

    ancak akıllarda sorular kalıyor aydınlatılması gereken.

    1. bu hukukçu kardişler mahkeme de iken birisi kalkıp birisinin kişisel hakkına tecavüz ederse kim müdahele edecek?
    2. yine bu hukukçu kardişler sözlükten ne kadar para almaktadır?
    3. bizim girdiğimiz yasal olmayan entryler için bu kişiler mi bizim aleymize dava açacaktır?
    4. ödiyeceğimiz tazminatlar zall'ın cebine mi yoksa mağdurların cebine mi girecektir?
    .
    .
    .
    .

    hahahhahaha çok komiksiniz siz sözlük yönetimi. uygulama belki güzel de sıfatlar olmamış be canım mod.larım.
    3 ...
  26. 67.
  27. yahu dikkatimi cekti, sabahtan beri sürekli üstlerde gezip herkesin hakkında fikir beyan ettiği bir nevi muhtıra sanırım. lan burada yazanlara soruyorum şimdi, kaçınız okudunuz lan baştan aşağı yazılanları. bakın ben sayı veriyorum. sıfır. hee. kendimi çıkarıyorum tabii. ee ne demişler kendimden bir ben çıkarsam ben kalmaz ki. neyse. maddeler, göze hoş gelen mahiyette özenli ve dikkatli yazılmış. bir kaç eksik-gedik bulmuş olsam da genel itibarıyle tarafımdan kaleme alınmış olsa buna yakın olurdu. sanırım kusursuz olmaması da buradan geliyor. yorum yazmadan önce adam akıllı okuyun lan baştan sona. çünkü bundan sonra benimle mesajlaşmalar konusunda çeşitli sınırlamalar getireceğim. o yüzden ilk mesajınızdan sonra bu maddelerle ilgili soracağım kısa bir soruya doğru cevap veremediğiniz takdirde benden ikinci bir mesaj alamayacaksınız. ee bazı yazarlara ulaşmak ve anında cevap almak bu kadar kolay olmamalı. "frankynin cennetine hoşgeldiniz" geçtiğimiz hafta italya sokaklarında rastladığım bir duvara basılmış grafitiden küçük bir bölüm sadece.
    3 ...
  28. 68.
  29. hakkında bu kadar entry girilince öldü zannettiğim gencecik kurul.
    3 ...
  30. 69.
  31. hocam görev verirse sözlüğümü adliyede en iyi şekilde temsil ederim.
    gotik gotu-2007
    1 ...
  32. 70.
  33. bir iki tanesi üstteki entrylere cevap yazacak şimdi... çok heyecanlılar.

    yazmayın arkadaşlar, oy verin.

    eleştirdiğimiz sizler değilsiniz, kişisel almayın. komik olan şeylerle ilgileniyoruz biz ailecenk.
    2 ...
  34. 71.
  35. şimdi bu askerlikten sogutma örneğini kim vermiş, veren de bu kurulda mı bilmiyorum lakin çok güldüm ben bu konuya. gotik götümle güldüm hem de.
    bir kere kişiyi askerlikten soğutma dediğiniz şey askerlikle ilgili anıları anlatarak olmaz. yani çavuş vardı sabah akşam bizi tokatlıyordu, saçınızı kestiriyorsunuz sik gibi oluyor demek kişiyi askerden soğutmak değildir.

    askerliği eleştirmek de kişiyi askerlikten soğutma değildir ve suç teşkil etmez. kaldı ki ceza kanunu'nda zaten hangi hareketlerin halkı askerlikten soğutma kapsamına gireceği söylenmemiştir, buna karar varan hakimdir.

    benim yaşadıklarımı anlatmam halkı askerlikten soğutmaya girmez. evet saçları kesiyorlar, sik gibi oluyor, cavuş ağzına sıçıyor, mantıksız hareketler var, leş gibi yemek yiyorsunuz falan filan demem olanları anlatmamdır.
    halkı kışkırtacak şey yazarsan, askere karşı tavır almasını sağlayacak şey yazarsan suç teşkil eder bu.
    2 ...
  36. 72.
  37. lise kantinine fazla gelen. ne gerek var hocam yoruyosunuz kendinizi.
    1 ...
  38. 73.
  39. "maymuna benzemek" bakınızının bülent ersoy'a yönlenmesi nedeniyle bir gün bülent ersoy'un bunu farketmesi ile kanunlarla başımız belaya girer mi diye soru sorulmasının mümkün olduğu kuruldur.

