o dönem kullandığım diğer nick ile haberdar olmuştum bu olayın doğruluğundan. pek anormal algılanmaması gereken bir olay. bu yüzden doğruluğunu yazının ajitasyonu ile doğru orantılı abartmaya gerek yok bence. hem söz konusu tacizci de iyi bir yazar-dı.
e be iffetli ev kızı bizimleyken böyle demiyordun ama, şimdi biz de kadın programlarına çıkıp kafamızda kese kağıdıyla seni hem rencide hem de afişe edelim mi? aslında çok pişmansın, bizi unutamadın biliyorum ve şu an bu entry' i şöminenin başında siyah röpdeşambırımla bir yandan da buzlu kedi kanını yudumlarken senin için yazıyorum. (bkz: dön gel yeter)
bu doğruysa zirvelerde böyle bir ortam varsa beni çağırmayan göttür, ayrıca mailin sonunda bana zorla sahip oldu gibi bi bitiş bekliyodum enteresan gelmedi,bira içmenin günah olduğunu bilen kızımız yazarlık uğruna ne acılara katlanmış vah vah,hayatı sözlükten ibaret zannımca bizim payımıza düşen zeka seviyesi düşük ahlak seviyesi yüksek bu kardeşimizle aynı çatı altında olduğumuz gerçeğidir,zirvelere gelen satanist arkadaşlarım renkli giyinin votka portakal tercih edin, yıkanın birde yumurtalı maklubeyi yanınızda taşıyın.
gizli bir tarikat olduğumuzu ortaya çıkaran e-postadır. 'eyes wide shut' filminin çıkış noktasıda biziz zaten ve hepimiz kremayı çok seviyoruz. * hemşire, mahlas, mazbut bunlar bize uzak kavramlar ama.
başka maceralarını da beklediğimiz iffetli kızın yazmış olduğu hikayedir.
(bkz: iffetli kız zirvede)
(bkz: iffetli kız bazarda)
(bkz: ben tek bir iffet bilirim o da arabanın camına sıkıştı)
ben illahi meyve suyu olsun dedim, ama onlar çok ısrarcıydı gazoz içmem için, çok yırtındılar. ama nafile ben mutaassıp bir ev kızıydım, o kadarı fazla dedim içemem dedim, gazozuna giderim dedim yapmadım.
ya şaka gibi hem korkuyon hem sarkıyon demezlermi güzelim.
ben lise mezunu bir ev kızıyım. zaman geçirebilmek için uludağ sözlüğe kayıt oldum. hemen bir sürü insanla tanışıp bir sürü arkadaş edindim. çok mutluydum. bir gün arkadaşım a.z. beni bir zirveye davet etti. bir gittim ki gelenlerin hepsi baştan aşağıya siyah giymişler. dumur oldum ama bir şey belirtmedim. grup sadece kızdan oluşuyordu, kendime "korkacak bir şey yok" deyip rahat bir nefes alırken grubun yarısının erkeklerden, evet, uzun saçlı erkeklerden oluştuğunu farkettim. şok oldum ve kaçmak istedim fakat beni yakaladılar ve zorla alkol satan bir bara götürdüler. "allah'ım ben nereye düştüm" diye haykırırken garson geldi ve ne içmek istediğimizi sordu bize. herkes bira ve alkol içeren içecekler istedi. ben ise meyve suyu almak istedim ama beni alkol almaya zorladılar. o anda da zaten garson güldü ve dalga geçerek bana orada meyve suyu olmadığını söyledi. içecekler gelince ben bardağıma dokunmak istemedim fakat boynuma bıçak dayayıp benden zorla bardağın içindekini içmemi emrettiler. aman allah'ım, ilk kez alkol içiyordum, içimde o sıcak iğrenç tadı unutamıyorum... affet beni allah'ım. neyse sonra bir tanesi bizi evine davet etti. ben tabi istemedim onlara "bırakın evime gideyim" diye yalvardım. fakat orada moderatör olacak birisi bana "gelmezsen bir daha ulu'da yazamazsın" dedi. çok çaresizdim. neyse bardan çıktık ve "sokaktakilere bir şey dersen uludağ sözlük hesabını silerim" dedi o moderatör yeniden. korkumdan bir şey diyemedim ve onlarla o eve kadar gittim. orada yine alkol içtiler ve sevişmeye başladılar. ben çok utandım fakat bana dokunmadı hiçbiri. işleri bitince beni bir masanın üzerine yatırıp etrafıma yuvarlakların içinde yıldızlar çizmeye başladılar ve tuhaf tuhaf kelimeler söylediler, ellerine bıçak alıp boğazımı kestiler. sonra iç organlarımı alıp bedenimden kalanları çöpe attılar. ben öldüm ama sizlere gerçekleri anlatmadan ayrılamazdım bu dünyadan. siz siz olun, asla uludağ sözlükte yazar olmayın.
güneşli bir yaz günüydü evimin aşşağısındaki parkta günlük koşumu yapmak üzere orman doğru yol aldım ayakkabımı bağlamak üzere bir eğildim ki etrafımı bir anda ellerinde pankartlarda biz uludağ sözlük yazarlarıyız yazan uludağ sözlük yazarları sardı ne yapacağımı şaşırmıştım aralarından iyi görünümlü olan moderatör a.z bana kaçmamı söyledi moderatör a.z bir kahraman edasıyla ormandakileri kaçırmayı başarmıştı. a.z nin üstü başı kan içindeydi yaralarına pansuman yapmak için a.z yi evime davet ettim. eve götürmemle dudaklarıma yapışması bir oldu o anda herşeyin bir oyun olduğunu anlamıştım. ama çağresizlikten yapacağım bir şey kalmadığını anlamıştım ama öyle bir olay olduki daha bir şok olmuştum ellerindeki pankartlarda biz uludağ sözlük yazarıyız yazan uludağ sözlükleri içeri girmez mi? o anda işte dünya başıma yıkılmıştı.