    bir başka örnek "31 olsa çekilmez"in ismail yk'ya yönlenmesi...aydınlanmak isteyebilir yazarlar.
    hem artık hukukçu moderatörümüz de var, keşke bir tane de "tesisatçı moderatör" olsa, mutfak borusu su kaçırıyo' onu bir halletseydik...
    9 ...
  40. 74.
  41. bence moderasyonun amacı sözlükten yazı silinmesini sağlamak değil, sözlüğe yazı yazılmasını sağlamaktır. bu noktadan hareket edersek; uludağ sözlük hukuk kurulu işini yaparken; kesin karar veremediği bir entry konusunda "silinebilir" yorumu yapmak yerine, "silinmeyebilir" diyebilmelidir. fifa hakemlerine "ofsayttan emin değilsen, bayrak kaldırma" diyor, bu da onun gibi uygulanabilir. ha bir de mahkemede alınan bir karar, temyiz edilebiliyor en nihayetinde; unutmayalım. yani hukukçuların kararları "kati" değildir, olamaz. yazar olarak bunun bilincindeyiz sanırım.

    ikinci konu, hukuki süreçler yalnızca anayasa, tck, cmk gibi yerlerden hareketle çizilmiyor sanırsam. hukuk okuyanların yalancısıyım, onlara tck ezberletmiyorlar, mantığı öğretiyorlar. çünkü subjektif yorum yapılması gereken bir yer olan beşer dünyasında, kesin karar almak imkansız, yorum farkı ise kaçınılmazdır. ceza kanunundan örnek vermek gerekirse; meşhur bir tck md. 318 vardır. (bkz: halkı askerlikten soğutma)

    "md. 318. (1) Halkı, askerlik hizmetinden soğutacak etkinlikte teşvik veya telkinde bulunanlara veya propaganda yapanlara altı aydan iki yıla kadar hapis cezası verilir. (2) Fiil, basın ve yayın yolu ile işlenirse ceza yarısı oranında artırılır."
    (kaynak: http://www.mevzuat.adalet.gov.tr/html/1414.html )

    maddenin gerekçesinde ise bunun açıklaması çok güzel verilmiş.

    "Madde, halkı askerlik hizmetinden soğutacak etkinlikte, teşvik veya telkinde bulunmayı veya propaganda yapmayı cezalandırmaktadır. Vatanın düşman güçlerine karşı korunması bakımından her Türk vatandaşının askerlik hizmetini severek ve isteyerek yerine getirmesi şarttır. Esasen askerlik hizmetine yönelik duygu, vatandaşlığın zorunlu gereği olan vatana sadakat borcunun bir parçasını oluşturur. Söz konusu duyguyu tahrip etmek veya zayıflatmak maksadıyla vatandaşları askerlik hizmetlerinden soğutma yolunda teşvik veya telkinlerde bulunmayı veya propagandayı suç hâline getirmek suretiyle madde, millî savunmayı koruma amacını gütmektedir.
    Telkin ve teşvikin veya propagandanın askerî hizmetten soğutacak kuvvette olması koşulu ile söz, yazı, işaret, küçültücü imgeler veya bunların benzerleri marifetiyle yapılması suç oluşturacaktır. Teşvik veya telkin geniş sayıda kişilere yönelik olmayan fesatçı fiil olduğu hâlde propaganda çok daha geniş ve önceden belirli olmayan gruplara yönelik etkin telkin ve teşvikleri ifade etmektedir.
    Maddenin son fıkrasına göre, fiilin basın ve yayın yoluyla işlenmesi, ağırlaştırıcı nedendir."
    (kaynak: http://www.ceza-bb.adalet.../mevzuat/maddegerekce.doc )

    entrydeki içeriğe göre silinip silinmesine siz karar verin. bence bu yazı gayet açık biçimde, eleştirileri ve kişisel fikirleri yazılabilir kılıyor. provokasyon ise ayrı konu.

    bu basit bir örnek: kime, ne şekilde hitap edilip edilemeyeceği ancak mahkemede, hakimin takdiri ile belirlenebilecek bir şey. ek bilgi; geçen aylarda recep tayyip erdoğan'ın, kendisi hakkındaki ileri geri yazılara maddi manevi tazminat gerekçesi ile açtığı sayısız dava; topyekün düşürülmüştür (bilenler bilmeyenlere anlatsın). hakimin davaların reddi ile ilgili gerekçesi ise, "göz önünde olan bir kişinin, yaptığı iş gerekçesi ile eleştiriye açık olması gerekmektedir." benzeri bir şeydi (yanlış hatırlamıyor isem). benzer şekilde, celebrity denilen, topluma mal olmuş kişiler de eleştiri ve kendileri hakkında yorum yapılmasını kabullenmek zorundadır. bu arada mal kelimesinde cinas yaptım, selam ederim. elbette ki bu yorumlar "onun bunun çocuğu" şeklinde olamaz, kişilik haklarına saldırıdır bu (tck 125). ama bir şarkıcıya "karga sesli" demek bu kapsamda değerlendirilemez sanıyorum ki, ifade özgürlüğümüz var nitekim (swh).

    ayrıca önemli bir nokta, yamuluyorsam düzeltin ama, sözlük bir "kamusal alan" değil "basın yayın kuruluşu" statüsündedir. bu noktada yazılanlardan esas sorumlu kişi, bu yazıların halka ulaşmasını sağlayan hostingçi dayı ve internet sitesinin üzerine kayıtlı bulunduğu "arda akın" kişisidir; hakkında dava açılacak kişi de onlardır. bir de pratikte uygulaması pek mümkün gözükmeyen şey var, sözlük yazarı takibi sistemi yani. o kullanılmamakta. "size söven o yazıyı şu kişi yazmıştır" demekle, bu yazıların internet üzerinden iletilmesi suçundan feragat etmiş bulunmuyor site yöneticileri. disclaimer'da "bana ne" demek, "girmeyin siteye" demekle bu sorumluluk da üzerimizden atılmıyor (as far as i know).

    bir de internet bağlantılarını backtrace etme konusunda gezegenimizde başarılı işler yapılabilmesi de ne kadar mümkün bilemiyorum. paranoyak bir açıklama ile az evvelki savımı destekleyeyim: bir kaç aşamadan oluşan transparent proxy ağı ile, sırası ile israil, çin, venezüela, rusya üzerinden hoplaya zıplaya bir siteye istediğinizi yazabilir/yapabilirsiniz. emniyet güçlerinin bu ülkelerdeki site yetkilileri haberleşip, bağlantıyı geriye doğru takip etmesi 3 sene falan sürer herhalde(yaşasın bürokrasi). bağlantı detaylarını servis sağlayıcılardan almak için ayrı ayrı ülkelerde mahkeme kararı çıkartmak, giriş kayıtlarının proxy sağlayıcıların arşivlerinden silinme vaktinden evvel olmayacaktır kuvvetle muhtemel. bilemiyorum tabi detayları, salladım bu kısmı (hehe) geçelim.

    bir diğer nokta da, nick meselesi. sözlükteki nickimiz, arkasında gerçek bir insan yazıyor olsa da, bize (insana) ait değil. yani "azureel orospu çocuğudur" diyen birisini şikayet edebileceğim bir makam yok(bu konudan emin değilim, kurallar çok sık değişiyor. yine de entry sonundaki notu okuyun (¹)). vice versa, azureel'in "orospu çocuğu" dediği bir kişinin de "bana sövüyor bu azureel kişisi" diyeceği bir yer yok(belki de artık vardır?). yine de unutmayalım, davalar kişiye değil siteye açılıyor (daha önce üç beş internet sitesi davası inceledim, ordan biliyorum). bunun bir boşluk mu, yoksa esneklik mi olduğuna karar veremedim. yani bir avukata gitsem desem "bana sövüyorlar" diye "sigigi" der, hakim de bana "sigigi" diyeceği için olsa gerek. tuhaf.

    bir de aklıma geldi not düşeyim: kişiye hakaret durumlarında, suç unsuru oluşması için zatın şikayeti olması lazımmış. bir porno yıldızı için "xlavia saintus yüzyılın en büyük orospusudur" desek, bu bir suç mudur, evet. peki xlavia saintus veya kendisinin ikinci derece akrabalarından birisi bizi şikayet edecek midir, kuvvetle muhtemel hayır. öyleyse bu yazı burada kalabilir(bence). kanuna göre, kişiye hakaret durumlarında kraldan çok kralcıların başvurusu değil; mağdurun ikinci dereceye kadar kan bağına sahip akrabalarının şikayeti veya kişi ismi ile vakıf yürüten kuruluşların resmi başvuruları esas alınıyor. bu yüzden, eğer silinmesi için başvuru yapılmayacağı yönünde moderasyon üzerinde bir kanı oluşmuş ise, yazı sözlükte kalabilir. yazarın ifade özgürlüğünü -hıyarca olsa bile- kullanmasına izin vermek gerekir kanımca, en başta dediğim gibi moderasyon yazı silmek için değil; yazı yazdırmak için sözlüklerde hüküm sürmektedir.

    geçelim bir başka kıllı konuya; geriye yönelik uygulamalara yani. merak ettiğim şey, kurulun geçmişte yazılmış hukuka aykırı yazılar konusunda alacağı tavır. tüm yazarlar bu aşamada devreye girmeli ve eline çekirdeğini, popcornunu alıp izlemek yerine, duyarlı olup ellerinden geldiğince moderasyona yardımcı olmaları gerekiyor (imho). meşhur bir televizyoncu babamız vardı, skandal videosu olan hani. misal onun hakkında ileri geri yazılanlar var, bunların elden geçmesi gerekiyor. açık konuşmak gerekirse, benzer içeriği bir başka sözlükte yazanlar olsa ve ben de yöneticisi olsam, sorgusuz sualsiz atardım bu söven kişileri. ama yazarların korunması gerekli ve zamanında bilmedikleri kurallar üzerinden cezalandırılmamalı körpe dimağlar. bu yüzden dikkatli olmak, insiyatifi kimseyi üzmeyecek şekilde kullanmak gerekiyor, falan oluyor, filan oluyor.

    sonraki konumuz: sözlükteki argo ve küfürlü metinlerin kullanımı. sözlük, disclaimer adı verilen (feragatname de deniyor galiba) dipnot ile; bizlere 18 yaş üstü ahlaksız içerik açısından bir rahatlama imkanı vermiştir.ayrıca "lann çükümmm napıyon la hıyarağası.. dün gece yengenle bi başlamışız var yaaa...." şeklinde bir yazı yazmak, anayasada veya türk ceza kanununda veya sözlü kanunlarda tanımlanmış bir suç değildir diye düşünüyorum. bir internet sitesindeki yazarların ellerinden küfür kullanma lüksünü almak ciddi bir iştir ve sorumluluğu ağırdır. argo ile küfrün sınırını belirlemek ise imkansıza yakın bir iştir, ki piyasada argo sözlüklerde geçen ifadeler yüzünden yazarlarının hapis yatması lazım bu mantıkla. velhasılı, sinkaflı hakaret ifadesini kastetmiyorum, küfür diyorum, hah bunların silinmemesi lazım. (kişisel fikrim)

    zımnen saydırma konusunda ise, mağdurun tespiti esastır (ve tabi ki mağdurun başvurusu yine önemli). "anaokulundan üniversiteye kadar hiç durmadan anası bilmem kim hanımı, babası bilmem kim beyi, kovaladığı kargaları, gittiği mektebi, başına getirildiği kolordunun numarasını falan ezberlediğimiz liderlere verilen genel isimdir." şeklinde bir metin gayet muallaktır ve karşılığında bir yaptırım uygulanması pek mantıklı değil. "bu yazı üzerine dava açılır mı" sorusunu sorarsanız kendinize ve niye entrynin silinmemesi gerektiğini düşündüğümü anlayın.
    - bu arada ege üniversitesi biyoloji bölümünde okuyan yeşil gözlü, 165 boyunda 45 kilodaki, maşa gibin parmaklara, incecik ayak bileklerine sahip antalyalı kız, seni seviyorum.
    (siz tanıdınız mı arkadaşı? mağduru bulana 100.000 lira veriyorum)

    intihal suçu için ise bildiğim kadarı ile şarkı sözü ve şiir gibi metinler için geçerli değil. şiir kitabını sözlüğe paste etmekten bahsetmiyorum tabi (telif hakları ayrı), ama halkın genel kabulünü görmüş ve geniş kitlece bilinen bir eser parçası için de intihal yapılmış denilemez. kaldı ki, intihal olsa bile mağdurun şikayeti söz konusu olmaz sanıyorum.

    hata: entry çok uzun. (10306 karakter. max: 10000 karakter.) - hata kodu: oha
    8 ...
  42. 75.
  43. hata: entry girerken 20 saniye kuralı.
    (devam)

    aslında burada bahsi geçmemiş çok kural var daha, keşke herkes bir kez tck'yi ve madde gerekçelerini okusa. neyse, önemli olan kuralların yapıcı biçimde uygulanması di mi benjamin. inşallah bu kurul da işini bilinçle yapar. moderasyon konusunda ise diyebileceğim pek bir şey yok, basit bir uludağ sözlük yazarı olarak diyebileceğim şeyler ise şunlar: yönetim işine soyunmadan evvel okur olmak gerekir, okurluk sonrası yazar olmak ve sonrasında format hakimiyeti ve en son da başkalarının ne yazıp ne yazamayacağına karar verecek o tırt makam olan moderasyon geliyor. hukuk danışmanlığı ile moderasyon ayrı olsa ve yazarların entryleri ile arada bu şekilde bir soyutlama olsa daha işlevsel olurdu sanki... bilemiyorum... (epeyce nokta var bu kısımda)

    son sözlerim: yükleri ağır, sorumlulukları da geniş. inşallah başarılı olur bu kurulumuzun üyeleri. huh.. yoruldum. bol bol okudum bu konuyu, arada gelir yine okurum, aklıma geldikçe yazarım (sabahın köründe yazdığım bu yazıdaki mallıklarımı da bol bol editlerim sanıyorum). çapı herhangi bir sözlükte yazmasına yetmeyecek kadar sınırlı, entarilerinde ironi yapmayan kediniz azureel iyi günler diler.

    (¹): şikayet edemeyeceğim diye sövmeyin sakın, sağlam yerlerde tanıdıklarım var benim. izinizi bulur, gece yattığınız yataktan aldırırım. derinizi yüzdürtdürttürürüm!
    5 ...
© 2025 uludağ sözlük